Danıştay Kararı 10. Daire 2019/7087 E. 2019/3965 K. 15.05.2019 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/7087 E.  ,  2019/3965 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7087
Karar No : 2019/3965

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Davacı şirkete 5510 sayılı Kanun uyarınca verilen … TL idari para cezasına yapılan itirazın kısmen reddiyle cezanın … TL olarak onanmasına ilişkin 06/08/2015 günlü, E:…, K:… sayılı komisyon kararı ile .. TL idari para cezası verilmesine ilişkin işleme yapılan itirazın reddine ilişkin 26/08/2015 günlü, E:.., K:… sayılı komisyon kararının ve söz konusu cezaların dayanağı olduğundan bahisle Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 107. maddesine 21/08/2013 tarihli ve 28742 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliğiyle eklenen 8. ve 9. bentlerin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI: Dava dışı …A.Ş. ile aralarında yapılan “program satış/devir” konulu protokol gereğince yayıncı şirkete programlar hazırlandığı, şikayet üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince şirkette incelemeler yapıldığı, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 06/04/2014 tarihli inceleme raporunun düzenlendiği, bu rapora istinaden rapor ekindeki listelerde belirtilen işçilerin işyerinde çalıştığı tespit edildiği halde bildirimlerinin yapılmadığından bahisle idari para cezası verildiği; müfettişlerin, tutanaklarda işçilerin böyle bir beyanı olmadığı, işyeri kayıtlarında da böyle bir tespit yapılmamış olmasına rağmen, sadece jenerikte isimlerin geçmesi nedeniyle ceza talep ettiklerini, ayrıca bir inceleme yapmadıkları; 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin özel teşebbüs hürriyeti ve mülkiyet hakkına aşırı/orantısız müdahale niteliğinde olduğu, Anayasaya aykırı olduğu; Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 107. maddesinin 8. fıkrasında defter ve belgelerin eksik verilmiş olmasının hiç verilmeme gibi tam ceza yaptırımına bağlanmasının, 9. fıkrasında da defter ve belgelerin verilmemesinde mücbir sebep dışında kusursuzluk veya kusurun hafifletildiği hallere yer verilmemiş olmasının, tesis edilen para cezalarını aşırı ve orantısız kıldığı için hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI : Davacının iptalini istediği idari para cezalarının konusunun aylık prim ve hizmet belgesinin düzenlenmesi, verilmesi, sigortalılığın başlangıcı ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sebebine dayandığı ve bu konuların Yönetmeliğin 11., 102. ve 103. maddelerinde düzenlendiği, davacının iptalini istemiş olduğu düzenleyici işlem ile bireysel işlemler arasında bağıt bulunmadığı, dolayısıyla iptali istenen Yönetmelik maddeleri 21/08/2013 tarihinde yürürlüğe girdiğinden ve idari para cezaları ile bu düzenleme arasında bağıt bulunmadığından düzenleyici işleme karşı süresinde dava açılmadığı, idari para cezalarına ise 5510 sayılı Kanunun 102. maddesi gereği idare mahkemesinde dava açılması gerektiği; 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde cezayı gerektiren eylem ve olgular ile cezalar arasında bir denge bulunduğundan Anayasaya aykırılıktan söz edilemeyeceği; davacı şirkette yapılan denetim sonucu hazırlanan inceleme raporunda tespiti yapılan sigortasız işçilerle ilgili olarak işe giriş bildirgelerinin, işten ayrılış bildirgelerinin ve aylık prim ve bildirgelerin verilmediği açık olduğundan tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, idari para cezaları ile prim borcunun icraya intikal ettirildiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ :Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 107. maddesine 21/08/2013 tarihli ve 28742 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliğiyle eklenen 8. ve 9. bentlerin iptali istemi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine, Davacı şirkete 5510 sayılı Kanun uyarınca verilen … TL idari para cezasına yapılan itirazın kısmen reddiyle cezanın … TL olarak onanmasına ilişkin 06/08/2015 günlü, E…, K:… sayılı komisyon kararı ile … TL idari para cezası verilmesine ilişkin işleme yapılan itirazın reddine ilişkin 26/08/2015 günlü, E:…, K:… sayılı komisyon kararının iptali istemine ilişkin kısım için ise davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISININ DÜŞÜNCESİ : Dava; davacı şirkete 5510 sayılı Kanun uyarınca verilen … TL idari para cezasına yapılan itirazın kısmen reddiyle cezanın … TL olarak onanmasına ilişkin 06.08.2015 tarih ve E:…, K:… sayılı komisyon kararı ile … TL idari para cezası verilmesine ilişkin işleme yapılan itirazın reddine ilişkin 26.8.2015 tarih ve E:…, K… sayılı komisyon kararının ve söz konusu cezaların dayanağı olduğundan bahisle Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 107. maddesine 21.08.2013 tarih ve 28742 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliğiyle eklenen 8 ve 9. bentlerin iptali stemiyle açılmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 5.maddesinde; her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı; ancak aralarında maddi ve hukuki yönden
