Danıştay Kararı 10. Daire 2022/1334 E. 2023/59 K. 11.01.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2022/1334 E.  ,  2023/59 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/1334
Karar No : 2023/59

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN_KONUSU : Davacılar tarafından, 13/03/2016 tarihinde, Ankara ili, Çankaya ilçesi, Kızılay semtinde bulunan Güvenpark’ta meydana gelen patlama sonucu yakınları …’in vefatında davalı idarelerin sorumluluğunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık eş … için 250.000,00 TL, oğul … için 250.000,00 TL, oğul … için 250.000,00 TL olmak üzere toplam 750.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, sosyal risk ilkesi uyarınca davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, eş … için 50.000,00 TL, oğul … için 75.000,00 TL, oğul … için 75.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesinin 05/04/2021 tarih ve E:2020/2053, K:2021/1560 sayılı bozma kararına uyularak, tarafların istinaf istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi (Kararın hüküm kısmında davacıların istinaf istemlerinin tümüyle reddine karar verildiği belirtilmiş ise de, karar içeriğinde davacı eş lehine İdare Mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarı Bölge İdare Mahkemesince yetersiz bulunarak artırıldığından ve hem görüşme tutanağında hem de karar içeriğinde Dairemizin bozma kararına uyularak karar verildiği belirtildiğinden, esasen davacılardan eşin istinaf isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, bütün davacıların istinaf istemlerinin tümüyle reddine karar verildiğinin sehven yazıldığı sonucuna varılmıştır.) ile İdare Mahkemesi kararının; davacıların manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmının onanmasına, kabulüne ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, eş için 60.000,00 TL, çocuklar için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yetersiz olduğu iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı … Bakanlığı tarafından, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yüksek olduğu, manevi tazminata faiz işletilmesinin hatalı olduğu iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare … Valiliği tarafından, 5233 sayılı Kanun’da manevi tazminata yer verilmediği, idarelerinin hasım mevkiinden çıkarılarak karar verilmesi gerektiği, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yüksek olduğu, harçtan muaf olduklarından idareleri aleyhine harca hükmedilemeyeceği iddialarıyla kararın aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacılar ve davalı … Bakanlığı tarafından, karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı … Valiliği tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı İçişleri Bakanlığı’nın yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde; hizmet kusuru, kusursuz sorumluluk veya sosyal risk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarının çözümü, maddi olayın tespitini gerekli kıldığından, bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, başka bir ifadeyle zararı doğuran işlem ve/veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit etmekle yükümlü bulunmaktadır. Başka bir anlatımla, tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, mahkemece, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, kusursuz sorumluluk hali de mevcut değilse sosyal risk ilkesinin söz konusu olup olmadığının irdelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, davacıların yakınının ölümüne sebep olan olayda davalı idarelerin hizmet kusurunun ve kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı belirtildikten sonra, sorumluluk sebebine yer verilmeksizin davacılar lehine manevi tazminata hükmedildiğinden, olayda idarelerin hangi sorumluluk esasına göre sorumlu olduğu açık ve net olarak ortaya konulmamış ise de; uyuşmazlıkta idarelerin sosyal risk ilkesi gereğince sorumluluğunun bulunduğu açık olup, bahse konu eksiklik temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istem halinde taraflara iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 11/01/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.