Danıştay Kararı 10. Daire 2019/9033 E. 2020/5451 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/9033 E.  ,  2020/5451 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/9033
Karar No : 2020/5451

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, özel güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken, silahlı özel güvenlik belgesinin yenilenmesi talebiyle yapmış olduğu 22/03/2017 tarihli başvurusu sonucu özel güvenlik belgesinin ve çalışma izninin iptaline yönelik tesis edilen Diyarbakır İl Özel Güvenlik Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında, Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğünün davacı şahıs hakkındaki kaydının imha edildiği bildirilmiş ise de; mevzuatta ilgili belgenin belirli bir süre içerisinde imha edilmesine yönelik herhangi bir hükmün bulunmadığı, güvenlik soruşturmasının olumsuz olmasına yönelik belgelerin iptali istenilen işlemin hukuka uygunluğunu adil yargılanma hakkı çerçevesinde denetimini yapan Mahkemelere sunulması zorunluluğunun yerine getirilmediği, davacının “PKK/KCK terör örgütü adına kurye ve işbirlikçilik faaliyetlerinde bulunduğunun değerlendirildiği” hususunun ortaya konulamadığı, ayrıca dava konusu işlemde davacının abisinin olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamesi ile kamudan ihraç edilen memur olduğu belirtilmiş ise de; Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi gereğince, yakınlarının görüş ve eylemleri gerekçe gösterilerek güvenlik soruşturmasının olumsuz olarak değerlendirilmeyeceği, bu kapsamda davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara iltisakı veya irtibatı bulunduğunu ortaya koyan hukuken kabul edilebilir somut bir tespitin davalı idare tarafından ortaya konulamadığı hususları birlikte değerledirildiğinde, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan davacı vekilinin sadece UYAP kaydının yapılmasını ve dosyadan belge örneklerinin istenmesini talep ettiği, bunun dışında dosyaya herhangi bir katkısının olmadığı (ek beyan verilmesi, emsal karar sunumu vb), vekalet ücretine hükmedilebilmesi için 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca “hukuki yardımda bulunma” şartının yerine getirilmediği görüldüğünden, davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurularına konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu davacı ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının silahlı özel güvenlik belgesinin yenilenmesi talebiyle yapmış olduğu başvurusu sonrasında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması neticesinde PKK/KCK terör örgütü adına kurye ve işbirlikçilik faaliyetlerinde bulunduğunun değerlendirildiği, abisinin olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamesi ile kamudan ihraç edilen memur olduğu, dava konusu işlemin yasal mevzuata ve hukuka uygun olarak tesis edildiği ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir. Davacı tarafından, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve hukuka uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak taraflarca yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde taraflara iadesine, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.