Danıştay Kararı 10. Daire 2019/8371 E. 2020/3985 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/8371 E.  ,  2020/3985 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/8371
Karar No : 2020/3985

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müş. Yrd. V. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- … 5- …
2- … 6- …
3- … 7- …
4- …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Kanunu’nun ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Onuncu ve (Kapatılan) Onbeşinci Dairelerinden oluşan Müşterek Heyetin 14/11/2018 tarih ve E:2018/3536, K:2018/3500 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 11/05/2013 tarihinde Hatay İli, Reyhanlı İlçesi’nde meydana gelen patlamalar sonucunda hayatını kaybeden …’ın babası …, annesi … ve kardeşleri …, …, …, … ve … tarafından; 5233 sayılı Kanun’a göre düzenlenmiş olan sulhnamenin gabin sebebiyle iptali ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesi gereğince fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak anne ve baba için ayrı ayrı 75.000,00 TL, kardeşler için de ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; sulhnamenin iptali istemi yönünden, sulhnamenin imzalandığı 21/06/2013 tarihinden itibaren en geç altmış gün içinde dava açılması veya aynı süre içerisinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca idareye işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem tesis edilmesi istemiyle başvurulması, başvuru neticesinde tesis edilecek işlemin neticesine göre geri kalan dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekmekte iken, 18/11/2015 tarihli dilekçe ile yapılan ve dava açma süresini canlandırmayan başvurunun 25/11/2015 tarihli işlemle reddi üzerine 25/01/2016 tarihinde açılan davanın süresinde açılmadığı, manevi tazminat istemleri yönünden de 2577 sayılı Kanun’un 13. maddesine göre patlamaların yaşandığı 11/05/2013 tarihinden itibaren bir yıl içinde en geç 12/05/2014 Pazartesi gününe kadar idareye başvurulması, başvuru neticesinde tesis edilecek işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açılması gerektiği, patlamalardan çok sonra 18/11/2015 tarihli dilekçe ile yapılan ve dava açma süresini canlandırmayan başvurunun 25/11/2015 tarihli işlemle reddi üzerine 25/01/2016 tarihinde açılan davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacıların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu ve (Kapatılan) Onbeşinci Dairelerinden oluşan Müşterek Heyet tarafından; 11/05/2013 tarihinde Hatay ili, Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlamalarda hizmet kusuru bulunduğu, idarenin kendi müfettişince hazırlanan ön inceleme raporu, Hatay Valiliği İl İdare Kurulunun soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı, bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi kararı, Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanmış olan iddianameler ve kamu görevlileri hakkında açılmış olan ceza davaları ile ortaya konulduğu, 11/05/2013 tarihinde Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlamalar birer terör eylemi olmakla birlikte, idarenin eylemin gerçekleşmesinde hizmet kusuru bulunduğuna resmi belgelerde yer verildiğinden, söz konusu patlamalar nedeniyle zarar görenler tarafından açılan davalarda artık 5233 sayılı Kanun kapsamından çıkılarak, davacıların, idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan gerçek zararlarının tespit edilmesi ve maddi, manevi tazminat istemlerinin hizmet kusuru nedeniyle tazminat hukukunun genel ilkelerine göre çözümlenmesi gerektiği, bakılan uyuşmazlıkta; 11/05/2013 tarihinde Hatay ili, Reyhanlı İlçesinde meydana gelen ve yakınlarının vefat etmesi nedeniyle davacıların maddi, manevi zarar görmesine neden olan patlama eyleminin idarenin hizmet kusurundan meydana geldiğinin iddia edildiği, bu iddianın da kamu görevlileri aleyhinde açılan ceza davası ile ortaya konulduğu dikkate alındığında, söz konusu eylemin idariliğinin davacılar tarafından 19/01/2015 tarihinde açılan ceza davası ile öğrenildiğinin kabulü gerekeceğinden, bu tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde 18/11/2015 tarihinde davalı idareye yapılan başvurunun 25/11/2015 tarihli işlem ile reddi üzerine 25/01/2016 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında hizmet kusuru ilkesine göre karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği, söz konusu patlamada hayatını kaybeden …’ın davacı anne babası ile 5233 sayılı Kanuna göre sulhname imzalanmışsa da, uyuşmazlığın 5233 sayılı Kanun’un çerçevesinden çıkması nedeniyle, meydana gelen olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ve uyuşmazlığın idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturan hizmet kusuru ilkesi uyarınca tazminat hukukunun genel ilkelerine göre çözümlenecek olması karşısında, olayın terör eylemi olarak nitelendirilmesi suretiyle düzenlenen sulhnamenin iptali isteminin de, Hatay Valiliği de davalı konumuna alınarak hizmet kusuru ilkesine göre İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte iken; İdare Mahkemesince sulhnamenin iptali isteminin 5233 sayılı Kanun’un 1 ve 6. maddeleri ile 2577 sayılı Kanun’un 7 ve 11. maddeleri kapsamında değerlendirilerek süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME
TALEP EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayın bir terör olayı olduğu, 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, olayda idarenin hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk halinin bulunmadığı, 5233 sayılı Kanun’un özel bir düzenleme olduğu, terör olaylarında özel kanun olarak uygulanması gerektiği, ilgili Kanun’da manevi tazminat taleplerinin düzenlenmediği dolayısıyla manevi tazminatların karşılanmasının mümkün olmadığı ileri sürülerek Müşterek Heyet tarafından verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu ve (Kapatılan) Onbeşinci Dairelerinden oluşan Müşterek Heyetin 14/11/2018 tarih ve E:2018/3536, K:2018/3500 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, davacılar tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA, 19/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY(X) :
… İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin Müşterek Heyet kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddi gerektiği oyuyla Dairemiz çoğunluk kararına katılmıyorum.