Danıştay Kararı 10. Daire 2019/7640 E. 2020/6856 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/7640 E.  ,  2020/6856 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7640
Karar No : 2020/6856

DAVACI : … Gümrük Müşavirliği ve Danışmanlık Himetleri Ltd. Şti.
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : 02/12/2014 tarih ve 29193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği ile ilgili 2 Seri No’lu Gümrük Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 4. maddesi ile geçici 1. maddesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu düzenlemede bir cümle ile yürürlükten kaldırılan maddelerin aslında ülke çapında görev yapan yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin faaliyet alanının yaklaşık %99’unun ortadan kaldırılması anlamına geldiği ve yürütülen gümrük işlemlerinde çok büyük değişikliklere yol açtığı, dava konusu değişikliklerin Tebliğ ile düzenlenebilecek nitelikte olmadığı, düzenlemenin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu, dava konusu idari işlemin yetki yönünden sakat olduğu çünkü yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin çalışma usul ve esaslarını belirleme konusunda idareye verilen yetkinin, yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri eliyle yapılacak tespit işlemlerine son verme yetkisini kapsamadığı, dava konusu Tebliğ hükümlerinin hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğu ve sonuçları itibarıyla fiilen iş yeri kapatma olduğu, yıllardan beri yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği yapanların Tebliğ nedeniyle işlerini kaybetmeleri üzerine yeniden dolaylı temsil suretiyle gümrük işlemlerini takip etmelerinin de fiilen mümkün olmadığı, dava konusu işlemde kamu yararı gözetilmediğinden amaç bakımından da hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin sorumlu oldukları antrepolarda yapılan denetimlerde bazı hukuka aykırılıkların tespit edildiği, çalıştıkları bazı antrepolarda tespit edilen usulsüzlüklere ilişkin gümrük müdürlüklerine yapılması gereken bildirimleri yapmamaları, eşya giriş çıkış işlemlerine refakat etmemeleri ve kamu adına yükümlü oldukları görevin ifasında gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle dava konusu değişikliğe gidildiği, değişiklik ile yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği uygulamasının ortadan kaldırılmadığı, bazı tespit işlemlerinin memurlar eliyle yapılması şeklinde düzenlemeye gidildiği, 2008 yılında bazı gümrük işlemlerinin yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerine devredilmesinin nedeninin memur açığından kaynaklandığını, o tarihten itibaren memur alımı gerçekleştirildiği ve artık personel sayısının yeterli olduğu, kanun koyucunun bir kısım tespit işlemlerindeki yetkisini devredebileceği düzenlenmiş olsa da bu yetkinin nasıl kullanılacağı veya hangi hukuki normla bu düzenlemelerin gerçekleştirileceği konusundaki takdir yetkisinin gümrük idaresine bırakıldığı, yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri açısından bir kazanılmış haktan söz edilmesinin mümkün olmadığı, davanın reddinin gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyulmasının gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; davacı … Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği ve Danışmanlık Hizmetleri Limited Şirketi tarafından, 02.12.2014 tarih ve 29193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği ile ilgili 2 Seri No’lu Gümrük Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 4. maddesi ile Geçici 1. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanunun 18.6.2009 tarih ve 5911 sayılı Yasa’nın 3. maddesiyle değişik 10. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, gümrük idaresinin gümrük mevzuatının doğru olarak uygulanması için gerekli gördüğü bütün önlemleri alabileceği bu çerçevede, eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin gerekli gördüğü bir kısım tespit işlemlerinin, belirleyeceği niteliklere sahip gümrük müşavirleri eliyle yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun verdiği bu yetkiye dayalı olarak davalı idare tarafından 07.10.2009 tarih ve 27369 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Gümrük Yönetmeliği ile “Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği” kurumu oluşturulmuş, anılan yönetmeliğin 30.06.2015 tarih ve 29402 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin 16/h maddesi uyarınca mülga olmuşsa da; dava konusu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihteki şekliyle 574. maddesinde yetkilendirilmiş gümrük müşaviri; Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine istinaden ekonomik etkili gümrük rejimleri, nihai kullanım, basitleştirilmiş usul uygulamaları ve diğer gümrük işlemlerinin doğru olarak uygulanmasını sağlamak için Müsteşarlıkça belirlenen tespit işlemlerini yapmak üzere yetkilendirilen ve 576 ncı maddede belirtilen şartları taşıyan gümrük müşaviri olarak tanımlanmış, yetkilendirilmiş gümrük müşavirliğinin niteliklerine yer verilen 576. (halen mülga) maddede yetkilendirilmiş gümrük müşaviri olacak kişinin dolaylı temsil suretiyle gümrük idarelerinde iş takip etmemesi ve bu amaçla kurulmuş tüzel kişilere ortak olmamasının yanında tespit işlemlerinin yapılacağı kişiler ve antrepo işleticileri ile ortaklık ve çalışan statüde ilişkisi bulunmaması gerektiği sayılmıştır.
