Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/1539 E. , 2020/5157 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/1539
Karar No : 2020/5157
DAVACILAR: 1- …
2- …
DAVALILAR: 1- … Bakanlığı
VEKİLİ: …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ: …
3- … Bakanlığı
4- … Valiliği
DAVANIN KONUSU: Davacıların engelli kızı için ödenen bakım ücretinin iptal edilmesi üzerine yeniden bakım ücreti ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Samsun Valiliği İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile dayanağı olan 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğinin 2. maddesinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin ve 7. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinin iptali istenilmektedir.
DAVACILARIN İDDİALARI : Çoçukları …’ ın özürlülüğü nedeniyle bakım ücreti ödenirken, adres değişikliğinin bildirilmemesi üzerine bakım ücretinin iptal edildiği, daha sonra bakım ücretinin yeniden bağlanması için başvurdukları, bakım hizmetleri değerlendirme heyetince yeniden bakım raporu hazırlanması sürecinde …’ın aylık gelirinin beyan edilenden daha fazla olduğu, dolayısıyla gelir durumundan dolayı, özürlünün bakıma muhtaç özürlü kapsamında olmadığı sonucuna varılarak, yanlış beyandan haksız yere ödenen bakım ücretlerinin iadesinin istenildiği, davacı …’ın 25/09/2009 tarihli makbuzla 5.393,50 TL ödemede bulunduğu, daha sonra 10/11/2010 tarihli dilekçeyle idareye başvurarak, bakım ücreti bağlanmasını istediği, Samsun Valiliği İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile, olayın gelişim süreci aktarılarak, özürlünün bakıma muhtaç özürlü olmadığı yolundaki tespitin 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre yapıldığının ve 10/11/2010 tarihli dilekçede talep edilen bakım ücretinin bağlanması ile ilgili işlem yapılamadığının belirtildiği, Samsun Valiliği İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazıyla bildirilen bakım ücretinin iptaline ilişkin işlemin ve dayanağı olan 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALILARIN_SAVUNMALARI: Davalılar; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca davanın reddi gerektiği savunulmuş, davalı Samsun Valiliğince savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda “avukatlık ücreti” ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI: …
DÜŞÜNCESİ: Dava; Samsun Valiliği İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazıyla bildirilen bakım ücretinin iptaline ilişkin işlemin ile dayanağı olan 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğinin 2. maddesinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının c bendinin ve 7. maddesinin 4. fıkrasının a bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın, 2.maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin değişmez niteliklerinden birinin de “sosyal devlet” olduğu vurgulayan 2.maddesi, “Kanun önünde eşitlik”e ilişkin kurallar sıralayan 10.maddesi, “Sosyal Güvenlik hakları” başlıklı 60.maddesi, “Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler” başlıklı 61.maddesi hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; sosyal devlet ilkesi nedeniyle devlete, sosyal yükümlülükler konusunda birincil önemde yükümlülükler yüklenmiş, bakıma muhtaç özürlüler konusunda ise 61.madde hükmü uyarınca Devletin, bu konuda özel önlemler alması gerektiği belirtilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; davacıların çocuğu …’ ın özürlülüğü nedeniyle bakım ücreti ödenirken, adres değişikliğinin bildirilmemesi üzerine bakım ücretinin iptal edildiği, daha sonra davacıların bakım ücretinin yeniden bağlanması için başvurdukları, bakım hizmetleri değerlendirme heyetince yeniden bakım raporu hazırlanması sürecinde …’ın aylık gelirinin beyan edilenden daha fazla olduğu, dolayısıyla gelir durumundan dolayı, özürlünün bakıma muhtaç özürlü kapsamında olmadığı sonucuna varılarak, yanlış beyandan haksız yere ödenen bakım ücretlerinin iadesinin istenildiği, davacı …’ın 25.9.2009 tarihli makbuzla 5.393,50 TL ödemede bulunduğu, daha sonra 10/11/2010 tarihli dilekçeyle bidareye başvurarak, bakım ücreti bağlanmasını istediği, Samsun Valiliği İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile, olayın gelişim süreci aktarılarak, özürlünün bakıma muhtaç özürlü olmadığı yolundaki tespitin 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre yapıldığının ve 10/11/2010 tarihli dilekçedeki talep olan bakım ücretinin bağlanması ile ilgili işlem yapılamadığının belirtildiği, bunun üzerine 12.1.2011 tarihinde açılan davada, Samsun Valiliği İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazıyla bildirilen bakım ücretinin iptaline ilişkin işlemin ve dayanağı olan 30.7.2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin iptalinin istenildiği, anlaşılmaktadır.
