Danıştay Kararı 10. Daire 2020/3250 E. 2020/4357 K. 02.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/3250 E.  ,  2020/4357 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3250
Karar No : 2020/4357

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … (…)
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
3- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : … ilinde 87/12028 sayılı Tüzük kapsamında faaliyette bulunan davacı tarafından, patlayıcı madde satışıyla iştigal eden 2. ve 3. grup satıcılara, kiraladıkları veya muvafakat aldıkları depolara istinaden verilen patlayıcı madde satış izin belgelerinin iptal edilmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … Valiliği’nin 25/03/2013 tarih ve 145 sayılı işleminin ve işlemin dayanağı 29/09/1987 tarih ve 19589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 87/12028 sayılı Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı, Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Tüzüğün 5/G maddesindeki ”…veya kiralandığını ya da sahip veya zilyetlerinden muvafakat alındığını…” ibaresi ile İçişleri Bakanlığı’nın 22/03/2013 tarih ve 2013/13 sayılı Patlayıcı Maddeler Birleştirilmiş Genelgesi’nin “Depo Kiralama veya Depo Muvafakatı Alarak Patlayıcı Madde Satıcılığı Yapma” başlıklı 3.4. maddesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Patlayıcı madde satışı yapacak olan özel ve tüzel kişilerin Tüzüğün 83. maddesine göre ikinci ve çoğunlukla da üçüncü grupta yer aldığı ve bunların tamamının 96. ve 113. maddelere göre devamlı olarak bu işi yapmak istiyorlarsa depo kurarak patlayıcı madde depolama izin belgesi almak zorunda oldukları, ancak uygulamada bu kişilere İçişleri Bakanlığının görüşüne göre ve Tüzüğün 5. maddesinin (G) bendi uyarınca kiraladıkları veya muvafakat aldıkları depoya istinaden patlayıcı madde satış izin belgesi verildiği, depo kurmayan satıcılara izin belgesi verilmesinin mevzuata aykırı olduğu, davalı idarenin bu işlemlere dayanak gösterdiği Tüzüğün 5. maddesinin (G) bendinin patlayıcı madde üretmek ve işletmek üzere iş yeri ve depo kurulmasına ilişkin olduğu, aynı patlayıcı madde deposunun birden fazla şahsa kiraya verilmesi halinde, patlama ve benzeri olumsuz durumlarda diğer kiracıların da bundan etkileneceği ve sorumlunun tespitinin imkansız olacağı, sadece kira bedeli ödeyerek depo kiralayan ve bu sebeple giderleri düşük olan firmaların fiyat düşürerek haksız rekabete yol açtığı ve kendisinin bundan maddi ve manevi olarak zarar gördüğü ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMALARI : Sivil amaçlı patlayıcı madde üretmek ve işlemek isteyenlerin, 6551 sayılı Barut ve Patlayıcı Maddelerle Silah ve Teferruatı ve Av Malzemesinin İnhisardan Çıkarılması Hakkında Kanun’un 2. maddesine dayanılarak Bakanlar Kurulu’nun 87/12028 sayılı kararıyla çıkarılan Tüzük hükümlerine göre izin almalarının gerektiği, Tüzüğün 83. ve 96. maddeleri uyarınca 2. ve 3. gruba dahil patlatıcı madde satıcı ve tüketicilerinin depo kurmak zorunda oldukları düzenlenmiş olmakla birlikte; Tüzüğün davaya konu “kuruluş izni için gerekli belgeler” başlıklı 5/G maddesinde yer alan hükümle, kiralama ya da sahip ve zilyedinden muvafakat alınması hallerinde de kuruluş izni verilebileceğinin düzenlendiği, söz konusu hükümle açık bir şekilde depo kiralamak suretiyle ticari faaliyet yürütülmesine izin verildiğinden, dayanağı Kanuna uygun olarak getirilen bu hüküm ile anılan hükme uygun olarak çıkarılan Genelge ve tesis edilen bireysel işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyulmasının gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, davanın kısmen iptal, kısmen reddi yolundaki Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 12/04/2016 tarih ve E:2013/11094, K:2016/2513 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 26/12/2018 tarih ve E:2016/3378, K:2018/5964 sayılı kararıyla, davalı idarelerden … Valiliğinin de davacı lehine hükmedilen yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması yönünden bozulduğu görülmekle, bozma kararına uyularak, gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 24. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği hüküm altına alınmış; aynı Kanun’un 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde, vekâlet ücretine yargılama giderleri arasında yer verilmiş ve 326. maddesinde, Kanun’da yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında da idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlem ve düzenlemelerden, … Valiliği işleminin ve 87/12028 sayılı Tüzüğün 5/G maddesindeki ”… veya kiralandığını ya da sahip veya zilyetlerinden muvafakat alındığını …” ibaresinin iptali istemi yönünden davanın reddine, İçişleri Bakanlığının 2013/13 sayılı Genelgesinin 3.4. maddesinin iptaline karar verildiği ve anılan kararın davalı idarelerden …Bakanlığınca yapılan temyiz istemi reddolunmak, davalı idarelerden …nca ise temyiz edilmemek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, iptal edilen düzenlemenin davalı İçişleri Bakanlığı tarafından tesis edildiği, …Valiliği aleyhine verilen bir karar bulunmadığı görüldüğünden, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında, davalı Valiliğin haksız çıkan taraf olmadığı dikkate alınarak yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin haklılık oranı dikkate alınarak … TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL yargılama giderinin davalı idarelerden aleyhlerine hüküm kurulmuş olan …(…) ile …Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine,
2. Aşağıda dökümü yapılan … TL temyiz ve karar düzeltme yargılama giderinin İçişleri Bakanlığı üzerinde bırakılmasına,
3. İlk karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere; … TL vekalet ücretinin de davalı idarelerden aleyhlerine hüküm kurulmuş olan … (…) ile …Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta gideri avanslarından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 02/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.