Yukarıda yazılı hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği müessesesinin düzenlenmesinde, bürokratik işlemlerin azaltılması, gümrük işlemlerinin daha hızlı sürede sonlandırılması ve böylelikle vatandaşa daha kaliteli ve etkili kamu hizmeti sunulması ile birlikte teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren gümrük mevzuatının doğru olarak uygulanmasını temine ilişkin faaliyetlerin etkili biçimde sürdürülmesinin hedeflendiği görülmüştür.
Kanun koyucunun yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin yürüttükleri hizmeti kamusal hizmet niteliğinde gördüğü, idarenin daha önce devlet memurlarına yaptırdığı bir çok gümrük işlemini, bilgi, tecrübe ve güven esasına dayalı olarak yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerine devrettiği, bu hizmeti yürüten yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin, dolaylı temsil suretiyle faaliyet gösteren gümrük müşavirleri ile tespit işlemini yaptığı yükümlülerden bağımsız olarak faaliyet göstermesinin amaçlandığı anlaşılmıştır.
02.12.2014 tarih ve 29193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği ile ilgili 2 Seri No’lu Gümrük Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in dava konusu 4. maddesinde “Aynı Tebliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ila (9) numaralı alt bentleri, 13 üncü maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a), (b), (d) ve (e) bentleri, 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 20 nci maddesinin iki ila altıncı fıkraları, 21 inci maddesinin dördüncü, on birinci ve on ikinci fıkraları, 23 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları ile geçici 2 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.” hükmüne ve yine dava konusu edilen Tebliğ’in Geçici 1. maddesinde; “Bu Tebliğin yürürlüğe girmesinden önce aynı Tebliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ila (9) numaralı alt bentleri uyarınca düzenlenmiş sözleşmelere ilişkin tespit işlemleri 31/12/2014 tarihine kadar sonlandırılır.” hükmüne yer verildiği görülmüştür.
Dava konusu düzenleme ile genel ve özel antrepolara eşya giriş çıkış işlemleri, gümrük yükümlülüğü sona erdikten sonra varsa ilgili kurumlarca yapılacak kontrol sonuçlarına göre gümrük gözetiminin sonlandırılması işlemleri, antrepoların altışar aylık dönemler itibariyle sayım işlemleri ile antrepo rejimine tabi eşyanın elleçleme gibi faaliyetlerin yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerince yapılmasına son verildiği görülmektedir.
İdareler, normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmette etkinliğinin sağlanması için gerekli önlemleri alma, bu kapsamda mevzuat değişikliği yapma hususunda takdir yetkisine sahiptirler. Kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda idarelerin takdir yetkisi bulunmaktadır. Ancak, idareye tanınan bu takdir yetkisinin, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği anlamına gelmeyeceği de tartışmasızdır. Zira, takdir yetkisi ile idareye ancak hukuk kuralları içinde hareket özgürlüğü tanınmış olduğundan, yasa koyucu tarafından idareye tanınan bu yetkinin başta kamu yararı olmak üzere hizmet gereklerine, hukuk devleti, hukuk güvenliği ve kazanılmış haklara riayet ilkelerine uygun olarak kullanılması gerekmektedir.
Yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği ile ilgili müsteşarlığa yetki veren 4458 sayılı Gümrük Kanunu 10. maddesinin gerekçesinde, müsteşarlığın bir kısım tespit işlemlerini, belirleyeceği niteliklere sahip gümrük müşavirleri eliyle yürütülmesinde yetkili olduğu, bununla gümrük mevzuatının doğru olarak uygulanmasını temine ilişkin faaliyetlerin etkili biçimde sürdürülmesinin hedeflendiği belirtilmiştir.
