Danıştay Kararı 10. Daire 2019/764 E. 2023/505 K. 13.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/764 E.  ,  2023/505 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/764
Karar No : 2023/505

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Bakanlığı
VEKİLİ : …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılardan …’in 13/03/2016 tarihinde Ankara ili, Çankaya ilçesi, Kızılay semti, Güvenpark’ta meydana gelen patlamada ağır yaralanması nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlarının genel hükümler çerçevesinde tazmini gerektiği ileri sürülerek … için 200.000,00 TL, oğlu … için 150.000,00 TL, kızı … için 150.000,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, davacılardan …’in canlı bomba şeklindeki terör eylemi sonucunda ağır yaralanması nedeniyle davacıların ağır elem ve üzüntü içerisinde kaldığı, duyulan acı, üzüntü ve ruhsal sıkıntının sosyal risk ilkesi çervesinde giderilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, … için 25.000,00 TL, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince, taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu olayın meydana gelmesinde idarenin ağır kusuru bulunduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, olayın terör olayı olduğu, 5233 sayılı Kanun kapsamında manevi tazminatın bulunmadığı, hükmedilen tazminatın yüksek olduğu ve faiz yürütülmemesi gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir. Davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; Ankara ili, Çankaya ilçesi, Kızılay/Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan Güvenpark’ta 13/03/2016 tarihinde Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü servislerinin park alanı girişi yakınlarında, terör örgütü mensuplarınca bomba yüklü araç ile canlı bomba saldırısı gerçekleştirmesi sonucunda biri polis olmak üzere 229 vatandaşın yaralandığı, dokuzu polis olmak üzere 37 vatandaşın hayatını kaybettiği olayda, olay yerinde bulunan davacı … yaralanmış, eşi … ise hayatını kaybetmiştir.
Davacılar tarafından, …’in yaralanması nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle davalı idareye yapılan 20/10/2016 tarihli başvuru üzerine, Ankara Valiliği 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararı ile davacılardan …’e 3.916,86 TL’nin ödenmesine karar verilmiş, manevi tazminat istemleri hakkında ise cevap verilmemiş, davacılar tarafından bu tutar kabul edilmeyerek 30/01/2017 tarihinde uyuşmazlık tutanağı imzalanmış, bilahare genel hükümler çerçevesinde maddi zararlarının tazmini için … İdare Mahkemesinin E:… sayılı esasına kayden ayrı bir dava, manevi zararlarının tazmini için ise bakılmakta olan dava açılmıştır.
Davacılardan …’in … İdare Mahkemesinin E:.. sayılı esasına kayden maddi tazminat istemiyle açtığı davada; sürekli iş gücü kaybı oranının tespit edilmesi amacıyla alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun … tarihli ve … sayılı raporunda, …’in iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, %73 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı belirtilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Bunun yanında, idarenin önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemediği bir takım zararların, nedensellik bağı ve kusur koşulu aranmadan karşılanması gerekmektedir. Objektif sorumluluk anlayışına dayalı sosyal risk adı verilen bu ilke, bilimsel ve yargısal içtihatlarla da kabul edilmiştir.
Terör olayları nedeniyle meydana gelen manevi zararların sosyal risk ilkesi kapsamında topluma pay edilerek tazmin edilmesi gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve varsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri hak ihlallerinin bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idari faaliyetin niteliği ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli ve makul bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
Buna göre manevi tazminat takdir edilirken, davacı/davacılar yönünden, manevi tatmin duygusunu sağlamaya yetecek, zarara yol açan idari faaliyet sonucu duyulan elem ve ızdırabın kişi üzerindeki etki ve ağırlığını karşılayacak düzeyde olmasına; davalı/davalılar yönünden ise, hakkaniyet sınırlarını aşmayan, ölçülü, adil dengeyi sağlayacak ve aşırı mali külfet oluşturmayacak makul bir seviyede olmasına dikkat edilmesi gerektiği açıktır.
Bölge İdare Mahkemesince hukuka uygun bulunan İdare Mahkemesi kararında; dava konusu olay nedeniyle davacıların toplam 500.000,00 TL’lik manevi tazminat isteminin, … için 25.000,00 TL, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL’lik kısmının kabulüne karar verilmiş ise de; manevi tazminatın ilgililerin duyduğu elem ve üzüntünün giderilmesini sağlayan manevi bir tatmin aracı olduğu gözetildiğinde ve davacı …’in olay sebebiyle meydana gelen sürekli iş gücü kaybı oranı ile bu durumun diğer davacılar üzerinde yarattığı etki göz önünde bulundurulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının, uğranılan zarara göre orantısız ve düşük kaldığı, duyulan elem ve ıstırabı kısmen dahi olsa giderecek düzeyde olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davacıların manevi zararını karşılamaktan uzak olan İdare Mahkemesi kararına yönelik davacıların istinaf istemlerinin reddi yolundaki temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamakta olup; Bölge İdare Mahkemesince, işbu bozma kararı üzerine yeniden manevi tazminat takdir edilirken, davacıların manevi tatmin duygusunu sağlamaya yetecek, zarar sonucu duyulan elem ve ızdırabın kişiler üzerindeki etki ve ağırlığını karşılayacak, makul ve hakkaniyetli bir düzeyde manevi tazminata hükmolunması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin KABULÜNE, davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 13/02/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.