Danıştay Kararı 10. Daire 2020/2152 E. 2020/5055 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/2152 E.  ,  2020/5055 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/2152
Karar No : 2020/5055

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- Kendi adına asaleten … ile
…’a velayeten …
2- … 3- …
4- … 5- …
6- … 7- ..
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Beşiktaş İlçesinde bulunan … isimli gece kulübünde 01/01/2017 tarihinde meydana gelen silahlı saldırıda, iş yerinde şef garson olarak çalışan …’un hayatını kaybetmesi nedeniyle yakınları tarafından müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarından ve olayda davalı idarenin gerekli güvenlik ve emniyet tedbirlerini almaması sebebiyle ağır hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle, uğradıkları manevi zararın giderilmesi için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 1.050.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıların murisi ve desteği müteveffa …’un 01/01/2017 tarihinde … isimli gece kulubünde gerçekleştirilen silahlı terör saldırısı sonucu hayatını kaybettiğinin İstanbul Valiliği Zarar Tespit Komisyonunca kabul edildiği görülmekte olup, bu haliyle, adı geçenin hayatını kaybetmesine sebebiyet veren olayın terör saldırısı neticesinde gerçekleştiğinin davalı idarece de kabul edildiği, terör olayı sonucu vefat nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen manevi zararın tazmini istemiyle açılan iş bu davada, tazminat istemine konu olan terör olayının meydana geliş şekli ve davacıların sosyo ekonomik durumu dikkate alınarak, manevi zararlarının sosyal risk ilkesi kapsamında tazmini gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle terör saldırısı sonucu yakınlarını kaybeden davacıların, yaşam süresince yaşanan olayın etkileri, taşıyacağı izler ile duyacakları üzüntü, acı, psikolojik çöküntü ile manevi tazminatın amaç ve niteliği de gözetilerek, takdiren, davacılardan, eş …ve çocuklar … ile … için ayrı ayrı 125.000,00 TL, diğer davacılar baba … ve anne … için ayrı ayrı 75.000,00 TL, kardeşler …, …, … ve … için ise ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 625.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 28/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesince; 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri, ya da avukatlar tarafından idarelerin vekili sıfatıyla yürütülen davaların idareler lehine neticelenmiş olması halinde, idareler lehine vekalet ücreti takdir edileceği açıklamasıyla, istinaf başvurularına konu …. İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından; davalı idarenin avukat tarafından temsil edilmediği, dilekçelerin I. Hukuk Müşaviri Yardımcısı tarafından imzalandığı, 659 sayılı KHK hükümlerinden hareketle vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, Bölge İdare Mahkemesi kararının bu yönden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından; olayın terör eylemi sonucunda gerçekleştiği, idarenin davranışıyla zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının hakkaniyete aykırı şekilde yüksek olduğu ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuş, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davacıların temyiz istemlerinin reddi, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
İstanbul ili, Beşiktaş ilçesinde bulunan … adlı eğlence merkezinde Şef Garson olarak çalışmakta iken 01/01/2017 günü meydana gelen silahlı saldırısı sonucu, davacılardan …’un eşi, … ile …’un babaları, … ile …’un çocukları, …, …, … ve …’un ise kardeşleri olan …’un yaşamını yitirmesi nedeniyle, hak sahibi olarak davacıların, müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarından ve olayda davalı idarenin gerekli güvenlik ve emniyet tedbirlerini almaması sebebiyle ağır hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle, uğradıkları manevi zararın giderilmesi için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 1.050.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi ve tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerekmektedir.
5233 sayılı Kanun da açıkça manevi tazminat ödenmesini engelleyen bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla sosyal risk ilkesine dayalı olarak manevi tazminata hükmedilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, 01/01/2017 tarihinde meydana gelen silahlı saldırıda yaşamını yitiren davacılar yakınının iş yerinde şef garson olarak çalıştığı, müteveffanın yakınları olan davacıların İstanbul Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonuna yaptıkları başvuru sonucunda Komisyon tarafından yasal mirasçılara 33.620,00 TL ödenmesine karar verildiği, bu tutarın kabul edilmemesi üzerine uyuşmazlık tutanağı düzenlendiği ve davalı idarenin hizmet kusuruna dayanılarak eş için 250.000,00 TL, çocuklar için ayrı ayrı 150.000,00 TL, baba ve anne için ayrı ayrı 100.000,00 TL ve kardeşler için ayrı ayrı 75.000,00 TL olmak üzere toplam 1.050.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta meydana gelen terör olayından yakınlarını kaybeden davacıların elem ve acı duyması nedeniyle oluşan manevi zararının sosyal risk ilkesi gereği tazmini gerekmekle birlikte İdare Mahkemesi kararında hükmedilen, eş ve çocuklar için ayrı ayrı 125.000.00 TL, baba ve anne için ayrı ayrı 75.000,00 TL, kardeşler için ise ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 625.000,00 TL manevi tazminatın, olayın oluş şekline göre zenginleşmeye sebep olacak miktarda fahiş olduğu görüldüğünden, manevi tazminatın amaç ve niteliği de dikkate alınarak olay karşısında duyulan acıyla da orantılı olacak şekilde yeniden manevi tazminat takdiri yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte; benzer olaylar nedeniyle yaşamını yitiren şahısların yakınları tarafından açılan davalarda ilk derece mahkemeleri tarafından hükmedilen, eş için 50.000,00 TL, çocuk için 50.000,00 TL, anne ve baba için 30.000,00 TL ve kardeşler için 15.000,00 TL manevi tazminat miktarları, Dairemizin E:2019/4967, K:2020/970 ve E:2019/8249, K:2020/3966 sayılı kararları ile zenginleşmeye yol açmayacak, hakkaniyetli ve Dairemiz içtihatlarına uygun bulunduğundan onanmış olup, Bölge İdare Mahkemesince davacıların manevi tazminat istemleri hakkında Dairemizin bu kararları emsal alınarak yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
Bu itibarla, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin kararında bu yönüyle hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 18/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.