Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/3492 E. , 2023/2258 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/3492
Karar No : 2023/2258
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Hava Kara Deniz Ambulans Sağlık Hiz. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN KONUSU: Davacı şirkete ait Özel … Ambulans Servisinin süresiz kapatılmasına ilişkin Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun ek 11. maddesi kapsamındaki, sağlık hizmeti sunumu ile ilgili tüm iş ve işlemler açısından, idari para cezasının valilerce verileceği, faaliyet durdurma cezasının ise idari para cezasını gerektiren fiillerin tekrarına bağlandığı ve Sağlık Bakanlığınca verilmesinin öngörüldüğü, ayrıca bu yetkinin devrine ilişkin mevzuatta hüküm bulunmadığı, bu nedenle valinin ya da vali yardımcısının faaliyetin durdurulması yönünde müeyyide uygulama konusunda yetkisi olmadığından Özel … Ambulans Servisinin süresiz olarak kapatılarak faaliyetinin durdurulmasına yönelik dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, Sağlık Bakanlığınca 05/08/2014 tarihinde yürürlüğe konulan Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarının İl Sağlık Müdürlüklerince Denetimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönergede yer alan “acil durumlar” nitelemesinin, her valilikçe farklı yorum ve uygulamalar yapılmasına imkan verecek muğlak bir durum oluşturduğu, bu nitelikteki bir Yönerge hükmünün, kanunda yetki devri için aranan “sınırları açıkça belirtmek” şartını taşımaması nedeniyle usulüne uygun bir yetki devri olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; daha evvel verilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın, Danıştay Onuncu Dairesinin 21/09/2021 tarih ve E:2021/515, K:2021/4184 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davacı şirkete ait ambulans servisinin süresiz kapatılarak faaliyetinin durdurulmasına ilişkin işlemin Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları İle Ambulans Hizmetleri Yönetmeliğine aykırı fiil nedeniyle tesis edildiği, işlemin dayanağının 3359 sayılı Kanun’un ek 11. maddesi olmadığı, uyuşmazlıkta uygulanma kabiliyeti olmayan ek 11. maddenin son fıkrası dayanak alınarak işlemin Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanması gerektiğinden söz edilemeyeceği,çünkü söz konusu fıkrada Sağlık Bakanlığının yetkisinin, ancak, “bu maddede sayılan” eylemlerin üçüncü defa işlenmesi ile ilgili olduğunun açıkça hüküm altına alındığı, Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları İle Ambulans Hizmetleri Yönetmeliğinin EK-10/A “Ambulans Servisi Denetleme Formu”nun 1. satırında, ambulans uygunluk belgesinin Yönetmeliğe uygun olmaması halinde ambulans servisinin süresiz olarak kapatılması suretiyle faaliyet durdurma yaptırımı uygulanacağı belirlendikten sonra bu yaptırımı uygulayacak merciin belirlenmediği görülmekte ise de, Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarının İl Sağlık Müdürlüklerince Denetimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönerge’nin 20. maddesinin 4. fıkrasında, ilgili mevzuatında öngörülen faaliyet durdurma yaptırımının acil durumlarda Valilik onayı ile uygulanabileceği düzenlendiğinden ve insan sağlığını doğrudan etkileyen dava konusu fiile yaptırım uygulamanın Yönergede bahsi geçen acil durum olarak kabulü gerektiğinden, valilikçe tesis edilen dava konusu işlemde yetki unsuru yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, anılan Yönerge’de, yaptırımı uygulama yetkisinin münhasıran ‘Vali’ye verilmediği, dava konusu işlemin vali adına vali yardımcısı tarafından imzalanmış olmasında da hukuka aykırılık bulunmadığı, uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak; davacı şirkete ait … plaka numaralı ambulansın İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce verilen 19/06/2019 tarihli uygunluk belgesine istinaden faaliyet gösterdiği, 27/08/2019 tarihinde Ankara ilinde bulunmasının nedeninin İstanbul’dan Ankara’ya hasta nakledilmesi olarak açıklandığı, davalı idarece bu durumun aksine herhangi bir iddia ileri sürülmediği, denetim sonrasında 04/09/2019 tarihinde Ankara İl Sağlık Müdürlüğünce acil yardım ambulansı olarak faaliyet göstermek üzere uygunluk ruhsatı verildiği, 08/08/2019 tarihinde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce ambulans uygunluk belgesinin iptal edildiği sabit ise de, söz konusu durumun ilçe sağlık müdürlüğüne, Noterler Birliğine 15/08/2019 tarihli yazılar ile bildirildiği görülmekte ise de davacı şirkete uygunluk belgesinin iptal edildiğine dair herhangi bir bildirim yapılmadığı, belgenin iptal edildiğinden davacı şirketin haberdar olduğunu ortaya koyan başkaca bir verinin de sunulmadığı, davacı şirkete ait ambulansın gerek Ankara İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerince denetimin yapıldığı tarihte gerekse Ankara ilinde kara ambulansı olarak faaliyet göstermek üzere ruhsatlandırıldığı tarihte İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce verilen ruhsatnameye istinaden faaliyet gösterdiği, uygunluk belgesi olmadan faaliyet gösterilmesi şeklinde ihlal sonucunu doğuran fiilin işlendiğinden söz edilemeyeceği, bu itibarla, Ankara İl Sağlık Müdürlüğünce 04/09/2019 tarihinde düzenlenen ambulans uygunluk belgesinin, daha önce (27.08.2019 tarihinde) ruhsatsız olarak faaliyette bulunmuş olduğundan bahisle, Yönetmeliğe uygun olmadığı değerlendirilmek suretiyle, davacı şirkete ait kara ambulansı olarak faaliyet göstermek üzere ruhsatlandırılan Özel … Ambulans Servisinin süresiz kapatılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, İstanbul ilindeki davacıya ait istasyonda yapılan denetimde tespit edilen eksikliklerin tamamlanarak faaliyetine devam edebileceği mümkün iken kamu hizmeti yürüten davacının istasyonu izinsiz ve bildirimsiz terk ettiği, akabinde de mevzuata uygun bildirim yapılmadan faaliyete devam edilmesinin kötü niyet içerdiği, dava konusu işlemin davacının mevzuata aykırı fiillerine istinaden tesis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, hukuki dayanağı bulunmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.