Danıştay Kararı 10. Daire 2019/9564 E. 2020/5396 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/9564 E.  ,  2020/5396 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/9564
Karar No : 2020/5396

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalında profesör unvanında öğretim üyesi olarak görev yaptığından bahisle mesai saatleri sonrası serbest mesleki faaliyette bulunmak üzere muayenehane açmak istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na eklenen geçici 64. maddenin Anayasa Mahkemesinin 09/04/2014 tarih ve E:2014/61, K:2014/6 sayılı kararıyla yürürlüğünün durdurulmuş olması, daha sonra Anayasa Mahkemesinin 07/11/2014 tarih ve E:2014/61, K:2014/166 sayılı kararı ile de iptal edilmesi karşısında, öğretim üyelerinin mesai saatleri dışında muayenehanesinde serbest meslek faaliyetinin icrasında yasal bir engel kalmadığı, ayrıca Sağlık Bakanlığınca yayımlanan 16/04/2014 tarih ve 2014/15 sayılı Genelge’de de, 2955 ve 2547 sayılı Kanunlara tâbî tabip ve diş tabiplerinden halihazırda serbest meslek faaliyetinde bulunanların aynı şekilde faaliyetine devam edeceğinin belirtilmesi karşısında davacı ile aynı durumda bulunanlardan bir kısmının faaliyetlerine devam etmesine izin verilmesi, bir kısmına ise izin verilmemesinin Anayasa’da ifadesini bulan eşitlik ve hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmadığı sonucuna varıldığından, davacının muayenehane açma istemiyle yapmış olduğu başvurusunun reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 18/01/2014 tarihi itibarıyla muayenehanesinde serbest meslek faaliyetinde bulunmakta olan öğretim üyelerinin faaliyetine devam edeceği, başvurusu Kanun tarihinden önce olsa bile diğer öğretim üyesi hekimlerin yeni muayenehane açmasına imkan bulunmadığı, Anayasa Mahkemesi kararının yeni serbest meslek faaliyetinde bulunmak isteyenlere bu yolu açmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyize konu kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ :Anayasa Mahkemesinin dava konusu işlemin de dayanağı olan 07/11/2014 tarih ve E:2014/61, K:2014/166 sayılı kararında; 2547 sayılı Kanun’un 36. maddesinde yer verilen ve öğretim elemanlarının tam zamanlı çalışmasını düzenleyen kurallar Anayasaya uygun bulunduktan sonra bu kuralların öngördüğü sisteme geçişi düzenleyen geçici 64. madde iptal edilmiştir. Söz konusu madde, geçici bir madde olup gelecekte ortaya çıkacak hukuki durumları değil, madde metninde ifade edilen “bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki” durumları ve bunlara bağlanan hukuki sonuçları düzenlediğine göre değerlendirme de geçici maddenin kapsamı ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yapılmalıdır.
2547 sayılı Kanun’un Anayasa Mahkemesince iptal edilen geçici 64. maddesi, yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla muayenehanesi bulunan veya özel sağlık kuruluşlarında çalışan öğretim üyelerine ilişkin olduğundan, 6514 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 18/01/2014 tarihi itibarıyla meri mevzuata/usulüne uygun olarak muayenehane işletmekte olan öğretim üyeleri, geçici 64. maddenin Anayasa Mahkemesince yürürlüğünün durdurulması ve akabinde iptali üzerine bu faaliyetlerine devam edebileceklerdir.
Ancak, anılan maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla muayenehanesi bulunmayan ya da özel bir sağlık kuruluşunda çalışmayan öğretim üyesi tabipler, geçici 64. maddenin kapsamında olmadıklarından, bu alanda yapılan yeni düzenlemelere yani 6514 sayılı Kanunla değişik 2547 sayılı Kanun’un 36. maddesi hükmüne tabi olacaklardır. Buna göre de, bunların 6514 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 18/01/2014 tarihten sonra serbest meslek icralarına hukuki olanak bulunmamaktadır.
