Danıştay Kararı 10. Daire 2021/5254 E. 2023/897 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/5254 E.  ,  2023/897 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/5254
Karar No : 2023/897

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 2- …
VEKİLİ : Av. …
3- …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından; Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi, … Köyü’nde bulunan … ve … parsel sayılı taşınmazları da kapsayan alanda yapılan arazi toplulaştırması işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu toplulaştırma işleminin davacıların mülkiyetinde olan … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının toplulaştırma amaç ve ilkelerine, dağıtım esaslarına ve hukuka uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacıların projeye dahil edilen taşınmazlarında sabit tesis bulunmadığı, yapılan işlemlerin mevzuata uygun olarak tesis edildiği, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacıların yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmazların yer aldığı Şanlıurfa ili, 16/06/1986 tarih ve 19136 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 05/06/1986 tarih ve 86/10730 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu’nun 3. maddesine göre uygulama bölgesi olarak tespit edilmiştir.
Anılan karara istinaden “Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi, Arazi Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri 26. Kısım Projesi” kapsamında, Burç Köyünde yürütülen arazi toplulaştırması çalışmaları sonucunda hazırlanan parselasyon haritası üç kez askıya çıkarılmış, 28/01/2016 – 12/02/2016 tarihleri arasında 3. askı yapılmış, tamamlanan proje … tarih ve … yevmiye numarası ile tapuda tescil edilmiştir.
Davacılar … ve …’ye ait … sayılı parsel A ve B alanı şeklinde ikiye bölünerek, A kısmı projeye dahil edilmiş, dahil edilen kısma karşılık olarak, yeni oluşturulan … ada, …, … ada, … ve … ada, … sayılı parseller tahsis edilmiştir.
Davacı …’ye ait … sayılı parsel A ve B alanı şeklinde ikiye bölünerek, A kısmı projeye dahil edilmiş, dahil edilen kısma karşılık olarak, yeni oluşturulan … ada, …, … ada, … ve … ada, … sayılı parseller tahsis edilmiştir.
Davacılar tarafından, aile işletmesi olarak kullandıkları arazilerinin 8 parçaya bölündüğü, taşınmazlarında bulunan sabit tesislerin dikkate alınmadığı, dava konusu işlemin toplulaştırmanın amacına aykırı olarak tesis edildiği iddia edilerek bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu’nun, ilk toplulaştırma işlemi tarihinde yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, sulama alanları ile Bakanlar Kurulunca gerekli görülen alanlarda; toprağın verimli şekilde işletilmesini, işletilmesinin korunmasını, birim alandan azami ekonomik verimin alınmasını, tarım üretiminin sürekli olarak artırılmasını, değerlendirilmesini ve buralarda istihdam imkanlarının artırılmasını, ekonomik üretime imkan vermeyecek şekilde parçalanan tarım topraklarının gerektiğinde ve imkanlar ölçüsünde genişletilmesi suretiyle de toplulaştırılmasını, tarım arazisinin ailenin geçimini sağlamaya ve aile iş gücünü değerlendirmeye yeterli olmayacak derecede parçalanmasının ve küçülmesinin önlenmesini … sağlamak olduğu hüküm altına alınmıştır.
Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin, işlem tarihinde yürürlükte olan “Toplulaştırma” başlıklı 20. maddesinde, toplulaştırmanın, uygulama alanında ekonomik üretime imkan vermeyecek şekilde parçalı ve hisseli arazinin birleştirilmesi ve bu amaçla kamulaştırma, az topraklı veya topraksız çiftçinin topraklandırılması, sahibine bırakılacak arazinin belirlenmesi, köy gelişme ve yeni köy yerleşme alanlarına yer ayrılması gibi arazi düzenlemesine dair diğer hususları kapsayacağı; “Talimat Hazırlanması” başlıklı 71. maddesinde, Genel Müdürlüğün bu Yönetmeliğin uygulamasını sağlamak, kolaylaştırmak, tamamlamak ya da açıklamak maksadıyla talimat çıkarmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından Haziran 2010’da çıkarılan “Arazi Toplulaştırması Teknik Talimatı”nın 3. maddesinde, “sabit tesis”, ev, ahır, samanlık, ağıl, ambar, kuyu vb. yapılarla bağ, bahçe ve ağaçlık arazi olarak tanımlanmış, “Yeni Parsel Planlarının Hazırlanması” başlıklı 19. maddesinde yer alan “Yeni Parselasyon Planlamasında Dikkat Edilecek Hususlar” başlıklı bölümde, maliklere mümkün olduğu ölçüde eski arazisine eşdeğer ve tek parselde arazi verilmeye çalışılması, maliklerin istekleri dikkate alınarak arazisinin yoğun olduğu bölgede veya en büyük parselinin etrafında toplanarak arazi verilmeye çalışılması, umumi yola (asfalt, şose) bitişik olan parsellerin yine imkanlar ölçüsünde aynı yerde verilmesi, toplulaştırma alanındaki işletme yapı ve tesisleri ile bağ, bahçe vb. sabit tesislerin imkan ölçüsünde maliklerine verilmesi, birden fazla sabit tesisi bulunan maliklerin bu arazi parçalarından mümkün olduğu kadar birinin etrafında tercih vermek zorunda olması, her parselin yol ve sudan faydalanacak şekilde planlanması, küçük işletmelere ait parsellerin, yol ve sudan faydalanabilmesi için, gerektiğinde hisselendirilmesi, parsel şeklinin zorunlu