2828 sayılı Yasanın ek 7. maddesi, 10.2.2007 tarih ve 26430 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5579 sayılı Yasayla “Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır. Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetlerinin kapsamına, bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline ve bu hizmetleri verecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma, denetim, ücretlendirme ile bakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ilişkin usûl ve esaslar; Kurumun koordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak belirlenecek kişi başına aylık bakım ücreti tutarı, iki aylık net asgarî ücretten fazla olamaz. Bakıma muhtaç özürlülerden Kurumca ve diğer resmî kurumlarca bakılanlar dışında kalanlara ilişkin bakım ücreti, bu amaçla Kurum bütçesine konulacak ödeneklerden karşılanır. Bakıma muhtaç özürlülere, ücretleri Kurum bütçesinden karşılanmak suretiyle sağlanacak bakım hizmetleri 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tâbi olmaksızın temin edilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Aktarılan Yasa hükmüne paralel olarak 23.10.2007 tarih ve 26679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle, bakıma muhtaç özürlünün bakım ücretinin genel Müdürlükçe ödenecek olması halinde bakım ücretinin, Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre ödeneceği hükmüne yer verilmiş, Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelikte de aynı tarihli Resmi Gazete de yer alan yönetmelikle değişiklik yapılmıştır.
Görüldüğü üzere; 2828 sayılı Yasanın ek 7. maddesinde 5579 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle, bakım hizmeti giderleri Devlet tarafından karşılanacak bakıma muhtaç özürlülerde aranan “sosyal güvenlik kurumuna tâbi olmama” koşulu kaldırılmış; ekonomik yoksunluğun tanımı ise Yönetmeliğe bırakılmaksızın, “Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan” denilmek suretiyle Yasa tarafından belirlenmiştir.
İlk başta bu ön koşul, bir eşitsizlik yaratıyor gibi görünse de, Devlet yükümlülük altına girdiği Anayasa hükmü ile özel olarak korunması gerekenler konusunda daha ileri bir hizmeti vermek için 5378 sayılı Yasa ile 2828 sayılı Yasaya söz konusu Ek 7.maddeyi ekleyerek hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan ve bakıma muhtaç özürlülere daha kaliteli bir sosyal hizmet verilmesini amaçlamıştır.
Anayasada bulunan “eşitlik” kuralı, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla da hüküm altına alındığı gibi mutlak eşitlik anlamına gelmemekte olup Devlet tarafından, bu alanda hiçbir sosyal güvencesi olmayan ve bu konuda Devletten bir yardım almayan, hiçbir sosyal güvenlik şemsiyesi altında bulunmayan bir kesime, başka bir anlatımla eşit koşullara sahip olmayan bakıma muhtaç özürlülere Anayasanın 61.maddesi uyarınca bir koruma getirilmek istemiştir.
Doğal olarak burada eşit olmayan iki kesim arasında getirilen bir farklılaştırma, başka bir anlatımla bu iki kesimi eşit hale getirmeye yönelik olarak yapılan düzenlemede eşitsizlikten söz etmek olası değildir.
