Danıştay Kararı 10. Daire 2020/6149 E. 2020/6448 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/6149 E.  ,  2020/6448 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6149
Karar No : 2020/6448

GÖNDERME KARARI

… tarafından, Şırnak ili, … ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları nedeniyle köyden göç etmek zorunda kaldığı ve halen dönüş yapamadığından bahisle 2001 yılından beri mal varlığına ulaşamamaktan kaynaklı devam eden maddi zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle 26/07/2013 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin Şırnak Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararının, … ‘in 10/03/2014 tarihinde ölümünden sonra mirasçıları …, …, … tarafından iptali istemiyle … Valiliği’ne karşı açılan davada, … Barosu Avukatlarından … tarafından verilen karar düzeltme dilekçesi üzerine dosya incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda, ehliyet ve tarafların vekilleri konusunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 51. maddesinde, dava ehliyetinin, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlendiği, 72. maddesinde, davanın vekil aracılığıyla açılması ve takip edilmesinde, kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak üzere, Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, 76 ve 77. maddelerinde, avukatın, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorunda olduğu, vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukatın dava açamayacağı ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamayacağı, şu kadar ki gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkemenin, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verilebileceği, bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise davanın açılmamış veya gerçekleştirilen işlemlerin yapılmamış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesinde, kişiliğin ölüm ile sona ereceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 513. maddesinin 1. fıkrasında da, sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile vekalet sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceği hükme bağlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “İşi sonuna kadar takip etme zorunluluğu ve başkasını tevkil” başlıklı 171. maddesinin 2. fıkrasında, avukata verilen vekaletnamede başkasını tevkile yetki tanınmış ise, yazılı sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça, işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebileceği, vekaletnamede, bunun düzenlendiği tarihten sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekalete ve başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukatın, bu tarihten sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacılardan, …’in … Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye nolu vekaletname ile, …’in ise … Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye nolu vekaletname ile Av. …’yi kendilerine vekil tayin ettikleri, diğer davacı …’in ise ilgili vekaletname ile kendisine vekil olarak Av. … ile birlikte Av. …’u vekil tayin ettiği; Avukat … tarafından … Barosu Avukatlarından …’a … ve …’i temsil etmek üzere yetki belgesi verildiği, Av. …’nin 28/11/2015 tarihinde vefat ettiği, vefattan sonra … ve … bakımından yetki belgesi ile davayı takip eden Av. … adına düzenlenmiş yeni bir vekaletnamenin ise dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, vekilin ölümü ile vekalet ilişkisi sona erdiğinden, yetki belgesi son bulan Av. … tarafından …, … ve … adına verilen karar düzeltme istemli dilekçenin incelenme olanağı bulunmadığı anlaşılmakla dosyanın usulüne uygun olarak tekemmül ettirilmediği sonucuna varılmıştır.
Buna göre; İdare Mahkemesince, anılan mevzuat hükümleri uyarınca, Dairemizin 10/12/2019 tarih ve E:2019/1686, K:2019/10060 sayılı kararının bizzat davacılar … ve …’e tebliğ edilerek dosyanın tekemmül ettirilmesi, gönderme kararımızın … vekili Av. …’a tebliğ edilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi kapsamına giren aykırılığın giderilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle dosyanın tekemmül ettirilmek üzere … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.