Danıştay Kararı 10. Daire 2019/7083 E. 2022/6721 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/7083 E.  ,  2022/6721 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7083
Karar No : 2022/6721

DAVACI : … Sağlık ve Eğitim Hizmetleri A. Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından, vakıf üniversiteleri ile Devlet üniversiteleri arasındaki hukuki statü farkının bulunmadığından bahisle Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen sınıflandırmaların kaldırılması; Sağlık Uygulama Tebliğinin “Kurum ile sözleşmeli/protokollü resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılacak diş tedavileri” başlıklı 2.4.1.A maddesinde yer alan “vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere” ibaresinin madde metninden çıkarılması; Sağlık Uygulama Tebliğinin “Kamu İhale Kanunu’na tabi olan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında” başlıklı 3.2.1.A maddesinin değiştirilmesi yönünde yapılan 15/12/2016 tarihli başvurunun reddine dair Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, şirketlerine ait hastane ile … Üniversitesi arasında işbirliği protokolü imzalandığı, üniversite hastanesi statüsünde eğitim-öğretim ve hizmet sunumu gerçekleştirdiği, Sağlık Uygulama Tebliğinde 18/06/2016 tarihinde yapılan değişiklikle üniversite hastanelerinin dört gruba ayrıldığı, anılan ayrımın açıkça hukuka ve yargı içtihatlarına aykırı olduğu, vakıf üniversiteleri ile devlet üniversitelerinin aynı statüye sahip olduğu, her ikisinin de kamu tüzel kişiliğinin bulunduğu, buna göre Sağlık Uygulama Tebliğinde devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasında ayrım yapılamayacağı, Anayasa ile de devlet ve vakıf üniversite hastanelerinin aynı statüye sahip olduğu, Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen sınıflandırmaların kaldırılması, Sağlık Uygulama Tebliğinin “Kurum ile sözleşmeli/protokollü resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılacak diş tedavileri” başlıklı 2.4.1.A maddesinde yer alan “vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere” ibaresinin madde metninden çıkarılması ve anılan Tebliğin “Kamu İhale Kanunu’na tabi olan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında” başlıklı 3.2.1.A maddesinin değiştirilmesi yönünde Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğüne yapılan müracaatının reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği iddia edilmektedir.

DAVALININ_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davanın süresi içerisinde açılmadığı; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 72. maddesine göre, ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun yetkili olduğu, bu kapsamda Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ve eki listelerde yayımlandığı, Sağlık Uygulama Tebliğinin “3.2.1.A- Kamu İhale Kanunu’na tabi olan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında” başlıklı maddesinin birinci fıkrasında, yürürlük tarihi 01/08/2014 olmak üzere, SUT ve eki SUT eki listelerde yer alan tıbbi malzemelerin temin edilmesi halinde, bu listelerdeki birim fiyatların, sağlık hizmeti sunucuları tarafından hangi fiyatlara temin edildiğine bakılmaksızın geri ödemede esas alınacak olan fiyatlar olduğu, bu fiyatlara Kurum bilgi işlem sistemi tarafından %12 işletme giderinin ilave edileceğinin düzenlendiği, söz konusu hükmün, Sağlık Hizmeti Fiyatlandırma Komisyonu tarafınca yapılan … tarih ve … sayılı toplantı sonucunda alındığı, aynı tarih ve numara ile de karara bağlandığı, ilgili maddenin devamında yer alan Kamu İhale Kanununa tabi resmi sağlık kurumlarınca 01/10/2014 tarihinden önce tedarik edilmiş ya da ihale akti gerçekleştirilmiş olan malzemelerin bahse konu hüküm nedeni ile faturalandırılamamasından kaynaklı doğacak kamu zararını engelleyici bir geçiş hükmünün ayrıca ilave edildiği, davacı tarafından Sağlık Uygulama Tebliği eki EK-2/A-1 listesinde U4 tanımlaması ile yer alan hastanelerin devlet