Danıştay Kararı 10. Daire 2020/1040 E. 2020/4102 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/1040 E.  ,  2020/4102 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/1040
Karar No : 2020/4102

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı oda tarafından, 26/03/2017 tarihli ve 30019 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Kılavuzluğu Hizmeti ile Alan Kılavuzlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 3. Maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan “…gerekli bilgilerin verilmesi..” ibaresi ile aynı Yönetmelik’in 6. maddesi ve 15. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yetki unsuru açısından hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılan dava konusu Yönetmelik’in 3. maddesinde yer alan “…gerekli bilgilerin verilmesi..” ibaresinin turist yahut ziyaretçilere Türkiye’nin tarihi, doğası, kültürü ve turizmi ile ilgili rehberlik faaliyeti niteliğinde bilgi vermeye ilişkin yetki ve sorumluluğunun yalnızca seyahat acentalarında ve bunlara bağlı turist rehberlerinde olduğu, alan kılavuzluğu hizmetinin ise tarihi alanın özelliği ve niteliği sebebiyle yalnızca Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının yetki ve sorumluluğunda bulunan Tarihi Alan ile sınırlı olmak üzere ziyaretçi yönetiminin sağlanması maksadıyla sunulan sınırlı bir hizmet olarak anlaşılması gerektiği, ancak madde metninde yer alan “…gerekli bilgilerin verilmesi…” ibaresinin, turist rehberleri yahut seyahat acentelerinin yetkisinde bulunan turist yahut ziyaretçilere tarihi alanın tarihi, doğası, kültürü ve turizmi ile ilgili rehberlik faaliyeti niteliğindeki bilgilerin verilmesi şeklinde de yorumlanmasına müsait muğlak bir ifade olduğu, ayrıca söz konusu ibare ile Yönetmelik’in 15. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, alan kılavuzlarının turist rehberlerine alternatif olarak belirlenmesi nedeniyle dava konusu Yönetmelik’in 3. maddesinde yer alan “…gerekli bilgilerin verilmesi..” ibaresinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline; anılan Yönetmelik’in 6. maddesinin alan kılavuzluğu hizmetinin turist rehberliği hizmetinden farklı olarak rehberlik niteliğinde bilgilerin verilmesine ilişkin bir hizmet olmadığı, yalnızca ziyaretçi yönetiminin sağlanmasıyla ilgili bilgilerin verilmesiyle sınırlı bir hizmet olduğu, bu sebeple alan kılavuzluğunun, turist rehberlerinde aranıldığı düzeyde bir yetkinliğinin gerektirmediği anlaşıldığından söz konusu maddede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bu madde yönünden davanın reddine; dava konusu Yönetmelik’in 15. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinin, 1618 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla, Tarihi Alana gelen ziyaretçiler veya etkinlik düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler ile acentaların, turlarda veya paket turlarda; paket tur veya tur başına kırkbeş kişiye kadar en az bir alan kılavuzu veya turist rehberi; tek araç kapasitesi kırkbeş kişiyi aşan araçlarda bir alan kılavuzu veya turist rehberi bulundurmak zorunda olduğu ifade edilmiş ise de, ziyaretçi yönetimine ilişkin bilgilerin verilmesinden sorumlu olan alan kılavuzları ile rehberlik faaliyetine ilişkin bilgilerin verilmesinden sorumlu olan turist rehberlerinin madde metninde birbirlerine alternatif olarak sunulduğu ve bu hususun, 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nun seyahat acentalarının yükümlülüklerini düzenleyen 10. maddesinin 1/(a) fıkrasına aykırı olduğu gibi tarihi alanda ziyaretçi yönetiminin sağlanması gerekçesiyle getirilen alan kılavuzluğu hizmetinin amacına uygun olmadığı, bir başka anlatımla bu düzenleme ile birlikte alan kılavuzları ile turist rehberlerinin tarihi alanda verecekleri hizmetler yönüyle birbirlerinin alternatifi olabilecek şekilde kurgulandığından bu durumun normlar hiyerarşisi ilkesine uygun olmadığı gibi tarihi alanın turist rehberi eşliğinde gezilmesi halinde alan kılavuzu bulundurma zorunluluğunu ortadan kaldırması sebebiyle tarihi alanın bu yönüyle korumasız