durumlar dışında dikdörtgen olmasına ve en/boy oranının 1/3 – 1/7 arasında bulunmasına dikkat edilmesi, toplulaştırma yapılan köyler arasında sınır düzeltmesinin 3083 sayılı Kanunun 14. maddesine göre ve değer eşitliği sağlanarak yapılması, değişiklik yapıldığında köy sınırlarının yol, kanal gibi sabit sınırlara dayandırılmasına çalışılması, ancak zorunlu hallerde parsel sınırının köy sınırı olarak değerlendirilmesi, işletmeyi oluşturan maliklere ait arazinin bir arada değerlendirilebilmesi, maliklerin istekleri halinde tek parselde payları oranında adlarına hisseli olarak tescil edilmesi, parsel yerleştirilmesinde hısım ve hasım ilişkilerine dikkat edilmesi, arazi maliklerinden birden fazla ve komşu köylerde arazisi bulunanların arazilerinin ikamet ettikleri köyün sınırına yakın olacak şekilde planlanmaya çalışılması, blokların düzgün şekilli olmayan kısımlarına büyük parsellerin yerleştirilmeye çalışılması, düşük dereceli arazinin mümkün olduğu ölçüde eski sahiplerine bırakılması veya kendi aralarında toplulaştırılması, verasete iştiraklerden aynı maliklere ait olan arazinin bir işletme olarak değerlendirilmesi, davalı arazinin her birinin ayrı bir işletme olarak değerlendirilmesi, hisse uyuşmazlıkları giderilemeyen parsellerin her birinin ayrı bir işletme olarak değerlendirilerek eski maliklerine aynı hisselerle tescil ettirilmesi, bu araziden malik ve hisse oranları aynı olanların bir arada toplulaştırılabilmesi, Talimatın 9. maddesi kapsamında yer alan tesislerin bulunduğu parsellerin, planlamada öncelikle bulunduğu yerde bırakılmaya çalışılması hususlarına dikkat edilmesi gerektiği kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, bitişik olan … ve … sayılı parsellerden otoyol geçtiği, davacılar … ve …’ye ait … sayılı parselin A (19.2590,43 m²) ve B (25.1160,57 m²) alanı şeklinde ikiye bölündüğü, A kısmının projeye dahil edildiği, B kısmının ise dahil edilmediği, dahil edilen kısma karşılık olarak, yeni oluşturulan … ada, …, … ada, … ve … ada, … sayılı parsellerin tahsis edildiği, aynı şekilde davacı …’ye ait … sayılı parselin A (17.6111,11 m²) ve B (26.5227,72 m²) alanı şeklinde ikiye bölündüğü, A kısmının projeye dahil edildiği, B kısmının ise dahil edilmediği, dahil edilen kısma karşılık olarak, yeni oluşturulan … ada, …, … ada, … ve … ada, … sayılı parsellerin tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, davacılara kısmen eski yerlerinden, kısmen de farklı yerlerden tahsisler yapıldığı, blok planlamaları ve Karayolları tarafından hazırlanan otoban projesinden dolayı …, … ve … sayılı parseller yerinden tahsis edilirken, …, … ve … parsellerin 1,5 km kuzey/doğu alanından tahsis edildiği, … ve … sayılı parsellerin uygulamaya giren kısımlarında sabit tesis bulunmadığı, eski ve yeni parsellerin derecelendirmelerinin benzer, toprak özelliklerinin ve sınıflarının birbirine yakın olduğu, ancak bazı parsellerin işletmeden ve birbirinden uzak, farklı yerlere dağılmış olduğu, eski ve yeni parsellerin işletme bütünlüğünün bozulduğu, toplulaştırmanın, toprağın bünyesi, arazinin meyli, sulama sistemleri, sulama yöntemleri vb. kriterler dikkate alınarak yapılmış olduğu, ancak planlanan parsellerin ebatları, kullanım uygunluğu ve kolaylığı gibi kriterlerinin düzgün olmadığı tespitlerine yer verilerek, dava konusu toplulaştırma işleminin amacına uygun olmadığının belirtildiği, İdare Mahkemesince rapordaki tespitler esas alınarak dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Davalı idare tarafından verilen savunma dilekçesinde ise, Karayolları Genel Müdürlüğü ve (mülga) Tarım Reformu Genel Müdürlüğü arasında imzalana protokol gereği … ve … sayılı parsellerden otoyol güzergahı geçtiği, güzergahın güney tarafında … sayılı parselden 25.1160,57 m² ve … sayılı parselden 26.5227,72 m² alanın projeye dahil edilmeyerek, eski yerinde bırakıldığı, davacıların projeye dahil edilen alanlarında sabit tesis bulunmadığı, arazi toplulaştırma projesi çerçevesinde otoyol geçen yerlerdeki arazilerin karşılığı olarak köydeki en uygun araziden tamamlanarak tapu sahibine verilir düzenlemesine istinaden, davacıların eski parsellerinin yanında arazi verilme imkanı bulunmaması ve davacıların arazilerinin yan tarafındaki parsellerde sabit tesislerin bulunması nedeniyle, davacılara başka yerden en uygun arazilerin tahsis edildiği beyan edilmiştir.

Uyuşmazlıkta, … ve … sayılı parsellerden otoyol güzergahı geçmesi ve parsellerin yanındaki taşınmazlarda sabit tesisler bulunması nedeniyle, davacıların projeye dahil edilen ve otoyolun geçtiği yerlerine karşılık olarak, davacılara farklı yerlerden tahsis yapıldığı, aynı yerden parsel tahsis edilmesi mümkün olmadığından, farklı yerlerden tahsis yapılmasının teknik zorunluluktan kaynaklandığı, bilirkişilerce eski ve yeni parsellerin toprak özelliklerinin benzer olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla dava konusu işlemde, toplulaştırmanın ilke ve esaslarına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY:
Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı usul ve yasaya uygun olup, onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum.