Danıştay Kararı 10. Daire 2021/3563 E. 2023/60 K. 11.01.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/3563 E.  ,  2023/60 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3563
Karar No : 2023/60

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN KONUSU : Davacılar tarafından; murisleri …’in 28/06/2012 tarihinde bölücü terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucunda vefat ettiğinden bahisle, uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yapılan başvuru üzerine, 41.279,00 TL maddi tazminatın ödenmesine ilişkin Van Valiliği … No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık eş … için 10.319,75 TL maddi, 20.000,00 TL manevi ile diğer davacılar olan çocukların her biri için 4.422,75 TL maddi, 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 41.279,00 TL maddi ve 160.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte 5233 sayılı Kanun uyarınca ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu işlemin iptali istemi ile manevi tazminata ilişkin istemlerinin reddine, maddi tazminata ilişkin istemlerinin kabulü ile 41.279,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının nispi harç yönünden düzeltilmesi suretiyle tarafların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, uyuşmazlıkta idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, 5233 sayılı Kanun’un manevi tazminat ödenmesine engel koyacak nitelikte bir hüküm içermediği, dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin kısım için kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, nispi harcın kendilerine tamamlatılmasının hatalı olduğu iddialarıyla kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, önerilen maddi tazminat tutarı davacılar tarafından kabul edilmeyip bakılan dava açıldığından hükmedilen maddi tazminata faiz işletilmesinin hatalı olduğu, faize hükmedilecek olsa dahi davacıların önerilen maddi tazminat tutarını kabul etmedikleri tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

A) Temyize Konu Kararın, İşlemin İptali ile Maddi ve Manevi Tazminat İstemlerinin Esası Yönünden İncelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, hükmedilen maddi tazminat tutarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurularının reddi ile nispi harcın davacılara tamamlatılmasına ilişkin kısmı dışındaki diğer kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Her ne kadar Mahkemece, hükmedilen maddi tazminatın davacılara ödenmesine karar verilmekle yetinilmiş, her bir davacıya ödenecek tutara yönelik herhangi bir hüküm kurulmamış ve Bölge İdare Mahkemesince de buna ilişkin bir açıklama veya hükme yer verilmemiş ise de; hükmolunan 41.279,00 TL’nin, 5233 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacılara miras hisseleri oranında ödeneceğinde kuşku bulunmamaktadır.

B) Temyize Konu Kararın, Hükmedilen Maddi Tazminat Tutarına İşletilecek Yasal Faizin Başlangıç Tarihi Yönünden İncelenmesi:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
En basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında faiz; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Yasaya göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinin, davacının ön karar başvurusunda bulunduğu tarihte yürürlükte olan halinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde ise adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Ancak terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler sonucunda salt toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının sosyal risk ilkesi gereğince sulhen karşılanması amacıyla çıkarılan 5233 sayılı Kanun, kapsamında bulunan maddi zararların sulhen karşılanması için 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinden ayrı, özel bir usul öngörmektedir. Bu prosedüre göre, Kanun’da belirtilen süreler içinde ilgili valiliklere yapılan başvurular, valilikler nezdinde oluşturulan komisyonlarca değerlendirmeye tâbi tutulmakta ve başvuranın zarara uğradığı sonucuna varılması halinde, saptanan zararının ödenmesine karar verilerek, bu miktar üzerinden düzenlenen sulhname tasarısı davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilmektedir. Hak sahibinin, sulhname tasarısını 30 gün içinde imzalaması halinde uyuşmazlık sulhen çözümlenmiş olmakta; sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ise ilgililerin yargı yoluna başvurma hakları saklı bulunmaktadır.
Bu nedenle, 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvuruların, ilgilinin sulhname tasarısını kabul etmemesi nedeniyle uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine açılan davalarda, davacı lehine hükmedilecek maddi tazminatın yasal faiz başlangıç tarihi olarak, idareye başvuru tarihinin değil; sulhname tasarısının kabul edilmediği (uyuşmazlık tutanağının imzalandığı) veya kabul edilmemiş sayıldığı tarihin esas alınması gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, murisleri …’in 28/06/2012 tarihinde bölücü terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen saldırı sonucunda vefat ettiğinden bahisle, uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yapılan başvuru üzerine, 41.279,00 TL maddi tazminatın ödenmesine ilişkin Van Valiliği .. No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesince, davacılar lehine hükmedilen 41.279,00 TL’lik maddi tazminat tutarına idareye başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiği, taraflarca karara karşı yapılan istinaf başvurularının ise, hüküm fıkrasının nispi harca ilişkin kısmı düzeltilmek suretiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, 5233 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen uyuşmazlık tutanağının imzalanmasının ardından, 5233 sayılı Kanun dayanak gösterilerek açılan davada, davacı lehine hükmedilen maddi tazminat tutarına uyuşmazlık tutanağının imzalandığı 25/09/2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, idareye başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf istemlerinin reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

C) Temyiz İstemine Konu Kararın, Hükmedilen Maddi Tazminat Miktarı Üzerinden Hesaplanan Nispi Harç Yönünden İncelenmesi:
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde, yargı işlemlerinden Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tâbi bulunduğu; 15. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı Tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 16. maddesinde, değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı Tarifede yazılı değerlerin esas olduğu; 21. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı Tarifede yazılı nispetler üzerinden alınması gerektiği; 28. maddesinde ise, (1) sayılı Tarifede yazılı nispi karar harcının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un, yargı harçlarının gösterildiği (1) sayılı Tarifesinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden, binde 68,31 oranında nispi karar harcı alınacağı belirtilmiştir.
Bu doğrultuda; konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç, keşif ve bilirkişi ücreti ile posta giderinin, haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, hükmedilen miktar yönünden haksız çıkmış olan davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davalı idarece ödenmesi gereken bakiye nispi karar harcının davacıya tamamlattırılması yönünde karar veren Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan; “…-Hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.819,76-TL nisbi karar harcından davacı tarafından yatırılan 688,30-TL harcın mahsubu sonucu kalan 2.131,46-TL harcın davacıya tamamlattırılmasına,…” şeklinde düzeltilerek İSTİNAF BAŞVURULARININ REDDİNE…” ibaresinin, “…-Kabul edilen maddi tazminatın uyuşmazlık tutanağının imzalandığı tarih olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte miras hisseleri oranında davalı idare tarafından davacılara ödenmesine,” ve “…-, Hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.819,76-TL nisbi karar harcının davalı idareye yükletilmesine,…” şeklinde düzeltilerek İSTİNAF BAŞVURULARININ REDDİNE…” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan; “…-Hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan …-TL nisbi karar harcından davacı tarafından yatırılan …-TL harcın mahsubu sonucu kalan …TL harcın davacıya tamamlattırılmasına,…” şeklinde düzeltilerek İSTİNAF BAŞVURULARININ REDDİNE…” ibaresinin, “…-Kabul edilen maddi tazminatın uyuşmazlık tutanağının imzalandığı tarih olan 25/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte miras hisseleri oranında davalı idare tarafından davacılara ödenmesine,” ve “…-, Hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan …-TL nisbi karar harcının davalı idareye yükletilmesine,…” şeklinde düzeltilerek İSTİNAF BAŞVURULARININ REDDİNE…” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 11/01/2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, hükmedilen maddi tazminata işletilen yasal faizin başlangıç tarihi ve nispi harca ilişkin kısımlarında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bununla birlikte, belirtilen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 49. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “maddi yanlışlık” kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, kararın bu kısımlarının, yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönlerden katılmıyoruz.