Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/7224 E. , 2023/37 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/7224
Karar No : 2023/37
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDENLER (DAVALILAR) :1- … Bakanlığı
VEKİLİ :1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından, 04/11/2016 tarihinde Diyarbakır ili, Bağlar ilçesi, … Caddesinde meydana gelen bombalı saldırı sonucu yaralanması sebebiyle meydana gelen zararlarına karşılık 10.000,00 TL (miktar artırımı ile 47.829,938 TL) geçici ve sürekli iş göremezlik, efor kaybı ve bakıcı giderine ilişkin maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olay ile ilgili Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne olay öncesinde herhangi bir istihbari ya da ihbari bilgi ulaşmadığından idarenin olayda hizmet kusuru bulunmadığı, bu nedenle davacının uğradığı maddi ve manevi zararın sosyal risk ilkesine göre tazmin edilerek toplumca paylaşılması gerektiği; maddi tazminat istemi yönünden, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen … tarih ve … sayılı raporla belirlenen %4,3 çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı ile davacının uğradığı maddi zarar tutarının hesaplanması amacıyla alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınacak nitelikte olduğu gerekçesiyle davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 47.829,938 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL’lik kısmı için idareye başvuru tarihi olan 11/11/2016 tarihinden itibaren, geriye kalan kısmı için ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 08/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine; manevi tazminat istemi yönünden, olayın oluş şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında, davacının yaralanması nedeniyle duyduğu acı ve beraberinde söz konusu olayın psikolojik dünyasında meydana getirdiği üzüntülerin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla 40.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 11/11/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; olayın bir terör eylemi olduğu ve meydana gelen olayla ilgili herhangi bir istihbari bilginin bulunmaması nedeniyle idareye kusur atfedilemeyeceği, maddi tazminat istemine konu zarar kalemlerinden iş göremezlik zararına ilişkin uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun kapsamında, 5233 sayılı Kanun kapsamında yer almayan bakıcı giderine ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlığın ise genel hükümler kapsamında karara bağlanması gerektiği; iş göremezlik zararına ilişkin davalı idarelerin ve davacının istinaf başvurusu yönünden, davacının iş göremezliğe ilişkin zararının, 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan tanım ve sınırlandırılmalar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir iken, genel hükümler kapsamında idarenin sorumluluğu yoluna gidilerek verilen hükümde hukuka uyarlılık bulunmadığı, olayda, davacı hakkında uyuşmazlık tutanağının 24/03/2017 tarihinde düzenlendiği ve bu işlemin davacıya 26/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, ilgili mevzuat ile Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin içtihatı gereğince davacının lehine olacak şekilde, 01/01/2017 – 30/06/2017 tarihleri arası için öngörülen gösterge ve katsayı üzerinden maddi zararının hesaplanmasının gerektiği, bu doğrultuda anılan hesap cetveline göre davacının yaralanmadan kaynaklı % 4,3 oranındaki maluliyet durumuna ve iyileşme süresine denk gelen maddi zararının 6.724,06 TL olduğu gerekçesiyle davacının istinaf isteminin reddine, davalı idarenin istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen gerekçeli reddine, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının kaldırılmasına, iş göremezlik zararına ilişkin 6.724,06 TL maddi tazminatın, idareye başvuru tarihi olan 11/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerce davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine; bakıcı gideri zararına ilişkin davacının istinaf başvurusu yönünden, İdare Mahkemesince bakıcı gideri istemi hakkında bir değerlendirme yapılmadığı, 5233 sayılı Kanun’da bakıcı gideri zararının karşılanmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından uyuşmazlığın genel hükümler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen … tarih … sayılı raporda, davacının başka birisinin sürekli bakımına ihtiyacının olmadığı belirtildiğinden, bakıcı gideri zararının tazmini istemi yönünden davanın ve bu kısma yönelik davacının istinaf başvurusunun reddine; manevi tazminata ilişkin davalı idarelerin ve davacının istinaf başvuruları yönünden, davalı idarelerin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacının istinaf başvurusun reddine, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının kaldırılmasına, dava konusu olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmayışı, sorumluluğunun sosyal risk ilkesine dayanması, olayın oluş şekli, yaralanma boyutu ve verdiği üzüntü dikkate alınarak davacı için 10.000,00 TL manevî tazminatın, idareye başvuru tarihi olan 11/11/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük ve zararı karşılamakta yetersiz olduğu, maddi tazminat tutarının hatalı hesaplandığı, bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığı, bakıcı giderinin hesaplanmamasının hatalı olduğu ileri sürülmektedir. Davalı … Bakanlığı tarafından, dava konusu olayda nedensellik bağının mevcut olmadığı, manevi zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı, manevi tazminat tutarına faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir. Davalı … Valiliği tarafından, idarenin eylemi ile zarar arasında nedensellik bağının bulunmadığı, 5233 sayılı Kanun’da manevi tazminata ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, manevi tazminatın karşılanma olanağı olmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir. Davalı idareler tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bununla birlikte, davacının bakıcı gideri zararına ve efor kaybına ilişkin tazminat istemleri yönünden, Bölge İdare Mahkemesince, 5233 sayılı Kanun’da bakıcı gideri zararının karşılanmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının bakıma muhtaç olmaması nedeniyle bakıcı gideri zararının tazmini istemi yönünden davanın ve davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; dava dilekçesinde maddi tazminat istemleri arasında belirtilen efor kaybı tazminatı istemi hakkında ise açıkça hüküm kurulmayarak fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmekle yetinilmiş olup; dava konusu olayda davalı idarelere atfedilecek bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hali bulunmaması ve olayın bir terör olayı olması karşısında, davacının maddi tazminata ilişkin taleplerinin ve hesaplanacak maddi tazminat miktarının 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan tanım ve sınırlandırmalar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. 5233 sayılı Kanun’un, anılan Kanun kapsamında karşılanacak zararların belirlendiği, 7. maddesinde ise, davacının talep ettiği efor kaybı ve bakıcı giderine ilişkin maddi zarar ve dolayısıyla tazminat kalemlerine yer verilmemiştir.
Bu durumda, bakıcı gideri ve efor kaybı zararına ilişkin tazminat istemlerinin, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmin edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekmekte ise de Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının ve artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 11/01/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.