Danıştay Kararı 10. Daire 2022/1931 E. 2022/6251 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/1931 E.  ,  2022/6251 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/1931
Karar No : 2022/6251

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ: 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

İSTEMİN_KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN KONUSU: Davacı şirket tarafından, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile aralarında imzalanan ikili anlaşma kapsamında 2.962.468,94 TL Kimlik Paylaşım Sistemi katılım payı tahakkuk ettirilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin 2.920.115,54 TL’lik Ulusal Adres Veri Tabanında sorgulama sayısı ve ücretine ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacı tarafından; temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ile hukuka uygun bulunan İdare Mahkemesi kararında atıf yapılan kararların yürürlükteki mevzuat bakımından emsal oluşturmayacağı, atıf yapılan kararların verildiği tarihlerden sonra 5490 sayılı Kanun’un 45. maddesinde değişiklikler yapıldığı, yapılan değişikliklerle sistem veri tabanlarının paylaşılacağı kuruluşların belirlendiği, sistem veri tabanlarının oluşturulmasının kamu hizmeti olduğu, paylaşım hizmetinin ve bu hizmetten yararlanmanın artık idari takdire değil de doğrudan kanuni yükümlülüğe dayalı olduğu da gözetildiğinde 5490 sayılı Kanun’un 45. maddesinde 19/10/2017 tarih ve 7039 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten sonra davalı idarenin sunduğu hizmetin kamu hizmeti olduğunun açık olduğu, davalı tarafından sunulan hizmetin niteliği yanında bu hizmetin kanuna ve kanuna dayalı olarak çıkarılan idari düzenlemelere dayalı ve bunlar kapsamında sunulmasının ve bu kanuni ve idari düzenlemelerin içeriğinin davalı idare ile sunduğu hizmetten yararlanlar arasında idari sözleşme olduğunu gösterdiği, 5490 sayılı Kanun’un 65. maddesinin 3. fıkrası uyarınca süresinde ödenmeyen katılma paylarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince takip ve tahsil edileceği, 6183 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ise Devlete, vilâyet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i âmme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile bunların takip masrafları hakkında bu Kanun hükümlerinin tatbik olunacağı, dolayısıyla kanun koyucunun, özellikle 7039 sayılı Kanun’la ve sonrasında yaptığı değişikliklerle davalının sunduğu sistem veri tabanlarını paylaşma hizmetini kamu hizmeti olarak gördüğü, taraflar arasındaki ilişkinin bir özel hukuk ilişkisi değil kamu hukuku ilişkisi olduğu, 5490 sayılı Kanun’da sistem veri tabanlarının paylaşımına dair sözleşme, anlaşma veya bunların bağıtlanmasının öngörülmediği, Kimlik Paylaşımı Sistemi Yönetmeliği’nde de taahhütnamenin öngörüldüğü, aksine açık yasal düzenleme olmadığı sürece kamu hizmetlerinin görülmesinde ve bunlardan yararlanmada kamu hukukunun esas olduğu, davalı idare tarafından tahakkuk ettirilen katılma paylarının sözleşme veya anlaşma kapsamında veya bunlara dayalı olarak değil 5490 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile bu maddeye dayalı olarak çıkarılan Kimlik Paylaşımı Sistemi Üzerinden Alınan Bilgiler Karşılığında Katılma Payı Ödenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğ kapsamında ve bunlara dayalı olarak tahakkuk ettirildiği, bu nedenlerle dava konusu işlemin bir idari işlem olduğu ve somut uyuşmazlıkta adli yargının değil idari yargının görevli olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2. Davanın görev yönünden reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.