Danıştay Kararı 10. Daire 2021/2618 E. 2023/674 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/2618 E.  ,  2023/674 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/2618
Karar No : 2023/674

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av…

KARŞI TARAF (DAVALI) :.. Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av….
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; … ili, …, … Köyünde bulunan ve hissedarı olduğu …, …, …, …, …, …, … parsel (toplulaştırma sonrasında … ada, …, … ada, … … ada, …, … ada, …, … ada, …, … ada, …, … ada, …, … ada, …, … ada, …, … ada, … ve … parsel) sayılı taşınmazları kapsayan alanda yapılan arazi toplulaştırmasına ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının hissedarı olduğu eski parseller ile toplulaştırma sonrası yeni parsellerin toplamı dikkate alındığında, yeni parsellerin genellikle eski yerlerinden verildiği, dava konusu parsellerde kesinti yapılan miktarın mevzuatta belirlenen sınıra uygun olduğu, 3083 sayılı Kanun uyarınca yapılan toplulaştırma işleminin hukuka ve mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu işlemin toplulaştırmanın amacına aykırı olduğu, bilirkişilerin tek bir yerden numune aldığı, farklı nitelikteki taşınmazların dikkate alınmadığı, eski taşınmazlarına göre daha verimsiz olan yerden, tarıma elverişli olmayan uçurum kenarı ve dere yataklarından tahsis yapıldığı, toplulaştırma öncesi taşınmazlarının büyük bölümü tarım yapılmasına uygun iken, toplulaştırma sonucunda tahsis edilen taşınmazların tarıma uygunluğunun 1/5 oranında dahi olmadığı, sürülebilen arazi miktarının azaltıldığı, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu … ili, …, … Köyünde 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca arazi toplulaştırması yapılmış, yürütülen toplulaştırma çalışmaları kapsamında davacının hisseli maliki olduğu 7 adet parsele karşılık, yeni oluşturulan 11 adet parselden hisseli tahsis yapılmış, yeni parselasyon haritası ve mülkiyet listeleri 2012-2016 yılları arasında farklı tarihlerde askıya çıkarılarak ilan edilmiş, son askı 18/03/2016 – 02/04/2016 tarihleri arasında ilana çıkarılmış, davacı tarafından son askıya yapılan itirazın zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu’nun, ilk toplulaştırma işlemi tarihinde yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, sulama alanları ile Bakanlar Kurulunca gerekli görülen alanlarda; toprağın verimli şekilde işletilmesini, işletilmesinin korunmasını, birim alandan azami ekonomik verimin alınmasını, tarım üretiminin sürekli olarak artırılmasını, değerlendirilmesini ve buralarda istihdam imkanlarının artırılmasını, ekonomik üretime imkan vermeyecek şekilde parçalanan tarım topraklarının gerektiğinde ve imkanlar ölçüsünde genişletilmesi suretiyle de toplulaştırılmasını, tarım arazisinin ailenin geçimini sağlamaya ve aile iş gücünü değerlendirmeye yeterli olmayacak derecede parçalanmasının ve küçülmesinin önlenmesini … sağlamak olduğu hüküm altına alınmıştır.
Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin, işlem tarihinde yürürlükte olan “Toplulaştırma” başlıklı 20. maddesinde, toplulaştırmanın, uygulama alanında ekonomik üretime imkan vermeyecek şekilde parçalı ve hisseli arazinin birleştirilmesi ve bu amaçla kamulaştırma, az topraklı veya topraksız çiftçinin topraklandırılması, sahibine bırakılacak arazinin belirlenmesi, köy gelişme ve yeni köy yerleşme alanlarına yer ayrılması gibi arazi düzenlemesine dair diğer hususları kapsayacağı; “Talimat Hazırlanması” başlıklı 71. maddesinde, Genel Müdürlüğün bu Yönetmeliğin uygulamasını sağlamak, kolaylaştırmak, tamamlamak ya da açıklamak maksadıyla talimat çıkarmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından Haziran 2010’da çıkarılan “Arazi Toplulaştırması Teknik Talimatı”nın 3. maddesinde, “sabit tesis”, ev, ahır, samanlık, ağıl, ambar, kuyu vb. yapılarla bağ, bahçe ve ağaçlık arazi olarak tanımlanmış, “Yeni Parsel Planlarının Hazırlanması” başlıklı 19. maddesinde yer alan “Yeni Parselasyon Planlamasında Dikkat Edilecek Hususlar” başlıklı bölümde, maliklere mümkün olduğu ölçüde eski arazisine eşdeğer ve tek parselde arazi verilmeye çalışılması, maliklerin istekleri dikkate alınarak arazisinin yoğun olduğu bölgede veya en büyük parselinin etrafında toplanarak arazi verilmeye çalışılması, umumi yola (asfalt, şose) bitişik olan parsellerin yine imkanlar ölçüsünde aynı yerde verilmesi, toplulaştırma alanındaki işletme yapı ve tesisleri ile bağ, bahçe vb. sabit tesislerin imkan ölçüsünde maliklerine verilmesi, birden fazla sabit tesisi bulunan maliklerin bu arazi parçalarından mümkün olduğu kadar birinin etrafında tercih vermek zorunda olması, her parselin yol ve sudan faydalanacak şekilde planlanması, küçük işletmelere ait parsellerin, yol ve sudan faydalanabilmesi için, gerektiğinde hisselendirilmesi, parsel