Davalı idare tarafından, 2008 yılında bazı gümrük işlemlerinin yetkiendirilmiş gümrük müşavirlerine devredilmesinin nedeninin; memur açığından kaynaklandığı, 2008 yılından itibaren memur alımı gerçekleştirildiği ve artık personel sayısının yeterli olduğu, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 10/c maddesi ile kanun koyucunun bir kısım tespit işlemlerindeki yetkisini devredebileceği düzenlenmiş olsa da bu yetkinin nasıl kullanılacağı veya hangi hukuki normla bu düzenlemelerin gerçekleştirileceği konusundaki takdir yetkisinin gümrük idaresine bırakıldığı, anılan yetki çerçevesinde dava konusu düzenlemenin yapıldığı ileri sürülmüşse de; davalı idarece yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin hangi kriter bakımından yetersiz bulunduğunun açık bir şekilde ortaya konulamadığı gibi 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda ve her ne kadar işbu dava devam ederken 30.06.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilmezse de, dava konusu düzenlemenin yürürlüğüne girdiği tarih itibariyle ilgili Yönetmelikte yetkilendirilmiş gümrük müşavirliğine ilişkin düzenlemeler varlığını devam ettirirken, idare tarafından haklı bir gerekçe ortaya konulmaksızın dava konusu düzenleme ile yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin faaliyetlerinin sona erdirildiği görülmüştür.
Diğer yandan, davalı idarece yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin sorumlu oldukları antrepolarla ilgili yapılan denetimler sonucunda pek çok hukuka aykırılıkların tespit edildiği gerekçe gösterilerek dava konusu düzenlemeye gidildiği belirtilmiş ise de; Gümrük Yönetmeliği’nin 30.06.2015 tarih ve 29402 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin 16/h maddesi uyarınca mülga olmuşsa da; dava konusu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihteki şekliyle “Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirlerine Uygulanacak Cezalar ve Yetki Belgesi İptali” başlıklı 578. maddesinin (1). fıkrasında “Yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerince yapılan tespit işlemlerine ilişkin olarak mevzuata aykırı durumların belirlenmesi halinde yetkilendrilmiş gümrük müşavirleri hakkında, gümrük müşavirleri hakkında verilecek disiplin cezalarını düzenleyen Kanunun geçici 6 ncı maddesi hükümlerinin uygulanacağına; (2). fıkrasında, Yetkilendirilmiş gümrük müşaviri olabilme şartlarından birinin kaybedilmesi, tespit işlemleri ile ilgili olarak Müsteşarlıkça belirlenen asgari fiyatın altında hizmet verilmesi, görevin bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapılmaması veya kusurlu olarak yapılması ya da Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette bulunulması veya dolaylı temsil suretiyle faaliyet gösteren gümrük müşavirleriyle ya da tespit işlemini yaptıran yükümlü ile doğrudan veya dolaylı iş ilişkisi içinde olduğunun tespit edilmesi durumlarında yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin yetki belgelerinin iptal edilieceği; bu şekilde yetki belgeleri iptal edilen gümrük müşavirlerine beş yıl süreyle tekrar yetki belgesi verilmeyeceği; (3). fıkrasında, yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin yetki belgesinin iptal edilmesinin, ayrıca Kanunun geçici 6 ncı maddesi uyarınca disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceğine ilişkin düzenlemeye yer verildiği görüldüğünden; başka bir deyişle, yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerince yapılan hukuka aykırı işlemlerin yaptırımları ayrıca düzenlenmiş olduğundan; dava konusu düzenlemeyi gerektiren haklı bir gerekçe olamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle dava konusu 02.12.2014 tarih ve 29193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği ile ilgili 2 Seri No’lu Gümrük Genel Teliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 4. maddesinin hukuka aykırılığı saptandığından Anılan Tebliğin geçiş süreci öngören Geçici 1. maddesinin de hukuka aykırı olduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle, 02.12.2014 tarih ve 29193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği ile ilgili 2 Seri No’lu Gümrük Genel Teliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 4. maddesi ile Geçici 1. maddesinin İPTALİNE karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, dava konusu Tebliğin 4. maddesi ile geçici 1. maddesinin iptali yolundaki Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 01/03/2016 tarih ve E:2015/861, K:2016/1264 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/10/2018 tarih ve E:2016/2720, K:2018/4111 sayılı kararı ile bozulduğu görülmekle, bozma kararına uyularak gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY: 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 10. maddesinde 2009 yılında 5911 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin gerekli gördüğü bir kısım tespit işlemlerinin, belirleyeceği niteliklere sahip gümrük müşavirleri eliyle yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenleme konusunda idareye verilen yetki kapsamında Gümrük Yönetmeliğinin 574 ila 578. maddelerinde düzenleme yapılmış ve yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği uygulaması başlatılmış, anılan Yönetmeliğin 574. maddesinin ikinci fıkrası ile söz konusu tespit işlemlerine ilişkin usul ve esaslar ile yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin çalışma usul ve esaslarının tebliğ ve genelgelerle belirlenmesi hususunda idareye verilen yetki kapsamında, sırasıyla 60 Seri Nolu, 1 Seri Nolu ve 2 Seri Nolu Tebliğler çıkarılmış, daha sonra 02/12/2014 tarih ve 29193 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Gümrük Genel Tebliği (Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği) (Seri No: 2)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği) (Seri No: 5)” ile yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin bir kısım tespit işlemleri hakkındaki yetkileri sınırlandırılmış, bunun üzerine anılan Tebliğin 4. maddesi ile geçici 1. maddesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin dördüncü fıkrasında da idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, “Müsteşarlık, gümrük mevzuatının doğru olarak uygulanması için gerekli gördüğü bütün önlemleri alır. Bu çerçevede, eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin gerekli gördüğü bir kısım tespit işlemlerinin, belirleyeceği niteliklere sahip gümrük müşavirleri eliyle yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemeye yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun verdiği bu yetkiye dayalı olarak davalı idare tarafından 07/10/2009 tarih ve 27369 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 574. maddesinin birinci fıkrasında, “Yetkilendirilmiş gümrük müşaviri, Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine istinaden ekonomik etkili gümrük rejimleri, nihai kullanım, basitleştirilmiş usul uygulamaları ve diğer gümrük işlemlerinin doğru olarak uygulanmasını sağlamak için Müsteşarlıkça belirlenen tespit işlemlerini yapmak üzere yetkilendirilen ve 576 ncı maddede belirtilen şartları taşıyan gümrük müşaviridir.” kuralı; ikinci fıkrasında, “Birinci fıkrada geçen tespit işlemlerine ilişkin usul ve esaslar ile yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin çalışma usul ve esasları Müsteşarlıkça yayımlanan tebliğ ve genelgelerle belirlenir.” kuralı getirilmiştir.
02/12/2014 tarih ve 29193 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği ile ilgili 2 Seri No’lu Gümrük Genel Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in dava konusu edilen 4. maddesinde, “Aynı Tebliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ila (9) numaralı alt bentleri, 13 üncü maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları, 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a), (b), (d) ve (e) bentleri, 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrası, 20 nci maddesinin iki ila altıncı fıkraları, 21 inci maddesinin dördüncü, on birinci ve on ikinci fıkraları, 23 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları ile geçici 2 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.” düzenlemesine; geçici 1. maddesinde ise, “Bu Tebliğin yürürlüğe girmesinden önce aynı Tebliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ila (9) numaralı alt bentleri uyarınca düzenlenmiş sözleşmelere ilişkin tespit işlemleri 31/12/2014 tarihine kadar sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava konusu düzenleme ile genel ve özel antrepolara eşya giriş çıkış işlemleri, gümrük yükümlülüğü sona erdikten sonra varsa ilgili kurumlarca yapılacak kontrol sonuçlarına göre gümrük gözetiminin sonlandırılması işlemleri, antrepoların altışar aylık dönemler itibarıyla sayım işlemleri ile antrepo rejimine tabi eşyanın elleçleme gibi faaliyetlerin yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerince yapılması uygulamasına son verildiği, bu işlemlerin gümrük memurlarınca gerçekleştirilmesi yönünde düzenleme yapıldığı görülmektedir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ile bir kısım tespit işlemlerinin yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri eliyle yürütülmesine imkân sağlanmış olup, söz konusu tespit işlemlerini belirleme hususunda gümrük idarelerine takdir yetkisi verildiği açıktır.
Gümrük Yönetmeliğinin yukarıda yer verilen 574. maddesinde ise; yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin yapabileceği tespit işlemlerine ilişkin usul ve esaslar ile çalışma usul ve esaslarının idarece yayımlanan tebliğ ve genelgelerle belirleneceği açıkça belirtilmiştir.
Öte yandan; idareler, normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmette etkinliğinin sağlanması için gerekli önlemleri alma, bu kapsamda düzenleyici işlemler yapma yetkisine sahip oldukları gibi kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapma hususunda da takdir yetkisine sahip bulunmaktadırlar.

İdareye tanınan bu takdir yetkisinin, idarenin keyfi olarak hareket edebileceği anlamına gelmeyeceği de izahtan varestedir. Zira, takdir yetkisi ile idareye ancak hukuk kuralları içinde hareket özgürlüğü tanınmış olduğundan, yasa koyucu tarafından idareye tanınan bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılması gerekmektedir.
Bu durumda, Kanun ve Yönetmelikte belirtilen yetki uyarınca, davalı idare tarafından, yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin yapabileceği bir takım tespit işlemlerinin gümrük memurlarınca yapılmasına ilişkin hususların dava konusu Tebliğ hükümleri ile düzenlenmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına; toplam … TL temyiz yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
3. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.