Danıştay Kararı 10. Daire 2020/4179 E. 2020/3094 K. 21.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/4179 E.  ,  2020/3094 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4179
Karar No : 2020/3094

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : Sağlık Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, T:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 24/10/2017 tarihinde baş ağrısı şikayeti ile gittiği … Şehir Hastanesi Acil Servisinde tedavisine yönelik olarak yapılan enjeksiyonun hatalı olması nedeniyle sol bacak ve ayağını kullanamaz hale gelmesinde davalı idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 51.000,00 TL tazminatın 24/10/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıya enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile nadir de olsa sinir hasarına neden olabileceklerinin tıbben bilindiği, bu durumun enjeksiyonun tekniğine uygun olarak yapılması durumunda da önlenemeyecek şekilde ortaya çıkabildiği, enjeksiyonun tekniğinin yanlışlığına ya da uygulanan bölgenin uyumsuzluğuna dair herhangi bir tıbbi delil de tanımlanmadığından enjeksiyon işlemi sonrası ortaya çıkan sol siyatik nöropatinin bir komplikasyon olarak nitelendirildiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yapılan işlemlerin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, sağlık hizmetinin yürütülmesinde idarenin organizasyon hatasının bulunmadığının mahkemece hazırlatılan bilirkişi raporu ile açıkça ortaya konulduğu, davalı idarenin kusurlandırılarak maddi tazminat ödemekle yükümlü kılınmasına hukuken olanak bulunmadığı, dava dosyasında yer alan belgelerden olan ve uygulanan ilaçlar ile enjeksiyonu uygulayan hemşire ve talimat veren doktorun imzalarının bulunduğu “erişkin acil servis muayene ve gözlem formu”nun enjeksiyon uygulamasından önce risklerin anlatılıp, bu konuda yazılı onam alınmasına ilişkin aydınlatılmış onam kısmının boş olduğu, davacı veya yakının imzasının bulunmadığı, bu durumda, enjeksiyon uygulamasından önce risklerin anlatılıp yazılı onamın alınmaması nedeniyle yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca hastanın aydınlatılarak onay verme hakkının elinden alınmış olduğu ve bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin, yürütülen sağlık hizmetinin gereği gibi işletilmediği konusunda davacıda endişe ve üzüntüye yol açacağı sonucuna varıldığından, davanın 1.000,00 TL maddi tazminat istemine ilişkin kısmının reddine, 50.000,00 TL manevi tazminat istemine ilişkin ise 10.000,00 TL’lik kısmın kabulüne, geri kalan 40.000,00 TL’lik kısmın reddine, kabul edilen 10.000,00 TL tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 02/05/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi kararına karşı taraflarca aleyhlerine olan kısımları hakkında yapılan istinaf başvurusu sonucunda … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; 1.000,00 TL maddi tazminat isteminin reddi yönünden idare mahkemesince davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücreti tutarı 1.000,00 TL olarak düzeltilerek tarafların istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiş; anılan kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, T:… sayılı kararıyla; temyizi istenen kararın kesin olduğu, kesin kararların temyiz edilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; davanın 2577 sayılı Kanun’un 16/4. maddesi uyarınca maddi tazminat istemi yönünden belirsiz alacak davası niteliğinde açıldığı, yargılama esnasında maddi tazminat miktarı yönünden mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadığından maddi tazminat isteminin artırılması hakkının kullanılamadığı ve davanın maddi tazminat istemi yönünden reddedilerek sonuçlanması sebebiyle davanın maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden temyize tabi olduğu, davacının enjeksiyon uygulaması öncesinde tıbbi aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmeden uygulamaya maruz kalmasının sadece endişe ve üzüntüye yol açmayıp sakat kalmasına da neden olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun bilimsellikten ve ayrıntılı incelemeden uzak bir rapor olduğu ve rapora itibar edilemeyeceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından; bölge idare mahkemesince kesin olarak verilen kararın temyiz edilemeyeceği gerekçesiyle davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanunla eklenen geçici 8. maddesinde, 6545 sayılı Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin 2576 sayılı Kanun’un anılan Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı; aynı Kanun’un “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 6. fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu ve “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararlara karşı Danıştayda temyiz isteminde bulunulabileceği, hükmü bulunmaktadır.
Öte yandan; 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren merciin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili merciin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinde ise, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın kararı hukuka uygun bulursa onayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, T:… sayılı davacının temyiz isteminin reddine ilişkin temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım isteminin kabulü nedeniyle ödenmemiş olan temyiz aşamasına ait yargılama giderlerinin davacıdan tahsili için mahkemesince ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 21/09/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.