üniversitesi hastaneleri ile aynı statüde kabul edilmesi talep edilmişse de, 26/11/2016 tarih ve 29900 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile devlet üniversitesi hastanelerine bir çok SUT kodunda ek olarak verilen ilave oranların tüm U sınıfı sağlık hizmeti sunucularına verilmesi yönünde düzenleme yapıldığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın kısmen reddine, kısmen konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı tarafından, vakıf üniversiteleri ile Devlet üniversiteleri arasındaki hukuki statü farkının bulunmadığı, Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen sınıflandırmaların, Sağlık Uygulama Tebliğinin Kurum ile sözleşmeli/protokollü resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılacak diş tedavileri başlıkı 2.4.1.A maddesinde yer alan vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere ibaresinin madde metninden çıkarılması, Sağlık Uygulama Tebliğinin Kamu İhale Kanununa tabi olan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında başlıklı 3.2.1.A maddesinin değiştirilmesi yönünde yaptığı 15.12.2016 tarihli müracaatının reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin süreye ilişkin itirazı, davacı … Sağlık Hizmetleri A.Ş.’nin, … Üniversitesi ile ortak kullanımda hastaneleri bulunması ve Sağlık Uygulama Tebliğinin davacı hakkında sürekli uygulanır nitelikte bir düzenleyici işlem mahiyetinde olması nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Davacı şirketin, … Vakıf Üniversitesi bünyesinde bulunan Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi – Üniversite Hastanesi niteliğindeki sağlık kuruluşuna ilişkin olarak … tarih ve … sayılı dilekçe ile davalı idareye başvurularak; Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen ve üniversite hastane tiplerini belirleyen U kodu şeklindeki tanımlamaların kaldırılması ve bu hastanelerin Devlet üniversiteleri sağlık uygulama araştırma merkezleri/ hastaneleri ile düzenleme öncesi gibi aynı statüde kabul edilmesi; Sağlık Uygulama Tebliği’nin “2.4.1.A” maddesinde yer alan “vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere” ibaresinin madde metninden çıkartılması suretiyle devlet ve vakıf üniversite hastanelerinin aynı statüye alınması; Sağlık Uygulama Tebliği’nin “3.2.1.A” maddesinin değiştirilmesi ve Kamu İhale Kanunu’na tâbi olsun veya olmasın bu maddede yer alan düzenlemenin bütün vakıf üniversite hastaneleri bakımından geçerli kılınması yönünde düzenleme yapılması istenilmiştir.
Davalı idare tarafından, 26.11.2016 tarihli 29900 sayılı Resmî Gazete’de yapılan değişiklik ile Devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasındaki U kodu ayrımın kaldırıldığı, 2.4.1.A – Kurum ile sözleşmeli/protokollü resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılacak diş tedavileri başlıklı maddesi ile 3.2.1.A-Kamu İhale Kanunu’na tâbi olan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında alt başlıklı maddesinin ise uygulamasının devam etmesinin uygun görüldüğü 02.01.2017 tarihli yazı ile davacıya bildirilmiştir.
Davacının başvuru tarihi olan 15.12.2016 tarihinden önce, 26.11.2016 tarihinde Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklik ile Devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasında geri ödeme katsayısı farklılıklarına ilişkin U kodu ayrımının yer aldığı, 2.2.2.B – Tanıya dayalı işlem üzerinden ödeme yöntemi başlıklı maddenin 7. fıkrasında ve buna bağlı olarak SUT Eki 2/C-1 listesi ile 2/A-1 listesinde, 2.4.4.F-2 – Fizik tedavi ve rehabilitasyon işlemlerinin faturalandırılması başlıklı maddenin 7. fıkrasında, 2.4.4.K Palyatif Bakım Tedavisi başlıklı maddenin 1. fıkrasında, davacının talebiyle aynı yönde değişikliğe gidildiğinden, başvuru tarihi itibariyle değiştirilmesi veya kaldırılması talep edilen düzenleyici işlem maddeleri yürürlükte bulunmadığından, bu maddeler açısından karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Dava konusu edilen