Danıştay Kararı 10. Daire 2021/5302 E. 2023/668 K. 20.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/5302 E.  ,  2023/668 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/5302
Karar No : 2023/668

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI YANINDA
MÜDAHİLLER) : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. …
3- …
VEKİLİ : Av. …

DİĞER MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 24/11/2020 tarih ve E:2019/6480, K:2020/5279 sayılı kararının, taraflarca ve davalı idare yanında müdahiller …, … ve … tarafından aleyhlerine olan kısımlarının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, bebeklerinin 04/08/2009 tarihinde Eskişehir Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde doğumundan üç gün sonra 07/08/2009 tarihinde ölümünde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla davacı … için 30.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi, davacı … için 20.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 250.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ve dosyadaki bilgi ve belgeler doğrultusunda, davacıların bebeğinin doğumundan üç gün sonra ölümünün intaruterin gelişme geriliği komplikasyonu sonucu meydana geldiği, takip ve tedavilerinin gerektiği gibi yapılmadığı, kan şekeri takibinin yapılmadığı, davalı idarenin olayda hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle … için 30.000,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi, … için 18.348,48 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 27/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat taleplerine yönelik olarak davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Tarafların ve davalı idare yanında müdahillerin temyiz başvuruları üzerine Danıştay Onuncu Dairesince; hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda, olay tarihinde 40 yaşında olan, bakiye ömrü 29,73 yıl olarak belirlenen davacılardan …’in bakiye ömrünce alacağı farazi destek süresi 11,73 yıl olmasına rağmen bu sürenin hatalı olarak 16 yıl, 1 ay, 7 gün olarak belirlendiği ve bu süre esas alınarak tazminat yönünden de hatalı bir hesaplama yapıldığı, İdare Mahkemesince söz konusu hesap hatasının giderilmesi amacıyla hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak maddi tazminat miktarının tespit edilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği; öte yandan, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı idare lehine, davacılar lehine hükmedilen vekâlet ücreti tutarını aşmayacak şekilde nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde de hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle davacıların temyiz istemlerinin reddi, davalı idarenin ve müdahillerin temyiz istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile temyize konu kararın davacıların maddi tazminat istemlerinin kısmen reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısımlarının onanmasına, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmı ile reddedilen manevi tazminat istemi yönünden davalı idare lehine hükmedilen maktu vekâlet ücretine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME
TALEP_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, manevi tazminat istemlerinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiği, hesap raporunda düzeltme istemine konu kararda belirtildiği şekliyle bir hata bulunmadığı, aksine maddi tazminat isteminin 1.651,52 TL’lik kısmının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, vekâlet ücreti yönünden verilen bozma kararının da hukuka aykırı olduğu; davalı idare tarafından, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bağlayıcı olmadığı, Adli Tıp Kurumundan bilirkişi raporu alınmamasının hatalı olduğu, hesap raporunda Daire kararında belirtilen hatanın yanı sıra destek payları ve yetiştirme gideri yönünden de hatalı hesaplama yapıldığı, düzeltilmesi istenilen kararda davacı …’in maddi tazminat istemi yönünden hüküm kurulmadığı; müdahiller tarafından, olayda hizmet kusurunun bulunmadığı, bebeğin ölüm sebebinin ne olduğu tespit edilmeden doğru bir sonuca ulaşılamayacağı, tarafların itirazlarını karşılar mahiyette Adli Tıp Kurumundan alınmış bir raporun da bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacılar tarafından davalı idarenin ve müdahillerin karar düzeltme istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davalı idare tarafından davacıların karar düzeltme istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır. Müdahiller tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme istemlerinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçelerinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 24/11/2020 tarih ve E:2019/6480, K:2020/5279 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize Konu Mahkeme Kararının, Hükmedilen Vekâlet Ücretine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam eden “Kararın bozulması” başlıklı 49. maddesi, 2. fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve temyize konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin; “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde, “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.”; 13. maddesinde, “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bakılmakta olan dava toplam 50.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmış, temyize konu kararda davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 48.348,48 TL maddi, 150.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin 1.651,52 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat isteminin reddine, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın toplam tutarı üzerinden belirlenen nispi vekâlet ücretinin davalı idare tarafından davacılara ödenmesine, reddedilen maddi tazminat istemi yönünden 750,00 TL, reddedilen manevi tazminat istemi yönünden 750,00 TL vekâlet ücretinin davacılar tarafından davalı idareye ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkemece; yukarıda yer verilen Tarife’nin 10. maddesi, 4. fıkrası uyarınca kabul edilen maddi ve manevi tazminat istemleri açısından ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken toplam tutar üzerinden hesaplanan vekâlet ücretine hükmedilmesinde; duruşma yapılmış olmasına rağmen reddedilen maddi tazminat istemi yönünden Tarife’nin ikinci kısmının ikinci bölümünde duruşmasız davalar için öngörülen 750,00 TL’ye hükmedilmesinde; Tarife’nin 10. maddesi, 1. ve 2. fıkraları uyarınca reddedilen manevi tazminat istemleri yönünden davalı idare lehine, davacılar lehine hükmedilen vekâlet ücretini aşmayacak şekilde nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; Mahkeme kararının hüküm fıkrasındaki 6. paragrafta yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12. maddesi uyarınca, Tarifenin 3. kısmına göre belirlenen 17.300,90 TL vekâlet ücretinin” ibaresinin “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat istemlerinin kabul edilen kısmı yönünden 5.618,33 TL, manevi tazminat istemlerinin kabul edilen kısmı yönünden 14.400,00 TL olmak üzere toplam 20.018,33 TL vekâlet ücretinin” şeklinde; 8. paragrafta yer alan “reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden 750,00 TL ve reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden 750,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL vekâlet ücretinin” ibaresinin ise “reddedilen maddi tazminat yönünden 1.500,00 TL, reddedilen manevi tazminat yönünden 5.800,00 TL olmak üzere toplam 7.300,00 TL vekâlet ücretinin” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların ve müdahillerin temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/02/2023 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, vekâlet ücreti yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Kabul edilen maddi ve manevi tazminat istemleri açısından ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken toplam tutar üzerinden hesaplanan vekâlet ücretine hükmedilmesinde; duruşma yapılmış olmasına rağmen reddedilen maddi tazminat istemi yönünden Tarife’nin ikinci kısmının ikinci bölümünde duruşmasız davalar için öngörülen 750,00 TL’ye hükmedilmesinde; reddedilen manevi tazminat istemleri yönünden davalı idare lehine, davacılar lehine hükmedilen vekâlet ücretini aşmayacak şekilde nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen “Kararın bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren maddi yanlışlık kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, karar düzeltme istemlerinin bu yönden kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.