Danıştay Kararı 10. Daire 2020/3097 E. 2020/4033 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/3097 E.  ,  2020/4033 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/3097
Karar No : 2020/4033

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
2- … Teşkilatı

DAVANIN KONUSU : 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca çıkarılan MİT’ten Ayrılanlar ve Yakınları ile Tesis Edilecek Sosyal İlişkiler Yönergesinin 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : 1986 yılında istihbarat uzman yardımcısı unvanı ile göreve başladığı, 1/7/2009 tarihinde Milli İstihbarat Teşkilatı Eğitim Merkezi Başkanlığı emrine öğretim üye yardımcısı olarak atandığı, hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde düzenlenen raporda, idari yönden 2937 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca başka bir kurum veya kuruluşa naklen atanmasının teklif edildiği, anılan teklifin 21/01/2010 tarihinde MİT müsteşarı tarafından uygun görüldüğü, 16/02/2010 tarihinde davacının kendi isteği ile emekliye ayrıldığı, sonrasında kendisi ve eşi adına emekli tanıtım kartı verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine yönelik olarak tesis edilen işlemin dayanağı olan Milli İstihbarat Teşkilatından Ayrılanlar ve Yakınları ile Tesis Edilecek Sosyal İlişkiler Yönergesinin 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin hukuka ve mevzuata uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI :Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından savunma verilmemiştir. Cumhurbaşkanlığı (Mülga) Başbakanlık tarafından dava konusu Yönerge hükümlerinin, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca çıkarıldığı, anılan maddede MİT fiili kadrosuna dahil personelden teşkilatın özelliği ve hizmetin gerekli kıldığı şart ve vasıflar gözönüne alınarak teşkilata intibak edemedikleri üstlerince tescil edilenlerin, MİT Müsteşarının teklifi ve Başbakanın uygun görmesi üzerine genel hükümlere göre başka bir kurum veya kuruluşa naklen atanacağının kurala bağlandığı, Teşkilat şart ve vasıflarını kaybetmiş bir personeli, idari tedbir mahiyetinde, başka bir yere naklen atamaya yetkili olan Müsteşarın, Teşkilata ait sosyal tesislerden faydalanma imkanı veren emekli kartı tanıtım belgesi verip vermeme hususunda da yetkili olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda “avukatlık ücreti” ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Dava; MİT’ten Ayrılanlar ve Yakınları ile Tesis Edilecek Sosyal İlişkiler Yönergesinin 8. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
2937 sayılı Kanunun 12. maddesinde, “MİT personelinin görev, yetki ve sorumlulukları genel hükümlere ilave olarak nitelikleri, atama ve hizmet süreleri, yer değiştirme esasları ile teşkilata alınma usul ve şartları ve teşkilatla ilişiklerinin kesilmesi gibi hususlar yönetmelikle düzenlenir.” 19. maddesinde, “MİT fiili kadrosuna dahil personelden teşkilatın özelliği ve hizmetin gerekli kıldığı şart ve vasıflar gözönüne alınarak teşkilata intibak edemedikleri üstlerince tescil edilenler, MİT Müsteşarının teklifi ve Başbakanın uygun görmesi üzerine genel hükümlere göre başka bir kurum veya kuruluşa naklen atanırlar.” hükümleri yeralmıştır.
MİT’ten Ayrılanlar ve Yakınları ile Tesis Edilecek Sosyal İlişkiler Yönergesinin 8. maddesinin 1. fıkrasının a bendinde ise 2937 sayılı Kanunun 19 maddesi uyarınca başka bir kurum ve kuruluşa naklen atanmasına karar verilen, ancak atama işlemi gerçekleşmeden emekliye ayrılanların ve/veya yakınları hakkında Müşteşarlık Makamının Onayı ile Yönergenin 9.maddesinde belirtilen idari tedbirlerin uygulanacağı belirtilmiştir.
Yukarıda anılan Yasa hükümlerinin incelenmesinden, davalı idarenin MİT personelinin görev, yetki ve sorumlulukları genel hükümlere ilave olarak nitelikleri, atama ve hizmet süreleri, yer değiştirme esasları ile teşkilata alınma usul ve şartları ve teşkilatla ilişiklerinin kesilmesi gibi hususlarda düzenleme yapma yetkisi bulunduğundan, davacının Yönergenin yasal dayanağının bulunmadığı yolundaki savı yerinde değildir.
Öte yandan, Yönergenin dava konusu maddesinde belirtilen düzenlemeler, davalı kurumun yürütmüş olduğu hizmetin niteliğine ve görevin önemine binaen yapılmış ve hukuka aykırı bir hususu da taşımamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, davanın reddi yolundaki 17/09/2015 tarih ve E:2011/1775, K:2015/3833 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 22/10/2018 tarih ve E:2016/1742, K:2018/4366 sayılı kararıyla, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden bozulduğu görülmekle, bozma kararına uyularak, vekalet ücreti yönünden gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca çıkarılan MİT’ten Ayrılanlar ve Yakınları ile Tesis Edilecek Sosyal İlişkiler Yönergesinin 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde ise, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 6. maddesi ile, idareleri idari yargı mercilerinde temsil etme yetkisi, hukuk birimi amirlerine, muhakemat müdürlerine, hukuk müşavirlerine ve avukatlara tanınmış; aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesinde ise, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekâlet ücreti takdir edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Alıntısı yapılan mevzuat hükümleri uyarınca, hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri veya avukatlar tarafından takip edilip idareler lehine sonuçlanan davalarda, ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi zorunlu olup, “ilgili mevzuat” ifadesinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin anlaşılması gerektiği de açıktır. Bu itibarla, 659 sayılı KHK’nın yürürlüğünden sonra verilen kararlarda, dava 659 sayılı KHK’nın yürürlüğünden önce açılmış olsa dahi, yukarıda belirtilen esaslara göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanunun (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinin 6. fıkrasında da Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu maddenin 4. fıkrası hariç diğer fıkraların kıyasen uygulanacağı belirtilerek Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar imkânı tanınmamıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Onuncu Dairesinin 17/09/2015 tarih ve E:2011/1775, K:2015/3833 sayılı kararının verildiği tarihte, 02/11/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı KHK yürürlükte olduğu halde davalı Cumhurbaşkanlığı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.

Danıştay Onuncu Dairesince, davanın esası hakkında verilen davanın reddine ilişkin karar kesinleştiğinden; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda “avukatlık ücreti” ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve kararın verildiği 17/09/2015 tarihinde yürürlükte bulunan 2015 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Danıştay’da ilk derecede görülen duruşmasız davalar için belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalı Cumhurbaşkanlığına verilmesine,
2. Temyiz aşamasında davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan kısmın karar kesinleştikten sonra istemi halinde davacıya iadesine,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.