Danıştay Kararı 10. Daire 2020/3248 E. 2020/3914 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/3248 E.  ,  2020/3914 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3248
Karar No : 2020/3914

TEMYİZ EDENLER (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müş. Yrd. V. …
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 11/05/2013 tarihinde Hatay İli, Reyhanlı İlçesinde meydana gelen patlamada yaralandığı ve sakat kaldığından bahisle uğradığı maddi zararların tazmini istemiyle davacı tarafından Hatay Valiliği’ne yapılan başvuru üzerine Hatay Valiliği Zarar Tespit Komisyonunca tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile 100.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; Mahkemenin davanın süreaşımı yönünden reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz aşamasında Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 16/10/2015 tarih ve E:2015/2925, K:2015/6209 sayılı kararıyla onanması, anılan karara karşı yapılan karar düzeltme talebinin ise kabul edilerek aynı Dairenin 02/11/2016 tarih ve E:2016/5749, K:2016/5135 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, uyuşmazlıkta, davacının 5233 sayılı Kanun kapsamındaki başvurusu neticesinde Hatay Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının … tarihli ve … sayılı kararı ile sakatlanma sebebiyle 13.438,43 TL zararın davacıya ödenmesine karar verildiği, bunun üzerine davacı vekili tarafından 22/10/2013 tarihinde imzalanan sulhnamede, Komisyon tespitine esas olay ile ilgili olarak uğranılan zararın tamamının karşılanmış olduğunun kabul ve taahhüt edildiği, tazminat miktarının 05/12/2013 tarihinde davacıya ödendiği, tazminat miktarının anılan mevzuat hükmüne uygun olarak hesaplandığı dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı; meydana gelen olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu belirlendiğinden olay nedeniyle davacının maddi kayıplarının tespiti amacıyla Mahkemenin … tarihli ara kararı ile aktüerya alanında uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına karar verildiği, bilirkişi raporunda davacının 837.685,84 TL maddi zararının bulunduğunun tespit edildiği, davacı vekilince dosyaya sunulan 03/02/2020 havale tarihli miktar artırım dilekçesi ile maddi tazminat miktarının 837.685,84 TL olacak şekilde artırıldığı, tazminine karar verilen maddi tazminat miktarının dava dilekçesinde belirtilen miktarına davalı idareye başvurulduğu 02/07/2013, miktar artırım dilekçesi ile artırılan maddi tazminat miktarı için ise; miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 14/02/2020 tarihinin, yasal faizin başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın, dava konusu işlemin iptali istemi yönünden reddine, davacının maddi zararının tazmini istemine yönelik kısmının kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı … Bakanlığı ve … Valiliği tarafından, olayın bir terör olayı olduğu ve Hatay Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığının … tarihli ve … sayılı kararı ile sakatlanma sebebiyle 13.438,43 TL zararın davacıya ödenmesine karar verildiği, sulhname imzalandığı, ayrıca davacıya … Kaymakamlığı tarafından 4.000,00 TL yardım yapıldığı, 5233 sayılı Kanun EK-1 maddesi gereği davacıya aylık bağlandığı, davacının tüm maddi taleplerinin karşılandığı, idarelerinin harçtan muaf olduğu ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
11/05/2013 tarihinde Hatay İli, Reyhanlı İlçesinde meydana gelen patlamada yaralandığı ve sakat kaldığından bahisle uğradığı maddi zararların tazmini istemiyle davacı tarafından Hatay Valiliği’ne yapılan başvuru üzerine Hatay Valiliği Zarar Tespit Komisyonunca tesis edilen … tarih ve …sayılı işlemin iptali ile 100.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, “1.Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. 2. Bu süreler; a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı… tarihi izleyen günden başlar.” hükmüne; 11. maddesinde, “İlgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenilebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.” hükmüne yer verilmiştir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmüne, “Başvurunun süresi, şekli, incelenmesi ve sonuçlandırılması” başlıklı 6. maddesinde, “Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez. Bu Kanun kapsamındaki yaralanma ve engelli hale gelme durumlarında, yaralının hastaneye kabulünden hastaneden çıkışına kadar geçen süre, başvuru süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaz. İlgili valilik dışında diğer valilikler, kaymakamlıklar, Türkiye Cumhuriyeti dış temsilcilikleri, diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan başvurular ilgili valiliğe gönderilir. Komisyon, zarar görenlerce