şeklinin zorunlu durumlar dışında dikdörtgen olmasına ve en/boy oranının 1/3 – 1/7 arasında bulunmasına dikkat edilmesi, toplulaştırma yapılan köyler arasında sınır düzeltmesinin 3083 sayılı Kanunun 14. maddesine göre ve değer eşitliği sağlanarak yapılması, değişiklik yapıldığında köy sınırlarının yol, kanal gibi sabit sınırlara dayandırılmasına çalışılması, ancak zorunlu hallerde parsel sınırının köy sınırı olarak değerlendirilmesi, işletmeyi oluşturan maliklere ait arazinin bir arada değerlendirilebilmesi, maliklerin istekleri halinde tek parselde payları oranında adlarına hisseli olarak tescil edilmesi, parsel yerleştirilmesinde hısım ve hasım ilişkilerine dikkat edilmesi, arazi maliklerinden birden fazla ve komşu köylerde arazisi bulunanların arazilerinin ikamet ettikleri köyün sınırına yakın olacak şekilde planlanmaya çalışılması, blokların düzgün şekilli olmayan kısımlarına büyük parsellerin yerleştirilmeye çalışılması, düşük dereceli arazinin mümkün olduğu ölçüde eski sahiplerine bırakılması veya kendi aralarında toplulaştırılması, verasete iştiraklerden aynı maliklere ait olan arazinin bir işletme olarak değerlendirilmesi, davalı arazinin her birinin ayrı bir işletme olarak değerlendirilmesi, hisse uyuşmazlıkları giderilemeyen parsellerin her birinin ayrı bir işletme olarak değerlendirilerek eski maliklerine aynı hisselerle tescil ettirilmesi, bu araziden malik ve hisse oranları aynı olanların bir arada toplulaştırılabilmesi, Talimatın 9. maddesi kapsamında yer alan tesislerin bulunduğu parsellerin, planlamada öncelikle bulunduğu yerde bırakılmaya çalışılması hususlarına dikkat edilmesi gerektiği kurallarına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca, arazi toplulaştırması; toprağın verimli şekilde işletilmesini sağlama, ekonomik üretime imkan vermeyecek şekilde parçalanan tarım topraklarının gerektiğinde ve imkanlar ölçüsünde genişletilmesi, tarım arazilerinin parçalanmasının ve küçülmesinin önlemesi amacına yönelik olup, bu amaç çerçevesinde yapılacak uygulamaların ne şekilde olacağı da yukarıda anılan Talimat’ta belirlenmiştir. Buna göre, maliklere mümkün olduğu ölçüde eski arazisine eşdeğer ve tek parselde arazi verilmeye çalışılacak, bu mümkün olmadığı takdirde, verimliliğin artırılması, optimum büyüklüğün sağlanması, işletme bütünlüğünün tesis edilmesi amacıyla, teknik gereklilikler ortaya konularak, kişilere farklı alanlarda taşınmaz tahsisleri yapılabilecektir. Bununla birlikte, idarelerce farklı alanlardan yapılan tahsislerin hukuki ya da teknik gerekliliğinin belirtilmesi gerekmektedir. Hukuki ya da teknik bir gerekçesi olmadan, sadece tahsis edilen taşınmazın aynı verimliliğe sahip olduğu belirtilerek, eski kadastral taşınmazın bulunduğu yerden tahsis yapılmaması, mülkiyetlerin farklı kişilere devrine imkan vereceği gibi kişilerin mülkiyet haklarının göz ardı edilmesine de sebebiyet verecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının hisseli maliki olduğu 7 adet parsele karşılık, yeni oluşturulan 11 adet parselden yine hisseli tahsis yapıldığı, taşınmazların birleştirilmediği, hisse sayısının artırıldığı, ayrıca, yeni oluşturulan ve davacıya hisseli olarak tahsis edilen parsellerin geometrik şekillerinin, yukarıda yer verilen Talimata belirtildiği üzere diktörgen olmadığı, bu hususların gerekçesinin idarece açıklanmadığı gibi, bilirkişilerce de incelenmediği görülmektedir.
Öte yandan, davacı tarafından dava konusu işlemin toplulaştırmanın amacına aykırı olduğu, bilirkişilerin tek bir yerden numune aldığı, farklı nitelikteki taşınmazların dikkate alınmadığı, eski taşınmazlarına göre daha verimsiz olan yerden, tarıma elverişli olmayan uçurum kenarı ve dere yataklarından tahsis yapıldığı, toplulaştırma öncesi taşınmazlarının büyük bölümü tarım yapılmasına uygun iken, toplulaştırma sonucunda tahsis edilen taşınmazların tarıma uygunluğunun 1/5 oranında dahi olmadığı, sürülebilen arazi miktarının azaltıldığı iddialarının ileri sürüldüğü, ancak bu hususlar açıklığa kavuşturulmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda belirtilen hususlar ve tarafların iddiaları dikkate alınarak, dava konusu toplulaştırma işleminin ilgili mevzuata, toplulaştırma ilke ve esaslarına uygun yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulabilmesi için üniversitelerin ilgili bölümlerinden seçilecek yeni bir bilirkişi heyetinin katılımıyla, yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle düzenlenecek rapor değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddi yolunda verilen Batman İdare Mahkemesi kararına yönelik davacının istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın reddine ilişkin …. İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan… TL yürütmenin durdurulması harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/02/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.