Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/2024 E. , 2022/6444 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/2024
Karar No : 2022/6444
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : Kendi adına asaleten … adına velayeten …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. V. …
İSTEMLERİN_KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Şırnak ili, Cizre ilçesinde, 04/09/2015-12/09/2015 tarihleri arasında ilan edilen sokağa çıkma yasağının sürdüğü dönemde, 09/09/2015 tarihinde telefonla görüşmek amacıyla gittiği komşusundan dönerken kim tarafından ateşlendiği belli olmayan kurşunun isabet etmesi sonucu davacıların yakınları … ve …’ın vefatı ve davacı …’ın yaralanması ile sonuçlanan olayda, idarenin sorumluluğunun bulunduğundan bahisle, uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık; … için kendisinin yaralanması nedeniyle 10.000,00 TL maddi, kendisinin yaralanması ve annesi …’ın vefatı nedeniyle 250.000,00 TL manevi; … için annesi … ve gayrı resmi (imam nikahlı) eşi …’ın vefatı ile diğer davacı oğlunun yaralanması nedeniyle 250.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararıyla; olayda idarenin hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı, ancak sosyal risk ilkesi çerçevesinde sorumluluğunun olduğu, öte yandan, Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağının devam ettiği esnada davacılar yakını müteveffa …’ın telefon görüşmesi yapmak için başka bir adreste bulunan yakınlarının evine gitmesi nedeniyle zararın meydana gelmesinde %50 oranında müterafik kusurunun bulunduğu; maddi tazminata ilişkin kısım yönünden; davacı …’in sağlık raporu alması için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine rağmen belirtilen tarihte kuruma müracaat etmediği gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine; manevi tazminata ilişkin kısım yönünden, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile annesinin vefatı ve kendisinin yaralanması nedeniyle …’e takdiren 40.000,00 TL, gayrı resmi eşinin ve annesinin vefatı, diğer davacı oğlunun yaralanması nedeniyle …’e 25.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dava konusu olayda idarenin hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı, uyuşmazlığın maddi tazminata ilişkin kısmının 5233 sayılı Kanun kapsamında, manevi tazminata ilişkin kısmının ise genel hükümler kapsamında değerlendirilerek çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle İdare Mahkemesi kararının davacı …’in maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmına yönelik davacının istinaf başvurusunun, uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte ise de bu hususun kararın kaldırılmasını gerektirmediği gerekçesiyle reddine; İdare Mahkemesi kararının davacı …’in manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmına yönelik tarafların istinaf başvurularının reddine; İdare Mahkemesi kararının davacı …’in manevi tazminat istemine ilişkin kısmının kaldırılmasına, annesi …’in ve gayrı resmi eşi …’ın ölümü, diğer davacı oğlunun yaralanması nedeniyle takdiren 40.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine dair işlemin hukuka aykırı olduğu, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğu, …’in olayda kusurunun bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yetersiz olduğu iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yüksek olduğu, manevi tazminata faiz işletilmesinin hatalı olduğu, harçtan muaf olduklarından idareleri aleyhine harca hükmedilemeyeceği iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının maddi tazminata ilişkin kısmının gerekçeli olarak onanması, manevi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Şırnak ili, Cizre ilçesi’nde 04/09/2015-12/09/2015 tarihleri arasında ilan edilen sokağa çıkma yasağının devam ettiği 09/09/2015 tarihinde, -davacıların iddialarına ve olayla ilgili olarak yürütülen ceza soruşturmasındaki beyanlara göre- … ve gelini … ile kucağındaki bebeği … (…), ilçede GSM operatörlerinin çalışmaması nedeniyle cep telefonu aracılığıyla iletişim kuramadıkları …’in Irak’ta çalışan eşi …’e, ilçede olayların sürdüğünü ancak durumlarının iyi olduğunu iletmek amacıyla saat 21.00 sıralarında …Mahallesi …Sokak No:…’daki evlerinden çıkarak sabit hatlı telefon bulunan …Sokak No:…’deki akrabaları …’ın evine gitmiştir. …’le telefon görüşmesi yapmalarının ardından saat 22.00 sıralarında akrabalarının evinden çıkarak kendi evlerine dönmeye çalıştıkları esnada, dışarıya ilk adımı atan … ve kucağındaki bebeği … , eski karayolları binasının