bırakılacağı sonucunu doğuracağı, yine aynı maddenin 1. cümlesinde, tarihi alana gelen ziyaretçiler veya etkinlik düzenleyen gerçek ve tüzel kişilerin turlarda veya paket turlarda; paket tur veya tur başına kırkbeş kişiye kadar en az bir alan kılavuzu veya turist rehberi; tek araç kapasitesi kırkbeş kişiyi aşan araçlarda bir alan kılavuzu veya turist rehberi bulundurmak zorunda olduğu şeklinde düzenlenmiş ise de; 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca turlar veya paket tur düzenlemenin seyahat acentalarının hak ve yetkisinde bulunduğu, bir başka anlatımla seyahat acentaları dışında tarihi alana gelen ziyaretçiler veya etkinlik düzenleyen gerçek veya tüzel kişilerin bu hizmeti verme yetkisinin bulunmadığı, her ne kadar aynı düzenlemede 1618 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla ibaresine yer verilse bile anılan düzenlemede kullanılan ifade biçiminin tarihi alana gelen ziyaretçiler veya etkinlik düzenleyen gerçek ve tüzel kişilerin de turlar veya paket tur düzenleyebileceği şeklinde anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu Yönetmelik’in 15. maddesinin 1. cümlesinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu yönetmeliğin Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanında görev yapacak alan kılavuzlarının belirlenmesi ve bu kişilerin çalışma usul ve esaslarının düzenlenmesi amacıyla çıkarıldığı, Mahkeme kararının iptal kararının yerinde olmadığı, zira alan kılavuzlarının tanımlandığı maddenin “ziyaretçi yönetiminin sağlanması amacıyla gerekli bilgilerin verilmesi” şeklinde anlaşılması gerektiği, alan kılavuzlarının turist rehberlerine alternatif olarak düzenlenmesinin söz konusu olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının;
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu 26/03/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Kılavuzluğu Hizmeti ile Alan Kılavuzlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 3. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan “…gerekli bilgilerin verilmesi..” ibaresinin iptaline yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının oy çokluğuyla;
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu 26/03/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Kılavuzluğu Hizmeti ile Alan Kılavuzlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 15. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinin iptaline yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının oy birliğiyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde (davalı veya davacıya) iadesine, 21/10/2020 tarihinde kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY:
26/03/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Kılavuzluğu Hizmeti ile Alan Kılavuzlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 3. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan “…gerekli bilgilerin verilmesi..” ibaresi ile aynı Yönetmelik’in 6. maddesi ve 15. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinin iptali istemiyle açılan davada; İdare Mahkemesince, dava konusu Yönetmelik’in 3. maddesinde yer alan “…gerekli bilgilerin verilmesi..” ibaresinin iptaline karar verilmişse de dava konusu Yönetmelik’in bir bütün olarak incelendiğinde; dava konusu düzenlemenin alan kılavuzluğu hizmetinin “ziyaretçi yönetiminin sağlanması amacıyla gerekli bilgilerin verilmesi” şeklinde yorumlanması gerektiği, dolayısıyla dava konusu düzenlemenin alan kılavuzlarının turist rehberlerine alternatif olarak belirlenmesi sonucunu doğurmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, dava konusu 26/03/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Kılavuzluğu Hizmeti ile Alan Kılavuzlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 3. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan “…gerekli bilgilerin verilmesi..” ibaresinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı oyuyla Dairemiz Kararının, dava konusu düzenlemenin iptaline yönelik davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına ilişkin kısmına katılmıyorum.