Bunun yanı sıra, üniversite öğretim üyelerinin muayenehane açmak sûretiyle serbest meslek icra etmesi için 2547 sayılı Kanun’un aradığı şartların yerine getirilmesi gerekli olmakla birlikle, yeterli değildir. Çünkü, 1219 sayılı Kanun gereği muayenehane açmak suretiyle sanatını icra etmek isteyen her tabip, il sağlık müdürülüklerine bildirimde bulunmak suretiyle kayıt yaptırmaya, bu Kanun’un uygulamasını gösteren Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin getirdiği kurallar gereği istenilen belgeler ile il sağlık müdürlüklerine başvurmaya ve nihayet anılan Yönetmelikte 03/08/2010 tarihinde yapılan değişiklikten itibaren de muayenehane uygunluk belgesi almaya mecburdur.
Dolayısıyla, üniversite öğretim üyelerinin muayenehane açmak suretiyle serbest meslek icra edebilmeleri kapsamında Anayasa Mahkemesi kararında yer verilen haklı beklentinin varlığından söz edilebilmesi için geçici 64. maddenin yürürlüğe girdiği 18/01/2014 tarihi itibarıyla yürütülen serbest meslek faaliyetlerinin mer’i mevzuata/usulüne uygun olarak yürütülmesi gerekir. Mevzuatta aranan koşulları sağlamaksızın serbest meslek icra eden öğretim üyelerinin, mevzuata uygun olmayan bu faaliyetlerine devam edecekleri yönündeki beklentilerinin hukuki bir temeli bulunmadığından haklı beklenti kavramı içinde değerlendirilememesi gerekir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan belgeler (vergi kaydı, kira kontratı gibi) davacının fiilen bir muayenehane işlettiğini göstermekle birlikte, usulüne uygun olarak açılmış bir muayenehanenin varlığını ortaya koymamaktadır. Davacı işletmekte olduğu muayenehaneye yönelik olarak 18/01/2014 tarihi itibarıyla mevzuatına uygun olarak alınmış bir muayenehane uygunluk belgesi ibraz etmemektedir.
Bu durumda; tıp fakültesinde öğretim üyesi olan ve 6514 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 18/01/2014 tarihi itibarıyla usulüne uygun olarak açılmış bir muayenehanesi de bulunmayan davacının, 2547 sayılı Kanun’un -6514 sayılı Kanunla değişik- 36. maddesi gereği muayenehane işletmesi hukuken mümkün bulunmadığından adına muayenehane uygunluk belgesi düzenlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
18/01/2014 tarih ve 28886 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6514 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreçte serbest meslek icra etme hakkı olan öğretim üyelerinden, serbest meslek icra etmekte olanlar ile serbest meslek icra etmeyenler mesai saatleri sonrası serbest olarak çalışabilmeleri bakımından hukuksal olarak eşit statüdedirler. Bu nedenle, anılan süreçte serbest meslek icra eden öğretim üyeleri gibi serbest meslek icra etmeyen öğretim üyelerinin de, Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtildiği şekilde “önceki sistemin uygulanacağı ve mesai sonrası serbest olarak çalışabilme statülerinin devam edeceği yönünde” haklı bir beklentileri bulunduğunun ve haklı beklentileri korunarak 6514 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra da serbest meslek icra edebileceklerinin hukuk devleti ilkesinin bir uzantısı olan hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkeleri gereği kabulü gerekir.
Buna göre, 6514 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreçte öğretim üyesi kadrosunda yükseköğretim kurumunda görev yaptığı ve bu süreçte muayenehane açma hakkı olduğu dosya içeriğinden anlaşılan davacının, hukuki güvenlik, hukuki belirlilik ve eşitlik ilkeleri gereği 6514 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra da serbest meslek icrasında bulunabileceği sonucuna varıldığından, davacının muayenehane açma başvurusunun muayenehane uygunluk şartları bakımından değerlendirilmesi gerekirken isteminin reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suretiyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 25/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.