bulunduğu bahçenin içerisindeki sarı okul binası istikametinden gelen ve kim tarafından ateşlendiği belli olmayan kurşunun isabet etmesi sonucu yaralanmıştır. Kayınvalide … de yaralanan gelini ve torununa yardım için hamle yapmış, ancak o da kurşunların isabet etmesi nedeniyle yaralanmıştır. Ayrıca, yine sabit hatlı telefon bulunması nedeniyle …’ın evine gelen ve olayın gerçekleştiği sırada orada bulunan … ve … yaralılara yardım etmek isterken gerçekleştirilen atışlar sonucunda yaralanmıştır. Olayın gerçekleştiği gece sağlık personeli güvenlik gerekçesiyle olay yerine intikal edememiş, … ve … olay gecesi vefat etmiş, cenazeleri aynı gece gelen, kimliği belirsiz bir araç sürücüsüyle önce mahallede herkesin kullandığı taziye evine, oradan da mahallede bulunan soğuk hava deposuna götürülmüş, cenazelerin bozulmaması amacıyla sokağa çıkma yasağı sona erene kadar cenazeler burada bekletilmiş, yasağın sona erdiği 12/09/2015 tarihinde cenazeler cenaze aracı ile Cizre Devlet Hastanesi morguna götürülmüştür. Olayın ertesi günü sabah saat 08.00’da olay yerine intikal eden sağlık personeli yaralılara gereken müdahaleyi yapmıştır.
Olayla ilgili olarak Emniyet mensuplarınca düzenlenen araştırma tutanaklarında, “atışların yapıldığı söylenilen okul binasının bulunduğu bölgede teröristlerin yer aldığı, okulun etrafındaki sokaklarda hendek ve mayınlar bulunduğu” belirtilmiştir.
UYAP sisteminden yapılan incelemede, olayla ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen (Soruşturma No: …) soruşturma dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, … ve …’in ateşli silah yaralanması neticesinde vefat ettiği, …’in ise yaralandığı, dosyanın derdest olduğu görülmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
17/07/2004 tarihinde kabul edilip 27/07/2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde, ”Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.”; 2. maddesinin 1. fıkrasında, ”Bu Kanun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.”; 7. maddesinde, ”Bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar şunlardır: a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar, b) Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri, c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar”; 8. maddesinin 1. fıkrasında, ”7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.”; 9. maddesinde, ”Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde (7000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan miktarın; a) Yaralananlara altı katı tutarını geçmemek üzere yaralanma derecesine göre, b) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından üçüncü derece olarak tespit edilenlere dört katından yirmidört katı tutarına kadar, c) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından ikinci derece olarak tespit edilenlere yirmibeş katından kırksekiz katı tutarına kadar, d) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından birinci derece olarak tespit edilenlere kırkdokuz katından yetmişiki katı tutarına kadar, e) Ölenlerin mirasçılarına elli katı tutarında, nakdî ödeme yapılır. Nakdî ödemenin tespitine esas tutulacak miktar, ödeme yapılmasına ilişkin valinin veya Bakanın onayı tarihinde geçerli gösterge ve katsayı rakamları esas alınarak belirlenir. Birinci fıkranın (e) bendine göre belirlenen nakdî ödemenin mirasçılara intikalinde 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun mirasa ilişkin hükümleri uygulanır. Cumhurbaşkanı, nakdî ödemeye esas tutulan gösterge rakamını yüzde otuza kadar artırmaya veya kanunî sınıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu Kanun kapsamındaki zararlardan dolayı, zarar gören kişilere gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri tarafından yapılan ödemeler sebebiyle Devlete rücu edilemez. Nakdî ödemenin şekli, tutarı, yaralanma ve engellilik derecelerinin tespitine ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz İstemine Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının, İdare Mahkemesi Kararının Davacı …’in Maddi Tazminat İsteminin Reddi Yolundaki Kısmına Yönelik Davacının İstinaf Başvurusunun Gerekçe Değiştirilmek Suretiyle Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın belirtilen kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz İstemine Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının, İdare Mahkemesi Kararının Davacı …’in Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulü, Kısmen Reddi Yolundaki Kısmına Yönelik Tarafların İstinaf Başvurularının Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Bölge