yapılacak her başvuru ile ilgili çalışmalarını, başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlamak zorundadır. Zorunlu hâllerde, bu süre vali tarafından üç ay daha uzatılabilir. … Dava açma süresi içinde yapılan başvuru, nihaî işlem sonucunun ilgiliye tebliğine kadar genel hükümlere göre dava açma sürelerini durdurur.” hükmüne, 12. maddesinde, “….Komisyonca, bu esaslara göre hazırlanan sulhname tasarısının örneği davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edilir. Davet yazısında hak sahibinin sulhname tasarısını imzalamak üzere otuz gün içinde gelmesi veya yetkili bir temsilcisini göndermesi gerektiği, aksi takdirde sulhname tasarısını kabul etmemiş sayılacağı ve yargı yoluna başvurarak zararının tazmin edilmesini talep etme hakkının saklı olduğu belirtilir. Davet üzerine gelen hak sahibi veya yetkili temsilcisi sulhname tasarısını kabul ettiği takdirde, bu tasarı kendisi veya yetkili temsilcisi ve komisyon başkanı tarafından imzalanır. Sulhname tasarısının kabul edilmemesi veya kabul edilmemiş sayılması hallerinde uyuşmazlık tutanağı düzenlenerek bir örneği ilgiliye gönderilir. Sulh yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklarda ilgililerin yargı yoluna başvurma hakları saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bununla birlikte, 5233 sayılı Kanunda, bu Kanun uyarınca yapılan başvurular üzerine verilen ve idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli bir idari işlem niteliğinde olan komisyon kararlarına karşı açılacak davalar yönünden özel bir dava açma süresi öngörülmediğinden, dava açma süresi yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. ve 11. maddelerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda ilgililer, 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptıkları başvuruya ilişkin kararın değiştirilmesi, düzeltilmesi, kaldırılması istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca başvurma hakkına sahiptirler.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından, 11/05/2013 tarihinde Hatay İli, Reyhanlı İlçesinde meydana gelen patlamada yaralandığı ve sakat kaldığından bahisle, uğradığı maddi zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle … tarihinde Hatay Valiliği’ne başvuru yapıldığı, başvuru üzerine Komisyon tarafından davacının Hatay/Antakya Devlet Hastanesi’nden almış olduğu rapor uyarınca sakatlanma, yaralanma ve tedavi gideri olmak üzere toplam 13.438,43 TL tazminat ödenmesine karar verildiği, davacı tarafından komisyonca karara bağlanan bu tutarın kabul edilmesi üzerine taraflar arasında 28/10/2013 tarihinde sulhname imzalandığı, akabinde davacı tarafından kendisine ödenen miktarın gerçek zararından düşük olduğu iddiasıyla 27/01/2014 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davacı ile davalı idare arasında imzalanan sulhname ile davacının uğradığı zararların tazmin edilmek suretiyle uyuşmazlığın ortadan kaldırıldığı, tarafları bağlayıcı nitelik taşıyan ve imzalama aşamasında davacının iradesini fesada uğratan herhangi bir hususun bulunmadığı bir sulhname sonucunda uyuşmazlığın tekrar yargıya taşınmasının mümkün olmadığı hususları Dairemiz içtihadıdır.
Bu durumda, dava konusu uyuşmazlıkta taraflar arasında sulhname imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, bu halde davacının ancak sulhnamenin imzalandığı esnada iradesinin fesada uğratıldığından bahisle dava açabileceği, bu davanın da sulhnamenin imzalandığı tarihten itibaren yasal dava açma süresi içinde dava açılması ya da 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında idareye başvurulup dava açılması gerekirken, bu süreler geçirildikten sonra açılan davada süreaşımı bulunduğundan, davanın esasının incelenmesine hukuken imkan bulunmamaktadır.
Kaldı ki, Dairemiz tarafından, dava konusu olayın bir terör olayı olduğu ve 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönünde kararlar verildiği, bu nedenle ilgili Kanun’a uygun olarak sulhname imzalanması üzerine dava konusunun taraflar açısından karşılıklı uzlaşarak ortadan kaldırıldırıldığı, bu nedenle açılan davanın esasının da incelenmesine olanak bulunmadığı açıktır.
Bu itibarla, davanın, dava konusu işlemin iptali istemi yönünden reddine, maddi tazminat istemine yönelik kısmının kabulüne ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın, dava konusu işlemin iptali istemi yönünden reddine, maddi tazminat istemine yönelik kısmının kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY(X) :

Temyiz incelemesine konu … İdare Mahkemesinin, davanın, dava konusu işlemin iptali istemi yönünden reddi ile maddi tazminat istemi yönünden kabulüne ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddi gerektiği oyuyla Dairemiz çoğunluk kararına katılmıyorum.