diğer maddeler olan Sağlık Uygulama Tebliği’nin “2.4.1.A” maddesinde yer alan “vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere” ibaresinin madde metninden çıkartılması suretiyle devlet ve vakıf üniversite hastanelerinin aynı statüye alınması talebine ilişkin olarak ise 09.09.2017 tarih ve 30175 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tebliğ değişikliği ile 2.4.1.A numaralı maddesinin birinci fıkrasının dördüncü cümlesinde yer alan “ve vakıf üniversiteleri” ibaresi yürürlükten kaldırıldığından bu maddeye ilişkin karar verilmesine gerek olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Dava konusu edilen diğer bir madde olan Sağlık Uygulama Tebliği’nin “3.2.1.A” maddesinin değiştirilmesi ve Kamu İhale Kanunu’na tâbi olsun veya olmasın bu maddede yer alan düzenlemenin bütün vakıf üniversite hastaneleri bakımından geçerli kılınması talebinin reddi yönünden ise; vakıf üniversitelerinin gerek kurulma aşaması, gerek kurulduktan sonra yürüttüğü hizmetin niteliği gereği bir kamu tüzel kişisi olduğu kuşkusuzdur.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73. maddesinde kamu kurumlarınca yürütülen sağlık hizmetlerinde ilave ücret alınmaması genel kural olarak belirlenmiş iken daha sonra yapılan değişikliklerle bu genel kural genişletilerek, yükseköğretim kurumlarına ait sağlık hizmeti sunucularında öğretim üyeleri tarafından mesai saatleri dışında bizzat verilen sağlık hizmetleri için ilave ücret alınabilmesi yoluna gidilmiştir. Maddenin son cümlesinde ise, Kurumun bu fıkra kapsamında ilave ücret alınamayacak sağlık hizmetlerini belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir. 5510 sayılı Kanununun yukarıda belirtilen hükmü dava konusu değişiklikle Tebliğinin 1.9.3. maddesine eklenmiştir. Ancak bu ekleme yapılırken, yükseköğretim kurumlarına ait sağlık hizmeti sunucularında öğretim üyeleri tarafından mesai saatleri dışında bizzat verilen sağlık hizmetleri için ilave ücret alınabileceği yönündeki kural daraltılarak vakıf üniversiteleri hariç tutulmuştur.
Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 1.9.3. maddesinde sayılan ilave ücret alınamayacak sağlık hizmetleri incelendiğinde bunların, acil servislerde verilen ve SUT eki EK-2/B Listesinde yer alan 520.021 kod numaralı “Yeşil alan muayenesi” adı altında Kuruma fatura edilebilen sağlık hizmetleri hariç olmak üzere, acil haller nedeniyle sunulan sağlık hizmetleri, yoğun bakım hizmetleri, yanık tedavisi hizmetleri, kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri), yeni doğana verilen sağlık hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakillerine ilişkin sağlık hizmetleri gibi niteliği itibariyle ilave ücret alınmaması gereken hizmetler olduğu görülmektedir. Buna rağmen, Kurum tarafından yapılan düzenleme ile ilave ücret alınmaması gereken sağlık hizmetlerine istisna getirilmiştir. Bu istisnanın 5510 sayılı Kanunun 73. maddesiyle düzenlenen yükseköğretim kurumlarına ait sağlık hizmeti sunucularında öğretim üyeleri tarafından mesai saatleri dışında bizzat verilen sağlık hizmetleri için tanınan istisna kapsamında olduğu düşünülse bile, söz konusu Kanun maddesinde, bu sağlık hizmetleri için ilave ücret alınabileceği yönündeki kuralda vakıf üniversitelerinin hariç tutulduğuna ilişkin bir ifade yer almaması nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliğiyle böyle bir sınırlamaya gidilmesinde hukuken olanak bulunmamaktadır.
Ayrıca, Kurumca verilen savunmalarda, iptali istenilen bu düzenlemede vakıf üniversitelerinin sayılmamasının nedeni olarak bu üniversitelerin zaten ilave ücret aldığı için maddede ayrıca zikredilmesi halinde hastaların mağdur olacağı ifade edilmiş ise de Tebliğinin 1.9.3. maddesinde sayılan sağlık hizmetlerinden hiçbir şekilde ilave ücret alınmaması bütün sağlık hizmet sunucuları için genel kural olduğundan, vakıf üniversitelerinin de bu hizmetler nedeniyle hastalardan ilave ücret almasının mümkün olmadığı açıktır.
