Danıştay Kararı 10. Daire 2019/774 E. 2023/509 K. 13.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/774 E.  ,  2023/509 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/774
Karar No : 2023/509

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1 . Huk. Müş Yard. …

İSTEMLERİN_KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından; davacı …’un 02/06/2013 tarihinde Ankara ili, Kızılay Meydanı, Atatürk Bulvarı üzerinde kamuoyunda Gezi Parkı olayları olarak bilinen eylemler sırasında, güvenlik güçlerince atılan gaz bombası fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu yaralandığından bahisle, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek, uğradıkları iddia edilen zararlarına karşılık davacı …için fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi, eşi …için 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; dava konusu olayda, güvenlik güçlerince doğrudan davacıyı hedef alacak şekilde bir müdahalede bulunulduğu konusunda bir görüntü kaydına ya da başkaca bir kanıta yer verilmediği göz önüne alındığında, zararla idarenin eylemi arasında kesin bir nedensellik bağı kurulamadığından idarenin tazminle sorumlu tutulamayacağı, olayda kusursuz sorumlululuk hallerinden birinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince; dava konusu olayda, gösteriler sırasında gruba müdahale edilirken göstericilerin can güvenliği gözetilerek müdahale edilmesi yerine atılan gaz bombasının göstericilerin vücuduna isabet etmemesi hususunda gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, bunun sonucunda atılan gaz fişeği kapsülünün davacı …’un başına isabet etmesi sonucu ağır biçimde yaralanmasına sebebiyet verildiği, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, maddi zararın ise kanıtlanmadığı gerekçesiyle davacıların istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, istinafa konu kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacı …için 15.000,00 TL, davacı …için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.0000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, Mahkeme Kararının maddi tazminat ile fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının onanmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından; …’un maddi zararının bulunduğu, maddi zararlarının bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiği, hükmedilen manevi tazminat miktarının manevi tatmin sağlayacak düzeyde olmadığı, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından; idarelerinin hizmet kusurunun bulunmadığı, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMASI : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen gerekçeli onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından; 02/06/2013 tarihinde Ankara ili, Kızılay Meydanı, Atatürk Bulvarı üzerinde, Gezi Parkı olayları olarak bilinen eylemlere güvenlik güçlerince yapılan müdahalede eylemciler arasında bulunan davacılardan …’un gaz bombası kapsülünün kafasına isabet etmesi ile yaralandığının, İbni Sina Hastanesi’ne kaldırıldığının, geçirdiği kafa travması ve beyin kanaması sebebiyle ameliyata alındığının ileri sürüldüğü, Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi hasta epikrizinde; davacının 02/06/2013 tarihinde yatışının yapıldığının, 10/06/2013 tarihinde taburcu edildiğinin, alında kanama, baş ağrısı şikayeti ile geldiğinin, “hikaye” kısmında bugün polis memurunun gaz bombası kapsülünü kasten ateşlemesi ile şuur kaybı, duyma kaybı, görme bozukluğu oluştuğunun, bu durumun 5-10 dakika sürdüğünün, alnında kanamalı yara açılması nedeniyle acil servise başvurduğunun, başına yabancı madde ateşlenmesi sonucu frontal kırıklarının oluştuğunun belirtildiği, davacılar tarafından, olayın meydana gelmesinde kusuru bulunduğundan bahisle zararlarının karşılanması istemiyle davalı idareye yapılan 21/04/2014 tarihli başvurunun İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün …tarih ve …sayılı yazısı ile polis uygulamalarından kaynaklı hukuka aykırılık tespit edilemediğinden reddine karar verilmesi üzerine maddi ve manevi tazminat istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
A) Temyize konu kararın, davacılardan Seval Erol yönünden incelenmesi:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik” başlıklı 26. maddesinde, “Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin “yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir.” hükmünden kastedilen münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır. Bunun dışında, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, dava açılmakla mameleki niteliğe dönüşen haklar da ölenin malvarlığının bir bölümünü oluşturacağından, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesi ile UYAP’ta yapılan araştırma neticesinde MERNİS’ten alınan nüfus kayıt örneğine göre; davacılardan …’un 09/08/2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince, davacılardan …’un vefat etmiş olduğu ve uyuşmazlığın yalnız öleni ilgilendiren bir dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
B) Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacılardan …’un manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının incelenmesi:
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Öte yandan; idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için, ortada bir zararın bulunmasının yanında, bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir anlatımla, zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulabilmesi gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, davacılardan … tarafından, 02/06/2013 tarihinde emniyet güçlerince yapılan müdahale esnasında atılan gaz bombası nedeniyle yaralandığı ileri sürülmüş ise de; dava konusu olay sebebiyle soruşturmanın yürütüldüğü …Cumhuriyet Başsavcılığınca olay yerine ilişkin görüntülerin çözümü için yaptırılan bilirkişi incelenmesi sonucunda düzenlenen raporda; patlama sesinin duyulmasının ardından davacı …’a doğru bir cismin hızla gelerek kafasına çarptığının, nesnenin çarpması ile yere düştüğünün belirtildiği, ancak davacının kafasına çarpan cismin gaz bombası kapsülü olduğu veya güvenlik güçlerince atıldığına dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı göz önüne alındığında davacının uğradığı zararı doğuran eylemin idareden kaynaklandığına ilişkin davacının beyanı dışında her türlü şüpheden uzak, açık, net ve somut bir delil bulunmadığı; bir başka anlatımla, iddia olunan zararın idarenin eyleminden kaynaklandığını ortaya koyan bir illiyet bağının olmadığı dikkate alındığında, olay nedeniyle idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davacılardan …’un manevi tazminat isteminin kısmen kabul edilmesinde hukuki isabet bulunmamakta olup, temyizen incelenen Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının bozulması gerekmektedir.
C)Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, davacılardan …’un manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
Davacının uğradığı iddia olunan zararın, idarenin işlem ya da eyleminden kaynaklandığını ortaya koyan bir illiyet bağının bulunmaması nedeniyle Bölge İdare Mahkemesi kararının davacılardan …’un manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmı sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olup yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin REDDİNE, davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
2. …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının; davacı …’un manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, esas yönünden oy birliğiyle, gerekçe yönünden oy çokluğuyla, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının ise BOZULMASINA, oy çokluğuyla
3. Davacı …yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen BOZULMASINA, oy birliğiyle,
4. Bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 13/02/2023 tarihinde kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyize konu kararın, davacılardan …yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmı hukuka uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından Daire kararının temyize konu kararın davacı …’un manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulmasına dair kısmına esas yönünden, manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının onanmasına dair kısmına gerekçe yönünden katılmıyoruz.