Danıştay Kararı 10. Daire 2019/7674 E. 2023/557 K. 14.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/7674 E.  ,  2023/557 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7674
Karar No : 2023/557

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : Hakkâri ili, Çukurca ilçesi, …köyünde ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları nedeniyle köyünü boşaltmak durumunda kalan ve mal varlığına ulaşamaması sebebiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yaptığı başvuru sonucu, sulhname imzalanmak suretiyle 1995-2005 yılları arasında oluşan zararları karşılanan davacı tarafından, halen köyüne geri dönemediğinden bahisle 2006-2013 yılları arasında oluşan zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, …İdare Mahkemesince, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 07/03/2018 tarih ve E:2015/7662, K:2018/2314 sayılı kısmen bozma kararına uyularak, dava konusu işlemin başvuru tarihinden geriye doğru bir yılı aşan kısmının …tarihine kadar olan bölümünün iptali yolunda verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararın davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının dava konusu köye terör olayları nedeniyle değil ekonomik ve sosyal sebeplerden dolayı dönmediği, davacı tarafından köye dönme yönünde bir irade ortaya konulmadan yerleşim birimine kamu hizmeti götürülmesinin idarelerine ağır bir külfet yükleyeceği, yerleşim biriminin uyuşmazlık konusu yıllarda askeri yasak bölge ilan edilmediği iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Nitekim, bakılan uyuşmazlıkla aynı konuda Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine verilen Anayasa Mahkemesinin 28/07/2022 tarih ve 2021/11655 Başvuru Numaralı kararında, “…Somut olayda zarar konusu olay başvurucunun mülküne ulaşmasına izin verilmemesidir. Mülke ulaşamama süregelen bir müdahale niteliğindedir. Diğer bir ifadeyle mülke erişimin kısıtlanması devam ettiği sürece başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahale de varlığını koruyacaktır. Anlık müdahalelerde 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin müdahale tarihinden itibaren başlatılması makuldür. Buna karşılık süregelen müdahalelerde müdahale için spesifik ve tek bir tarihten söz edilemez. Süregelen müdahale -kesinti söz konusu olmadıkça- her an devam eden müdahaledir. Bu sebeple süregelen müdahalede zarar konusu olay için somut bir tarih belirlenemez (demir yolu hattından kaynaklanan titreşimler sebebiyle evde hasar oluşmasına ilişkin olarak yapılan benzer bir değerlendirme için bkz. Atay Elden, B. No: 2019/16301, 3/2/2022, § 53). Dolayısıyla bu tür müdahalelerde 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin müdahalenin kesildiği tarihten itibaren başlatılması gerekir.” denilmektedir.
Buna göre, süregelen müdahale (uyuşmazlık bakımından davacının mülküne ulaşmasına izin verilmemesi) ile bu müdahale nedeniyle uğranılan zarar kesintiye uğramadığı sürece, zararın tazminine yönelik başvuru için nihai bir tarih bulunduğundan söz edilemeyeceğinin kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, süregelen müdahaleler sonucu oluşan ve buna bağlı olarak süregelen nitelik arz eden zararlarda, 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen sürelerin (60 gün – 1 yıl) uygulanması, ancak kesinti meydana gelmesi halinde mümkün olabilecek; başka bir anlatımla, müdahale ve zarar devam ettiği sürece başvuru süresinin geçirildiğinden bahisle süre aşımı söz konusu olmayacaktır.
Bu çerçevede yapılan inceleme neticesinde, davacı tarafından, davalı idareye yapılan 27/06/2013 tarihli başvuru ile, 1995 yılında meydana gelen terör olayları nedeniyle köyünü terk etmek zorunda kaldığı, 1995-2005 yılları arasında oluşan zararlarının davalı idare tarafından tazmin edildiği belirtilerek halen köyüne geri dönemediğinden bahisle 2006-2013 yılları arasında oluşan zararlarının da 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmininin istenildiği; dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, davacının mal varlığına ulaşamama durumunun başvuru tarihi itibarıyla devam ettiği, diğer bir ifadeyle davacının mülküne ulaşmasına izin verilmemesine yönelik müdahalenin kesintiye uğramadığı, dolayısıyla davacının talep ettiği zararın devam eden / süregelen zarar olduğu dikkate alındığında; söz konusu zararının tazminine yönelik başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bununla birlikte, İdare Mahkemesince, davacının komisyona başvurduğu 27/06/2013 tarihinden geriye doğru 30/05/2007 tarihine kadar bir değerlendirme yapılmış ve bu süre ile sınırlı olarak zararlarının tazmini gerektiğine karar verilmiş olup, davacı tarafından bu karara karşı temyiz isteminde bulunulmadığı dikkate alındığında, aleyhe bozma yasağı gereğince bozma kararında belirtilenden fazlasına hükmedilemeyeceği de açıktır.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline karar veren İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istem halinde iadesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2023 tarihinde, oy birliğiyle karar verildi.