İptali istenen; Yönetmelik hükümleri, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Ek 7.madde hükmüne dayanılarak çıkarılmış olup Yönetmelik maddelerinde yer alan düzenlemeler 10.2.2007 tarih ve 26430 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5579 sayılı yeni Yasa hükmüne paralel nitelikte olduğundan hukuka aykırı bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmelik hükümlerine uygun biçimde davacılar hakkındaki işlemde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, davanın kısmen reddi, kısmen ehliyet yönünden reddi yolundaki 20/04/2016 tarih ve E:2011/7127, K:2016/2185 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/06/2018 tarih ve E:2016/5399, K:2018/3724 sayılı kararıyla, davalı idarelerden Sağlık Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden bozulduğu görülmekle, bozma kararına uyularak, vekalet ücreti yönünden gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, davacıların engelli kızı için ödenen bakım ücretinin iptal edilmesi üzerine yeniden bakım ücreti ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Samsun Valiliği İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile dayanağı olan 30/07/2006 tarih ve 26244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğinin 2. maddesinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin ve 7. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 20/04/2016 tarih ve E:2011/7127, K:2016/2185 sayılı kararıyla; dava konusu Yönetmeliğin 2. maddesi ve 4. Maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ile … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemi yönünden davanın reddine, Yönetmeliğin 7. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi yönünden, bu düzenleme ile davacılar arasında kişisel, meşru ve güncel bir hukuki ilişki olmadığından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş olup, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca idareler lehine vekalet ücreti takdirinin, ancak bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği 02/11/2011 tarihinden sonra açılan davalarda söz konusu olabileceği, bakılmakta olan davanın, 659 sayılı KHK’nın yürürlük tarihi olan 02/11/2011 tarihinden önce açıldığı dikkate alındığında, davayı hukuk müşaviri eliyle takip etmiş olmasına rağmen, davalı idareler lehine vekalet ücreti takdir edilemeyeceği gerekçesiyle davalı idareler lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davacılar tarafından davanın esası yönünden, davalı Sağlık Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ise lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın temyiz edilmesi sonucu İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından, kararın esasa ilişkin kısmı onanmış, idareler lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmı bozulmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde ise, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 6. maddesi ile, idareleri idari yargı mercilerinde temsil etme yetkisi, hukuk birimi amirlerine, muhakemat müdürlerine, hukuk müşavirlerine ve avukatlara tanınmış; aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesinde ise, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekâlet ücreti takdir edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Alıntısı yapılan mevzuat hükümleri uyarınca, hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri veya avukatlar tarafından takip edilip idareler lehine sonuçlanan davalarda, ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi zorunlu olup, “ilgili mevzuat” ifadesinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin anlaşılması gerektiği de açıktır. Bu itibarla, 659 sayılı KHK’nın yürürlüğünden sonra verilen kararlarda, dava 659 sayılı KHK’nın yürürlüğünden önce açılmış olsa dahi, yukarıda belirtilen esaslara göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinin 6. fıkrasında da Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin 4. fıkrası hariç diğer fıkralarının kıyasen uygulanacağı belirtilerek böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar imkânı tanınmamıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Onuncu Dairesinin 20/04/2016 tarih ve E:2011/7127, K:2016/2185 sayılı kararının verildiği tarihde, 02/11/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı KHK yürürlükte olduğu halde davada hukuk müşaviri aracılığıyla temsil edilen Sağlık Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.
Danıştay Onuncu Dairesince, davanın esası hakkında verilen davanın kısmen reddine, kısmen de ehliyet yönünden reddine ilişkin karar kesinleştiğinden; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda “avukatlık ücreti” ile sınırlı olarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve kararın verildiği 20/04/2016 tarihinde yürürlükte bulunan 2016 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Danıştay’da ilk derecede görülen duruşmasız davalar için belirlenen … TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak, davalı Sağlık Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına verilmesine,
2. Temyiz aşamasında Sağlık Bakanlığınca yapılan … TL posta masrafı ile 28/09/2020 tarihinde yatırılan … TL posta masrafının ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca yapılan … TL posta masrafının davacılardan alınarak anılan idarelere verilmesine, karar düzeltme aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, taraflarca yatırılan posta gideri avansından artan kısmın karar kesinleştikten sonra istemleri halinde taraflara iadesine,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.