Danıştay Kararı 10. Daire 2022/511 E. 2022/6667 K. 28.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/511 E.  ,  2022/6667 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/511
Karar No : 2022/6667

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN KONUSU : Şırnak ili, Cizre ilçesinde, 04/09/2015-12/09/2015 tarihleri arasında ilan edilen sokağa çıkma yasağının sürdüğü dönemde, 10/09/2015 tarihinde, evinin önünde oynarken kim tarafından ateşlendiği belli olmayan kurşunun isabet etmesi sonucu yakınları …’ı kaybeden davacılar tarafından, olayda idarenin sorumluluğunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık; anne … için 10.000,00 TL (miktar artırımı ile birlikte 80.020,88 TL) destekten yoksun kalma tazminatı ile 5.000,00 TL cenaze ve defin gideri, 150.000,00 TL manevi tazminat; baba … için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 5.000,00 TL cenaze ve defin gideri ile 150.000,00 TL manevi tazminat; kardeşleri olan diğer davacılar için ayrı ayrı 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 40.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 540.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, vefat olayında idarenin hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı, ancak sosyal risk ilkesi çerçevesinde sorumluluğunun olduğu, davacı anne ve babanın da %50 oranında müterafik kusuru bulunduğu gerekçesiyle; davacıların maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile anne … için 40.010,44 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat (cenaze ve defin giderleri ile baba ve kardeşler için talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı) istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile anne … ve baba … için ayrı ayrı 25.000,00 TL, kardeşlerin her biri için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dava konusu olayda idarenin hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı, uyuşmazlığın maddi tazminata ilişkin kısmının 5233 sayılı Kanun kapsamında, manevi tazminata ilişkin kısmının ise genel hükümler kapsamında çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurularının reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, İdare Mahkemesi kararının davacı anne ve babanın cenaze ve defin giderine karşılık 10.000,00 TL’lik maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı dışındaki kısımlarının kaldırılmasına, 33.620,30 TL maddi tazminatın anne ve babaya miras hisseleri oranında dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine, anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 25.000,00 TL, kardeşlerin her biri için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine dair işlemin hukuka aykırı olduğu, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğu, anne ve babaya denetim ve gözetim ödevini gereği gibi yerine getirmediklerinden bahisle kusur izafe edilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yetersiz olduğu iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, davacılar lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarlarının yüksek olduğu, manevi tazminata faiz işletilmesinin hatalı olduğu, harçtan muaf olduklarından idareleri aleyhine harca hükmedilemeyeceği iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, davacılar yakınının yaralanmasından hastaneye intikaline kadar geçen süreçte, sağlık hizmetinin işleyişi yönünden idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun yeterince araştırılmadığı görüldüğünden, Sağlık Bakanlığı’nın da hasım mevkiine alınması sonrasında esasa ilişkin yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davacıların yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Temyize Konu Kararın, Maddi ve Manevi Tazminat İstemlerinin Esasına İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, maddi ve manevi tazminatın esasına ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize Konu Kararın, Hükmedilen Tazminat Tutarlarına İşletilen Yasal Faizin Başlangıç Tarihi Yönünden İncelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinin, davacıların ön karar başvurusunda bulunduğu tarihte yürürlükte olan halinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, miktar artırım dilekçesiyle artırılan kısım da dahil olmak üzere, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması; dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulmakla birlikte faizin başlangıç tarihine yönelik belirleme yapılmaması halinde ise davanın açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz işletilmesi, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacılar tarafından, dava dilekçesinde, talep ettikleri maddi ve manevi tazminat tutarlarına -başlangıç tarihi belirtilmeksizin- yalnızca yasal faiz işletilmesi yönünde istemde bulunulduğu, Bölge İdare Mahkemesince, davacı anne ve baba lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarlarına davanın açıldığı tarihten (yenileme dilekçesinin sunulduğu 27/02/2017 tarihinden) itibaren faiz işletildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacılar tarafından dava dilekçesinde yalnızca yasal faiz isteminde bulunulduğu, ayrıca faizin başlangıç tarihine ilişkin bir belirlemede bulunulmadığı görüldüğünden, genel hükümler kapsamında açılan bu davada, Mahkemece, hükmedilen tüm tazminat tutarlarına, Danıştay’ın yerleşik içtihatları gereği davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, davanın açıldığı tarih olarak davacıların … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dilekçe ret kararı üzerine yenilediği dava dilekçesinin verildiği tarih olan 27/02/2017 tarihi yerine, dilekçe ret kararına konu ilk dava dilekçesinin Mahkemeye sunulduğu 17/10/2016 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan; “1-Maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile, 33.620,30 TL’nin vefat edenin mirasçılarından olan davacılardan anne ve babaya miras hissesi oranında dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine,” ibaresinin, “1-Maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile 33.620,30 TL’nin vefat edenin mirasçılarından olan davacılardan anne ve babaya miras hisseleri oranında davanın açıldığı 17/10/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine,” şeklinde; “2-Manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile, davacı anne … ve baba …’ın her biri için ayrı ayrı 25.000,00 TL ile davacı kardeşlerden her biri için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere genel toplamda 90.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 27/02/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine,” ibaresinin, “2- Manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı anne … ve baba …’ın her biri için ayrı ayrı 25.000,00 TL ile davacı kardeşlerden her biri için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere genel toplamda 90.000,00 TL manevi tazminatın davanın açıldığı 17/10/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine,” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısım yönünden KABULÜNE, diğer kısımlar yönünden REDDİNE, davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Davacıların adli yardım talepleri kabul edildiğinden temyiz aşamasına ilişkin tahsil edilmeyen yargılama giderlerinin davacılardan tahsili için Mahkemece ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istem halinde iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28/12/2022 tarihinde, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.