Danıştay Kararı 10. Daire 2020/727 E. 2020/3835 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/727 E.  ,  2020/3835 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/727
Karar No : 2020/3835

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DİĞER DAVALI : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1. …
2. …
3. …
4. …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, 13/05/2014 tarihinde Soma Eynez Maden Ocağında gerçekleşen maden kazasında çocukları/kardeşleri …’ın hayatını kaybetmesinde davalı idarelerin hizmet kusuru olduğundan bahisle manevi zararlarına karşılık müteveffanın anne ve babası … ve … için ayrı ayrı 18.000,00 TL, kardeşleri … ve … için ayrı ayrı 9.000,00’er TL olmak üzere toplamda 54.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce müştereken ve müteselsilen ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; söz konusu kazanın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş kazası olmasının ve 1983 yılından beri toplam 647 kişinin hayatını kaybettiği maden kazalarında ölenlerin 301’inin bu kazada hayatını kaybetmesinin, yalnızca davacılar için değil tüm toplum nezdinde yarattığı derin üzüntü, gerek kazanın meydana gelmesinde davacıların çocukları/kardeşleri …’ın gerekse diğer ölen maden işçilerinin hiçbir kusuru olmaması, bilâkis gaz maskelerinin çalışmaması sebebiyle adeta birbirlerinin ölümlerini seyrederek hayatlarını kaybetmeleri, yaşanan kazanın basın ve medyada tüm ayrıntıları ile sürekli irdelenmesi sebebiyle muris yakınlarının her seferinde olayın acısını tekrar tekrar yaşamaları ve çocukları/kardeşlerini böyle elim bir kazada kaybederek bir daha göremeyecek olmaları göz önüne alınarak, karşılanması gereken manevi zararın; takdiren müteveffanın anne ve babası için ayrı ayrı 120.000,00’er TL, kardeşleri için ayrı ayrı 60.000,00’er.TL olduğu sonucuna varıldığı, Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun 25/02/2016 tarih ve E:2015/547, K:2016/417 sayılı kararında belirtildiği üzere idare hukukunda manevî tazminatta müteselsil sorumluluk söz konusu olmadığından, davalı idarelerin kusurlarıyla sınırlı olarak (toplam:%15) ve kusurları oranında paylaştırılmak üzere, davanın kabulü ile davacıların manevî zararlarına karşılık olarak toplam 54.000,00 TL manevî tazminatın ilk başvurunun yapıldığı 22/05/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi kararına karşı davalı idarelerce yapılan istinaf başvurusu sonucunda … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesince; davalı idarelerin istinaf başvurularının reddine kesin olarak karar verilmiş; anılan kararın davalı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… sayılı kararıyla; temyizi istenen kararın kesin olduğu, kesin kararların temyiz edilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından; Mahkemece davanın zımnen 360.000,00 TL üzerinden açıldığının kabul edildiği ve bu tutar üzerinden %15 kusura göre hüküm kurulduğu ve bu duruma istinaf aşamasında da devam edildiğinden kesinleşmeden söz edilemeyeceği, davanın süresinde açılmadığı, Bakanlığın hasım mevkiinde olmaması gerektiği, olayda Bakanlığın kusurunun bulunmadığı, manevi tazminat talep edilebilmesi için gerekli şartların oluşmadığı, işverenin yüzde yüz kusurlu olduğu, bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediği, yargılama giderleri yönünden de kusur oranında hüküm kurulması gerektiği, mahkemenin talepten fazlasına hükmettiği, davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı Bakanlığın yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinde, 6545 sayılı Kanunla kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin 2576 sayılı Kanun’un anılan Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları (20/07/2016) tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı; aynı Kanun’un “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 6. fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu ve “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararlara karşı Danıştayda temyiz isteminde bulunulabileceği, kurala bağlanmıştır.
Öte yandan; 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren merciin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili merciin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinde ise, temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın kararı hukuka uygun bulursa onayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… sayılı davalı idarenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davalı idareye iadesine, 14/10/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.