Diğer taraftan, vakıf üniversiteleri ile diğer üniversite hastanelerinde görevli öğretim üyelerinin statüleri ve verdikleri sağlık hizmetlerinde farklılık olmamasına karşın idari ve mali özerklikleri dikkate alınarak Sağlık Uygulama Tebliğinin davaya konu maddesiyle, vakıf üniversitelerinin kapsam dışında bırakılması eşitlik ilkesini zedeleyeceğinden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, belirtilen düzenlemenin iptaline karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı idarenin süre itirazı yerinde görülmemiştir.

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı Hastane tarafından (… Vakıf Üniversitesi bünyesinde bulunan Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi – Üniversite Hastanesi niteliğindeki sağlık kuruluşu olarak) 15/12/2016 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğüne başvuruda bulunulmuş ve anılan başvuru ile,
18/06/2016 tarihinde yapılan değişiklikte üniversite hastanelerinin dört gruba ayrıldığı, Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen ve üniversite hastane tiplerini belirleyen U kodu şeklindeki tanımlamaların kaldırılması ve bu hastanelerin Devlet üniversiteleri sağlık uygulama araştırma merkezleri/hastaneleri ile düzenleme öncesi gibi aynı statüde kabul edilmesi;
Sağlık Uygulama Tebliği’nin “2.4.1.A” maddesinde yer alan “vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere” ibaresinin madde metninden çıkartılması suretiyle devlet ve vakıf üniversite hastanelerinin aynı statüye alınması;
Sağlık Uygulama Tebliği’nin “3.2.1.A” maddesinin değiştirilmesi ve Kamu İhale Kanunu’na tâbi olsun veya olmasın bu maddede yer alan düzenlemenin bütün vakıf üniversite hastaneleri bakımından geçerli kılınması;
yönünde düzenleme yapılması talep edilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğünce, Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğünün 28/12/2016 tarihli yazısına dayanılarak,
26/11/2016 tarih ve 29900 sayılı Resmî Gazete’de yapılan değişiklik ile devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasındaki ayrımın kaldırıldığı; Sağlık Uygulama Tebliğinin “2.4.1.A-Kurum ile sözleşmeli/protokollü resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılacak diş tedavileri” başlıklı maddesi ile “3.2.1.A-Kamu İhale Kanununa tabi olan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında” alt başlıklı maddesinin uygulamasının ise devam ettiği 02/01/2017 tarihli yazı ile davacıya bildirilmiştir.
Davacı tarafından, anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat ve Hukuki Değerlendirme:
Anayasanın 2. maddesinde, Devletin nitelikleri sayılmış ve sosyal bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış; 5. maddesinde, Devletin temel amaç ve görevleri sayılarak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak görevine yer verilmiş; 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiş; “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği ve bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği öngörülmüş; “Sosyal güvenlik hakkı” başlıklı 60. maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve Devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve teşkilatı kuracağı kuralına yer verilmiş; “Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı 65. maddesinde de, “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Anılan madde hükümlerinden, tüm yurttaşların yaşama haklarının, devlet güvencesi ve onun pozitif yükümlülüğü kapsamı içinde koruma altında olduğu anlaşılmaktadır. Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen “yaşama hakkı” yalnızca yaşamını sürdürmek anlamında değil “sağlıklı yaşama hakkı”na da sahip olmak anlamındadır. Kişilerin sağlıklı olma hakkı bir kamusal korumaya tabi olduklarını ortaya koymaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 1. maddesine göre bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.
