Danıştay Kararı 10. Daire 2020/3255 E. 2020/6405 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/3255 E.  ,  2020/6405 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3255
Karar No : 2020/6405

DAVACI : …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : 26/09/2006 tarih ve 26301 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmeliğin 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile bu bentlerde öngörülen sağlık koşulunu taşımadığından bahisle davacıya Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından verilen, “hiç bir sınıf sürücü belgesi alamayacağı” yolundaki … tarih ve … sayılı raporun iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Yönetmeliğin kişilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı mahiyette olduğu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 88. maddesi uyarınca yabancıların veya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsa da yurt dışından sürücü belgesi alan, kendisiyle aynı fiziksel özelliklere sahip kişilerin yeni bir sağlık raporu almaları gerekmeden belli süre sürücü belgelerini Türkiye’de kullanabildikleri, dava konusu uygulama ile sağlıklı kişi engelli kişi ayrımı yapıldığı, düzenlemenin Anayasa’nın 5.,10. ve 61. maddelerinde düzenlenen hakları, Avrupa Sosyal Şartı’nın 14. ve 15. maddelerini ihlal ettiği, bazı ülkelerde uzmanlar tarafından araç üzerinde veya model test araçları ile yapılan tespitlere göre fiilen ve trafik güvenliği içinde kişinin araç kullanıp kullanmadığının kriter olarak alındığı, idarece doktorun vereceği rapora göre bir kısıtlama yapılmadığı, doktorun kanaatinin neye göre oluşacağı hususunun belli olmadığı, bir doktor, bir makine mühendisi ve bir trafik uzmanından oluşan kurul tarafından kişinin sürücü olup olamayacağına fiili uygulama ile karar verilmesinin gerektiği ileri sürülerek dava konusu Yönetmelik hükümlerinin ve bu hükümlere dayanılarak tesis edilen Sağlık Kurulu Raporunun hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMALARI :
İçişleri Bakanlığının Savunmasının Özeti : Davacının PolNet kayıtlarına göre “H” sınıfı sürücü belgesi bulunmasına rağmen mevcut raporun engelliler için sağlık kurulu raporu olmadığı ve raporda kullanabileceği araçla ilgili herhangi bir ibare bulunmadığının tespit edildiği, bunun üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 2918 sayılı Kanunun 45. maddesi uyarınca davacının İl Sağlık Müdürlüğüne sevk yazısının yazıldığı ve adresine çağrı yapıldığı, ayrıca aranarak kendisine konu hakkında bizzat bilgi verildiği ancak rapor için henüz başvurmadığı, sürücü belgesi kayıtlarına gerekli şerhin konulduğu, davanın reddinin gerektiği savunulmuştur.
Sağlık Bakanlığı’nın Savunmasının Özeti: Dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca tek üst ekstremite noksanlığında Ortopedi uzmanı kanaatiyle “H” sınıfı sürücü belgesi verileceğinin düzenlendiği, davacının muayenesinde bir elinin bilek seviyesinden diğer elinin ise tarak kemikleri (metakarpal) seviyesinden ampute olduğunun tespit edildiği, her iki üst ekstremitede de kavrama – tutma fonksiyonu bulunmadığı, bu nedenle Yönetmeliğin ilgili maddesi uyarınca hiçbir sınıf sürücü belgesi alamayacağına karar verildiği, davanın reddinin gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyulmasının gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 26.9.2006 gün ve 26301 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile, bu bentlerde öngörülen sağlık koşulunu taşımadığından bahisle Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu tarafından verilen, “hiç bir sınıf sürücü belgesi alamayacağı” yolundaki … gün ve … sayılı raporun iptali istemiyle açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, “Yönetmelikler”, başlıklı 124. maddesinde; “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmü yer almıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “sürücü adaylarında aranacak şartlar” başlıklı 41. maddesinin (c) bendinde de; sağlık şartları bakımından kimlere hangi tür sürücü belgesi verilebileceği hususunun yönetmelikle düzenleneceği, sürücü belgesi alacakların ilgili yönetmelikte belirtilen hekimden sürücü olur raporu almalarının zorunlu olduğu, bu maddede sözü edilen Yönetmeliğin İçişleri ve Sağlık bakanlıklarınca müştereken hazırlanarak yürürlüğe konulacağı hüküm altına alınmıştır.

