Danıştay Kararı 10. Daire 2020/6656 E. 2020/6876 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/6656 E.  ,  2020/6876 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6656
Karar No : 2020/6876

DAVACI : … Odaları Birliği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Alüminyum San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : 23/06/2018 tarih ve 30457 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Sakarya ilinde yapılacak olan direkt soğutmalı slab döküm ve sıcak haddeleme yöntemi ile alüminyum yassı mamul üretimine yönelik entegre üretim tesisi yatırımına proje bazlı devlet yardımı verilmesine ilişkin 14/05/2018 tarih ve 2018/11827 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptali istenilmiştir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından yatırım yeri olarak tahsis edilen alanda yapılacak yatırımlar ile yürütülecek faaliyetlerin niteliği ve kapsamı dikkate alındığı yer seçiminin imar, çevre ve depremsellik açısından uygun olmadığı, alanın, su ürünleri, üreme ve istihsal sahaları ile yatırıma tahsis edilen alan ve çevresinde bulunan su kaynaklarına olumsuz etki edeceği, alanın, mevcut doğal sit alanları yönünden yatırıma engel olduğu, tahsise konu alanda yapılacak olan projenin sulama alanları, göl, gölet, akarsular, yeraltı su kaynaklarının kirletilmesine sebep olacağı, söz konusu alanda yatırım yapılmasının, çevre, hayvan ve insan sağlığına olası etkilerinin ulusal mevzuat ve tarafı olduğumuz uluslarası antlaşmalara uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :Dava konusu işlemin 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazlı Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 80. maddesine uygun olarak tesis edildiği, yapılacak yatırımın yüksek miktarda cari açığı önlemeye yönelik olduğu, projenin ve yapılacak devlet yardımının tüm özelliklerinin iptali istenen kararda belirtilmiş olduğu, alınan kararla ilgili olarak yatırım yeri için çevresel etkenlerin gözardı edilmediği ve ÇED kararının arandığı ve daha önce ÇED izninin alındığı, proje bazlı alan için tüm unsurların mevcut olduğu ifade edilerek şartları oluşmayan yürütmenin durdurulması isteminin ve haksız olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda “avukatlık ücreti” ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki 20/12/2018 tarih ve E:2018/3610, K:2018/4152 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/12/2019 tarih ve E:2019/1906, K:2019/6688 sayılı kararıyla, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden bozulduğu görülmekle, bozma kararına uyularak, vekalet ücreti yönünden gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, 23/06/2018 tarih ve 30457 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Sakarya ilinde yapılacak olan direkt soğutmalı slab döküm ve sıcak haddeleme yöntemi ile alüminyum yassı mamul üretimine yönelik entegre üretim tesisi yatırımına proje bazlı devlet yardımı verilmesine ilişkin 14/05/2018 tarih ve 2018/11827 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onuncu Dairesince verilen 20/12/2018 tarih ve E:2018/3610, K:2018/4152 sayılı kararla; ehliyet yönünden davanın reddine karar verilmiş olup, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davacı tarafından davanın esası yönünden, davalı idare tarafından lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın temyiz edilmesi sonucu İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından, kararın esasa ilişkin kısmı onanmış, idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmı bozulmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin, “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, hukuk birimininin, idarelerde hukuk hizmetlerini yürüten birimi ifade ettiği, (b) bendinde ise; hukuk hizmetlerinin, muhakemat hizmetleri ile hukuk danışmanlığına ilişkin her türlü iş ve işlemleri ifade ettiği belirtilmiştir.
659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin, “Takip ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması
” başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasında, “İdareler, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haizdir.” hükmü, 2. fıkrasında, “İdareleri adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisi; hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlara aittir.” hükmü, “Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” hükmü yer almıştır.
1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 6. maddesinin 2. fıkrasında, Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı birimi olarak sayılmış, Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğünün görevlerini düzenleyen 7. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde ise, “26/9/2011 tarihli ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre hukuk birimlerine verilen diğer görevleri yapmak,” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin dördüncü fıkrasında da Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu maddeler ile ısrar hariç 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı belirtilerek, Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar imkânı tanınmamıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Onuncu Dairesince, davanın esası hakkında verilen davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin karar kesinleştiğinden; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda “avukatlık ücreti” ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve kararın verildiği 20/12/2018 tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Danıştay’da ilk derecede görülen duruşmasız davalar için belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalı idareye verilmesine,
2. Davacı tarafından temyiz aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, taraflarca yatırılan posta gideri avansından artan kısmın karar kesinleştikten sonra istemleri halinde taraflara iadesine,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.