bağlılık ya da sebep – sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği hükme bağlanmış, anılan Yasasının 7. maddesinde, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava tarihinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kurala bağlanmış; anılan Yasanın 14.maddesinde ise dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı husumet ve 3. ve 5.maddelere uygun olup olmadıkları yönlerden sırayla inceleneceği, aynı maddenin 6. fıkrasında, belirtilen hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safasında 15. madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiş olup, adı geçen Yasanın 15/1-d maddesinde ise 3 ve 5.maddelere uygun olmayan dava dilekçelerinin, otuz gün içinde 3 ve 5.maddelere uygun şekilde düzenlenmek üzere reddine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacının iptalini talep ettiği bireysel ve düzenleyici işlemler arasında doğrudan maddi ve hukuki yönden bağlılık ya da sebep- sonuç ilişkisi bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda anılan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesi gereğince, dava konusu bireysel işlemle diğer düzenleyici işlemlerin idari yargı düzeni içinde farklı yargı merciilerinde ayrı ayrı dava konusu yapılması gerekmekte ise de, Dairesince dosyanın tekemmül ettirildiği görüldüğünden işin esası incelendi:
Yönetmeliğinin dava konusu edilen maddelerinin iptali, davacı adına düzenlenen işlemlerin iptalini doğurmamakta bir başka deyişle dava konusu edilen işlemler arasında, 2577 sayılı Yasanın 5. maddesinde aranılan maddi ve hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunmamakta olduğundan, bu davada dava açma süresinin hesabında yönetmeliğin iptali istenilen maddelerinin ilan tarihinin esas alınacağı açıktır.
Bu nedenle dava konusu Yönetmeliğin Resmi gazetede yayımlandığı tarihten itibaren dava açma süresi içinde açılmayan davanın süreaşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.
Dava konusu idari para cezasının iptali istemine gelince; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 06.04.2015 tarih ve …-İNC-…, …-İNC-…, …-İNC-… sayılı inceleme raporunda yer alan tespitlere dayanılarak verildiği anlaşılan idari para cezasında ve buna ilişkin olarak düzenlenen iptali istenilen komisyon kararlarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın, bireysel işlemlerin iptali istemine yönelik kısmının esastan reddine, düzenleyici işleme ilişkin kısmının ise süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesinde; her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için ise, davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerektiği hükmü yer almış; aynı Kanun’un 14. maddesinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları hususu ilk inceleme konuları arasında sayılmış, 15. maddesinde de; dilekçelerin, 3. ve 5. maddelere uygun olmaması halinde, uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanlıkları tamamlanmak üzere reddine karar verileceği hükmü getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 5510 sayılı Kanun uyarınca verilen … TL idari para cezasına yapılan itirazın kısmen reddiyle cezanın … TL olarak onanmasına dair ve … TL idari para cezası verilmesine dair işleme yapılan itirazın reddine ilişkin işlemler ile birlikte anılan işlemlerin dayanağı olduğu iddiası ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 107. maddesine 21/08/2013 tarihli ve 28742 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliğiyle eklenen 8. ve 9. bentlerin yürütmesinin durdurulması ile iptalinin istenildiği görülmektedir.
Davacıya idari para cezası uygulanmasına ilişkin işlemlerin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 102. maddesine dayanılarak tesis edildiği dava dosyasındaki belgelerden anlaşılmakta olup, davacının bu işlemler dışında iptalini istediği Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 107. maddesinin 8. ve 9. bentlerinin bahsedilen bireysel işlemler ile arasında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu haliyle, aralarında maddi ya da hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmayan düzenleyici işlem ile bireysel işlemlere karşı tek dilekçeyle dava açılmasına olanak bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, davacı tarafından, yukarıda aktarılan şekilde 2577 sayılı Kanunun 5. maddesine uygun olarak idari para cezası uygulanmasına ilişkin bireysel işlemlere karşı İdare Mahkemesinde, düzenleyici işlem olan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 107. maddesinin 8. ve 9. bentlerine karşı ise Danıştay Kanunu 24. maddesine uygun olarak Danıştay’da dava açılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-d maddesi uyarınca bu kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde 5. maddeye uygun şekilde, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak ayrı ayrı dilekçelerle dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı Kanunun 15/5. maddesi hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacıya duyurulmasına,
3. Bu dava açılırken yatırılan toplam … TL karar harcı ile artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 15/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.