Alıntısı yapılan Kanun hükmüne dayanılarak Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik 26.9.2006 tarih ve 26301 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe konulmuştur.

Anılan Yönetmeliğin, dava konusu 8. maddesinin “Extremite noksanlığında” başlıklı 2. fıkrasının (a) bendinde, bir elin başparmak veya başparmak dışında iki parmak noksanlığı veya noksan sayılacak şekilde fonksiyon kaybı olanlarda, ortopedi uzmanının ve/veya fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının görüşleri doğrultusunda A, B ve H sınıfı, her iki el başparmak noksanlığı ve ileri derecede fonksiyon kaybı olanlara F Sınıfı Sürücü Belgesi verileceği; (b) bendinde, üst extremitenin dışında extremite noksanlığı (doğuştan veya sonradan) halinde ortopedi ve/veya fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının raporu uyarınca H Sınıfı Sürücü Belgesi verileceği, üst extremitenin tek taraflı noksanlığında da ortopedi uzmanının kanaatiyle, H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebileceği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 30 yıl önce kimyasal madde yaralanması sonucu sol eli bilek seviyesinden, sağ eli de metakarpal seviyede ampute olan davacının o tarihte yaşadığı İngiltere’de sürücü belgesi aldığı; 1975 yılında döndüğü Türkiye’de özel tertibatlı araç kullanabileceği yolundaki sağlık raporu uyarınca kendisine sürücü belgesi verildiği; 1986 yılında belgesinin vize edildiği; 2013 yılında satın almak istediği özel tertibatlı aracın tescil işlemleri sırasında ibraz ettiği 2001 tarihli raporun “sürücü olur raporu” olmadığı ve kullanabileceği araçla ilgili herhangi bir ibare bulunmadığı belirtilerek, talebinin reddi üzerine, H sınıfı ve özel tertibatlı araç kullanabileceğine dair sağlık raporu alabilmek için başvurduğu Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu tarafından, “hiç bir sınıf sürücü belgesi alamayacağı” yolunda rapor verilmesi nedeniyle, anılan rapor ile raporun dayanağı Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Mevzuat belirleme tekniği açısından, idarenin Yasayla kendisine verilmiş olan görevleri idari metinlerle düzenlerken, bir başka ifadeyle Yasanın uygulanmasını sağlamak amacıyla yönetmelikler ihdas ederken; bu görevlerin gerektirdiği teknik detayların belirlenmesi noktasında takdir hakkına sahip olduğu, ancak bu takdir hakkının keyfiyeti ifade etmediği, kamu yararı ve düzenine uygun olarak kullanılması gerektiği tartışmasızdır.
Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 . maddesinde sayma suretiyle belirlenen görevleri uyarınca gerek tek tek bireylerin gerekse bir bütün olarak toplumun sağlığını korumak, bu amaçla plan program yapmak ve gerekli teşkilatı kurmaktan sorumlu olan Sağlık Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca, yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini sağlamakla yükümlü olan İçişleri Bakanlığının; sürücü adaylarının sağlık şartları yönünden sahip olması gereken nitelikler konusunda müştereken hazırlayacakları bir Yönetmelik konusunda sahip oldukları takdir hakkını; ağır fiziksel engel nedeniyle trafikte yaşanması olası sorunların önlenmesi amacıyla, verilecek sürücü belgelerinde, fiziksel engel derecelerine göre kısıtlama yapılması yönünde kullanmasında, üst hukuk normlarına, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu tarafından verilen, “hiç bir sınıf sürücü belgesi alamayacağı” yolundaki .. gün ve … sayılı rapora ilişkin kısmında da davacının sağlık durumunun, Yönetmelikle belirlenen kıstaslara göre değerlendirilmesi sonucunda düzenlendiği anlaşıldığından, söz konusu raporda da mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 01/11/2017 tarih ve E:2015/961, K:2017/6226 sayılı kararının, İdari Dava Daireleri Kurulunun 18/11/2019 tarih ve E:2018/1169, K:2019/5680 sayılı kararı ile kısmen onanıp ve kısmen bozulması üzerine, bozma kararına uyulmak suretiyle bozulan kısım yönünden dosya incelenerek, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY: Dava dosyasının incelenmesinden, sol eli bilek seviyesinden, sağ eli de metakarpal (tarak kemikleri) seviyede ampute olan davacının, yurt dışından aldığı sürücü belgesinin ülkemize döndükten sonra değiştirildiği, sağlık durumunun belirlenebilmesi amacıyla 02/07/1975 tarihinde Acil Yardım ve Trafik Dispanseri tarafından kendisine “Her iki el bilekten ampute, protezle kavrama iyi, özel tertibatlı araba kullanabilir” yönünde sağlık kurulu raporu verildiği ve davacı adına üzerinde “Özel tertibatlı araç kullanır” ibaresi bulunan “H” sınıfı sürücü belgesi düzenlendiği; davacının yeni bir araç edinmek üzere yaptığı işlemler esnasında, 07/12/2001 tarihli çalışma gücü kaybının %69 olduğunu belirten ve “Sakatlık durumunu bildirir rapordur” ibaresi yer alan sağlık kurulu raporunu sunduğu; Emniyet Genel Müdürlüğü görevlilerince raporun engelliler için sağlık kurulu raporu olduğu ancak, raporda araç kullanımına ilişkin bir tespite yer verilmemesi nedeniyle, 2918 sayılı Kanun’un 45. maddesi uyarınca davacının İl Sağlık Müdürlüğüne sevk yazısının yazıldığı ve 10/01/2014 tarihinde adresine çağrı yapıldığı, ayrıca numarasından aranarak kendisine konu hakkında bizzat bilgi verildiği, sürücü belgesi kayıtlarına gerekli şerhin konulduğu, bunun üzerine, davacı tarafından, 16/01/2015 tarihinde Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurularak “H” sınıfı sürücü belgesi ve özel tertibatlı araç kullanımı konusunda sağlık kurulu raporu talep edildiği, 04/02/2015 tarihinde “Engel oranı: %80” – “Hiçbir sınıf sürücü belgesi alamaz.” yönünde rapor verildiği, bunun üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT : 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, idari dava daireleri tarafından ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca temyizen inceleneceği belirtilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 49. maddesinin dördüncü fıkrasında, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı, aynı Kanun’un 50. maddesinin beşinci fıkrasında ise Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu düzenleme altına alınmış olup, anılan maddelerde, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sürücü adaylarında aranacak şartlar” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasında, “Sürücü belgesi alacakların;
a) Yönetmelikte belirlenen yaş ve deneyim şartlarını taşımaları,
b) Öğrenim durumu itibarıyla en az ilkokul düzeyinde eğitim almış olmaları,
c) İçişleri ve Sağlık bakanlıklarınca müştereken çıkarılacak yönetmelikte belirlenen sağlık şartlarını taşımaları, …zorunludur.” ; ikinci fıkrasında, “Sürücüler ile sürücü adaylarının hangi şartlarda ve hangi sınıf sürücü belgesi alabilecekleri ile bunların araç kullanma şartları, kullanılabilecek araçların niteliklerine ve sağlık şartlarına dair usul ve esaslar İçişleri ve Sağlık bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. …” hükmü; “Sürücülerin sağlık şartlarında sonradan meydana gelen değişiklikler” başlıklı 45. maddesinin birinci fıkrasında, “Sürücü belgesi sahibi kişide sağlığı bakımından sürücülüğe engel aşikar bir değişikliğin görülmesi ve tespiti hâlinde, trafik görevlilerince sürücü belgesi geri alınarak, kişinin sağlık kuruluşlarında muayenesi istenir. Sağlık şartları bakımından sürücülüğe engel bir hâlinin olmadığı veya mevcut olan bu hâlin daha sonra ortadan kalktığı sağlık raporuyla tespit edildiği takdirde, sürücü belgesi kişiye iade edilir.”; ikinci fıkrasında, “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
18/07/1997 tarih ve 23053 sayılı Resmî Gazete”de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan “Dış ülkelerden alınan sürücü belgeleri ile ülkemizde araç kullanılması ve bu belgelerin ülkemiz sürücü belgesiyle değiştirilmesi” başlıklı 88. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendinde; “Yurda dönüşlerinde Türk vatandaşlarının,
İkili kanunlar ile ikili ve çok taraflı anlaşma hükümleri saklı kalmak üzere ve istekleri halinde yabancıların, dış ülkelerden aldıkları sürücü belgeleri, eğitim ve sınav şartı aranmadan karşılığı veya dengi olan sürücü belgeleri ile değiştirilir.
