Danıştay Kararı 10. Daire 2019/7720 E. 2020/4345 K. 02.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/7720 E.  ,  2020/4345 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7720
Karar No : 2020/4345

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACILAR) :
1-… , … , 11- …
VEKİLİ: Av. …

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ: I. Huk. Müş. Yrd. …

İSTEMLERİN_ÖZETİ: Danıştay Onuncu Dairesince verilen 25/09/2018 tarih ve E:2018/2937, K:2018/2760 sayılı kararın bozmaya ilişkin kısmının davacılar tarafından, tamamının davalı idare tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMALARIN_ÖZETİ : Davalı idare tarafından, davacıların karar düzeltme isteminin hukuki dayanağının bulunmadığı ileri sürülerek reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacılar tarafından, davalı idarenin karar düzeltme istemine karşı savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinde öngörülen nedenler bulunmadığından, kararın düzeltilmesi istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında; ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçelerinde öne sürülen hususlar ise anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, davacıların kararın düzeltilmesi isteminin reddine oy birliğiyle, davalı idarenin kararın düzeltilmesi isteminin reddine oy çokluğuyla, 02/11/2020 tarihinde kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, davacıların yakını olan …, kendisinin ve ailesinin can güvenliğinin korunması için önlem alınması istemiyle … Bakanlığı ve … Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuruya rağmen, bir hafta sonra başvuru dilekçesinde adlarını bildirdiği kişiler tarafından öldürülmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle toplam 330.000,00 TL (daha sonra 07/02/2017 kayıt tarihli dilekçeyle ıslah edilerek 545.827,00 TL) maddi ve 220.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin ../../… tarih ve E:…/…, K:…/… sayılı kararı ile başvuru üzerine gerekli tedbirleri almayan idarenin olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu kabul edilmekle, davacılara ödenmesi gereken destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapor doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile ölenin eşi … 259.031,00 TL ve 22 yaş altındaki çocukları … 1.181,00 TL, …’e 23.332,00 TL, …’e 76.796,00 TL olmak üzere toplam 360.340,00 TL maddi tazminat ile davacıların her biri için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 220.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine, 144.513,00 TL maddi ve 220.000,00 TL manevi tazminata dava tarihinden itibaren, 215.827,00 TL tazminata ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı yapılan temyiz istemleri üzerine Dairemizin 25/09/2018 tarih ve E:2018/2937, K:2018/2760 sayılı kararı ile İdare Mahkemesi kararının manevi tazminata yönelik kısımları onanmış, maddi tazminata yönelik kısımları ise bozulmuştur.
Dairemizce verilen kısmen bozma kararında, dava konusu olayda idarenin hizmet kusurunun varlığı kabul edilmiş, maddi tazminatın hesaplanması bakımından belirli eksiklikler tespit edildiğinden, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davacıların maddi zararlarının ortaya konulması gerektiği ifade edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların yakını olan … 27/10/2006 tarihinde … Başsavcılığına elden verdiği ve İçişleri Bakanlığına da gönderdiği dilekçeyle, … 09/09/2006 tarihinde oğlunun dükkanına silahla saldırıp ateş ettiğini, oğlunun da kendini korumak amacıyla havaya ateş ettiğinde bu şahsı yaraladığını, aradaki husumeti gidermek için 19/10/2006 tarihinde 30.000,00 TL kan parası verdikleri hâlde, bu kişinin dükkanın tapusunu da istediğini ve kendilerini tehdit ettiğini, bu kişinin sabıkalı bir suç makinesi olduğunu, kendilerini koruyabilecek durumda olmadıklarını, evlerinde kalamayıp akrabalarının evlerine sığındıklarını, …, …, …, … ve … ile çocuklarından şikayetçi olduğunu belirterek mal ve can güvenliklerinin korunması için önlem alınmasını istediği, savcılığa verdiği dilekçe üzerine, Cumhuriyet savcısının, soruşturmayla ilgili müştekinin ifadesinin ve şüphelinin savunmasının alınması ve tarafların tanıklarının dinlenilmesi isteğine ilişkin olarak İlçe Emniyet Müdürlüğüne hitaben yazdığı yazıyı aynı gün elden İlçe Emniyet Asayiş Büro Amirliğine teslim ettiği, bunun üzerine aynı gün saat 15.00’da müştekinin ifadesinin alındığı, şikayetçi olduğu kişilerin ifadelerine başvurulmak üzere 29/10/2006 tarihinde …, … ve ….’ın … no’lu adresine gidildiği, adreste bulunan iki dairenin de zilinin çalındığı hâlde kapıyı açan olmadığı, çevrede yapılan araştırmada bu şahısların 4-5 gündür evlerine gelmediklerinin öğrenildiği, bu şahıslara ve şikayet edilen diğer kişilerin adreslerine ulaşılmaya çalışıldığı; ancak … hakkında herhangi bir koruma kararı ve tedbiri alınmadığı, şikayetinin üzerinden bir hafta geçtikten sonra 03/11/2006 tarihinde, öğlen saatlerinde, cuma namazını kıldığı … Camisinden ayrıldıktan sonra kendisini takip eden … tarafından, … Caddesi, … İş Hanı önünde aniden önüne geçilerek ruhsatsız bir silahla yakın mesafeden 2-3 el ateş edildikten sonra, silah sesini duyan bir polisin ikazına rağmen yerde yatan … 3-4 el daha ateş edildiği, olaydan sonra yürütülen soruşturmada, bir tanığın ifadesinden, eylem sırasında, ateş eden kişinin kardeşi olan … da olay yerinde olduğu ve farklı yöne kaçtığı anlaşılmaktadır.
Anılan kişilerce tehdit edilen …, mevcut duruma rağmen can ve mal güvenliğinin tehdit edilmesi olasılığının yüksek olduğu bir kamusal alanda bulunduğu ve bu alandan ayrıldıktan sonra takip edilmesi sonucunda olayın gerçekleştiği gözetildiğinde tazminata konu ölüm olayının yaşanmasında … kusurunun da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, hizmet kusurunun varlığından söz edilmekle birlikte olayın yaşanmasında davacıların yakını … de kusurunun bulunduğu, bu durumun ise ölenin kusuru oranında idarenin tazmin sorumluluğunu ortadan kaldırdığı veya azalttığı dikkate alındığında, Mahkemece müterafik kusur da hesaba katılarak tazminat istemleri bakımından Dairemizin kısmen bozma kararında ifade edilen hususlara göre bir hesaplama yapılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin karar düzeltme istemi kabul edilerek ve Dairemizce temyiz istemleri üzerine verilen karar kaldırılarak, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiğinden, davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddine ilişkin Daire kararının bu kısmına katılmıyorum.