İdare Mahkemesinin, olayın terör olayı olduğu, idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı, uyuşmazlığın maddi tazminata ilişkin kısmının 5233 sayılı Kanun çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği yönündeki saptamasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, Bölge İdare Mahkemesince davacı …’in manevi tazminat istemi yönünden yerinde görülen İdare Mahkemesi kararında, Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağının devam ettiği esnada davacının müteveffa annesi ile babaannesinin telefon görüşmesi yapmak için başka bir adreste bulunan yakınlarının evine gitmesi nedeniyle zararın meydana gelmesinde %50 oranında müterafik kusurlarının bulunduğu gerekçesine yer verilmiş ise de; olay tarihinde GSM operatörlerinin çalışmaması ve evlerinde sabit hatlı telefon bulunmaması sebebiyle müteveffa …’in Kuzey Irak’ta çalışan eşine ulaşamadığı, durumları hakkında bilgi veremediği, ilçedeki karmaşa ve terör olayları nedeniyle endişe eden eşi ile iletişim kurmak amacıyla komşuları ve aynı zamanda akrabaları olan …’ın evine gelini (davacı …’in annesi) ile birlikte gittiği ve olayın dönüş yolunda meydana geldiği dikkate alındığında; davacının yakınlarının, operatörlerden kaynaklanan soruna bağlı olarak cep telefonuyla iletişim kuramamaları nedeniyle zaruri bir ihtiyaç ve temel bir insan hakkı olan haberleşme hürriyetine erişmek amacıyla akrabalarının evinde bulunan sabit telefon ile iletişim kurmak için sokağa çıktıkları anlaşıldığından, olayın oluş şekli ve niteliği dikkate alındığında haklı, makul ve kabul edilebilir bir sebeple sokağa çıkan davacı yakınlarının olayda müterafik kusurları olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Buna göre, Bölge İdare Mahkemesince; manevi tazminat miktarının, olayın ve zararın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri hak ihlallerinin bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli ve makul bir tutarı aşmaması gerektiği de dikkate alınmak suretiyle, müterafik kusur indirimine gidilmeden davacı küçük lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacı küçüğün müteveffa yakınlarının müterafik kusuru bulunduğu gerekçesiyle kusur indirimi yapılmak suretiyle manevi tazminat takdir edilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddinde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Temyiz İstemine Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının, Davacı …’in Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Bakılan dava açılmadan önce, davacı … tarafından annesi …’in vefatı nedeniyle uğradığı zararlara karşılık manevi tazminat ödenmesi istemiyle … İdare Mahkemesinde (E:… sayılı esasa kayden açılan davaya ait dilekçenin reddi üzerine yenilenen dava E:… sayılı esasa keydedilmiştir.) dava açıldığı, bakılan davada ise davacı …’in bu kez annesi …’in yanı sıra gayrı resmi eşi …’ın ölümü ve diğer davacı çocuğunun yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunduğu, bakılmakta olan dava ile … İdare Mahkemesinde (E:…) açılan davanın, davacının annesi …’in vefatı nedeniyle istediği manevi tazminata ilişkin kısım yönünden tarafları, konuları ve sebeplerinin aynı olması nedeniyle aralarında derdestlik bulunduğu, öte yandan … İdare Mahkemesinde açılan (E:…) davanın bakılan davadan önce açıldığı da gözetilerek, Bölge İdare Mahkemesince, bakılan davada davacı …’in annesi …’in vefatı nedeniyle istediği manevi tazminata ilişkin kısım yönünden davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi ve davacının manevi tazminat talebinin sebebi olarak yalnızca gayrı resmi eşi …’ın vefat etmesi ile diğer davacı çocuğunun yaralanması dikkate alınarak davacı lehine -yakınlarının müterafik kusuru bulunmadığı da gözetilerek- manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, bakılan davada annesi ve gayrı resmi eşinin vefatı ile çocuğun yaralanması nedeniyle davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Bölge İdare Mahkemesince, davacıların manevi tazminat istemleri hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının, davacı …’in maddi tazminat isteminin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik davacının istinaf başvurusunun gerekçe değiştirilmek suretiyle reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, davacıların manevi tazminat istemlerine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle tahsil edilmeyen temyiz aşamasına ait yargılama giderlerinin, Mahkemece bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 22/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.