Ancak, Türk vatandaşları yurda dönüşlerinde 1 yıl içinde sürücü belgelerini değiştirmedikleri takdirde, değiştirinceye kadar araç kullanamazlar.
Bu belgeler değiştirilirken,
a) Eğitim ve sınav şartı hariç, sürücü belgesi alacaklar için aranan yaş, sağlık ve Karayolları Trafik Kanunda belirtilen, Türk Ceza Kanundaki belli suçlardan hükümlü olmama şartları aynen aranır.
…” hükmü kurala bağlanmıştır.
2918 sayılı Kanun’un 41. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca düzenlenen ve 26/09/2006 tarih ve 26301 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmeliğin 2. maddesinde; “Bu Yönetmelik hükümleri, sürücü adayları ve sürücülerin sağlık şartları ve muayeneleri ile ilgili hususları kapsar.” hükmü; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan “Ortopedi muayeneye ilişkin esaslar” başlıklı 8. maddesinin ikinci fıkrasında,
“Extremite noksanlığında;
a) Bir elin başparmak veya başparmak dışında iki parmak noksanlığı veya noksan sayılacak şekilde fonksiyon kaybı olanlarda, Ortopedi uzmanının ve/veya Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının görüşleri doğrultusunda A, B ve H sınıfı, her iki el başparmak noksanlığı ve ileri derecede fonksiyon kaybı olanlara F Sınıfı (traktör) Sürücü Belgesi verilir.
b) Üst extremitenin dışında extremite noksanlığı (doğuştan veya sonradan) halinde Ortopedi ve/veya Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının raporu uyarınca H Sınıfı Sürücü Belgesi verilir. Üst extremitenin tek taraflı noksanlığında da Ortopedi uzmanının kanaatiyle, H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir. …” hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 45. maddesindeki düzenleme uyarınca, sürücü belgesi sahibi kişinin durumunda ancak sağlığı bakımından sürücülüğe engel aşikar bir değişikliğin görülmesi ve tespiti hâlinde, sağlık kuruluşuna sevki ile sağlık şartları bakımından sürücülüğe engel bir hâlinin olmadığının sağlık raporuyla tespitinin istenebileceği açıktır.
Olayda, davacının çocukluğundan itibaren sol elinin bilek seviyesinden, sağ elinin de metakarpal seviyede ampute olduğu, 1975 yılında ise daha önce yurt dışında almış olduğu ehliyetini ülkemize dönmesi üzerine ilgili mevzuata uygun şekilde değiştirdiği ve bu tarihten itibaren engel durumuna uygun “H sınıfı” araç kullanma ehliyetinin bulunduğu; yeni araç almak için gerekli işlemleri yapmak amacıyla başvuruda bulunduğu sırada, mevcut engelinde gözle görülür bir değişiklik bulunmamasına rağmen davalı idarece mevzuata aykırı bir prosedür izlenerek, davacının yeniden sağlık raporu alması için sevkinin istendiği anlaşıldığından, anılan Kanun’un 45. maddesine aykırı şekilde yeniden rapor almaya sevki istenerek düzenlenen dava konusu raporda hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından verilen … tarih ve … sayılı raporun İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin, haklılık oranına göre … TL’sinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine; … TL’sinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.