Anılan Kanun’un 63. maddesinde, Kurum tarafından finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ile bu hizmetlerin süresine dair usul ve esaslara yer verilmiş; ikinci fıkrasında da, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu ancak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşünün alınması (f) bendinde belirtilen ortez, protez ve diğer iyileştirici nitelikteki araç ve gereçlerin miktarını, standartlarını, sağlanmasını, uygulanmasını, kullanma sürelerini ve garanti süresi sonrası bakım, onarım ve yenilenmesi hususlarını kapsayacağı, Kurumun, bu amaçla komisyonlar kurabileceği, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabileceği, Komisyonların çalışma usul ve esaslarının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 72. maddesinde ise, 65. madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun yetkili olduğu; Komisyonun, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabileceği; 63. madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini, sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte 5502 sayılı, dava konusu düzenlemenin tesis edildiği tarihteki adıyla, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun, yine aynı tarihte yürürlükte olan 1. maddesinde, bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer kanunların hükümlerini uygulamak üzere Sosyal Güvenlik Kurumunun kurulduğu belirtilmiş; mülga 3. maddesinde, Kurumun amacı açıklanmış ve devamında görevleri sayılmış; maddenin (a) fıkrasında, ulusal kalkınma strateji ve politikaları ile yıllık uygulama programlarını dikkate alarak sosyal güvenlik politikalarını uygulamak, bu politikaların geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak görevleri arasında sayılmıştır.
Yine belirtilen 5502 sayılı Kanun’un mülga 41. maddesinde ise, Kurumun, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetlerin uygulanmasına ilişkin hususları duyurmak amacıyla tebliğ çıkarmaya yetkili olduğu, Kurum dışındaki gerçek ve tüzel kişileri ilgilendiren tebliğlerin Resmî Gazete’de yayımlanacağı düzenlenmiştir.
Bu düzenleme uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumunca sağlık yardımları karşılanan kişilerin, sağlık kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilerine ait ücretler ile tedavi yardımlarının verilmesine ilişkin usul ve esasların belirtildiği sağlık uygulama tebliğleri yayımlanmaktadır.
Buna göre, davalı Sosyal Güvenlik Kurumunun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemlerini, türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye ve genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, Kurumca finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri, yol, gündelik ve refakatçi giderlerinden yararlanma esas ve usulleri ile bu hizmetlere ilişkin Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen ödenecek bedelleri göstermek amacıyla Sağlık Uygulama Tebliğini yayımlamaya yetkili olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri, yol, gündelik ve refakatçi giderleri için ödenecek bedellerin belirlenmesinde, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun, 5510 sayılı Kanun’un 72. maddesinde sayılan “sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamağı, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonları, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmadığını, kanıta dayalı tıp uygulamalarını, maliyet-etkililik ölçütlerini ve genel sağlık sigortası bütçesini” dikkate almak suretiyle karar verilmesi yasal bir zorunluluktur.
Dava konusu işlemin, Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen ve üniversite hastane tiplerini belirleyen U kodu şeklindeki tanımlamaların kaldırılması ve vakıf üniversiteleri ile işbirliği bulunan özel hastanelerin Devlet üniversiteleri sağlık uygulama araştırma merkezleri/hastaneleri ile aynı statüde kabul edilmesi talebinin reddine ilişkin kısmı yönünden:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari dava türleri arasında sayılmış; 14. maddesinin üçüncü fıkrasında dilekçelerin, a) Görev ve yetki, b) İdari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süre aşımı, f) Husumet, g) 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken nitelikte bir işlem olmaması halinde, davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin “Sağlık Kurum ve Kuruluşlarının Ayakta Tedavilerde Sınıflandırılması Listesi (EK-2/A-1)” 18/06/2016 tarih ve 29746 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 26. maddesi ile değiştirilerek sağlık kurum ve kuruluşlarından “Kamu” statüsünde üniversite hastaneleri bakımından, U1 kodunda tıp fakülteleri bulunan devlet üniversiteleri sağlık uygulama ve araştırma merkezleri (devlet üniversitesi hastaneleri), U2 kodunda tıp fakülteleri bulunan vakıf üniversiteleri sağlık uygulama ve araştırma merkezleri (vakıf üniversitesi hastaneleri), U3 kodunda tıp fakülteleri bulunan devlet üniversiteleri ile ortak kullanım protokolü imzalayan Sağlık Bakanlığı hastaneleri, U4 kodunda ise tıp fakülteleri bulunan vakıf üniversiteleri ile eğitim ve uygulama amaçlı protokol imzalayan özel sağlık hizmet sunucuları şeklinde sınıflandırma yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirkete ait Hastane tarafından, 15/12/2016 tarihinde davalı idareye yapılan başvuru ile, … Üniversitesi ile aralarında 2012 yılında işbirliği protokolü imzalandığı, hastanelerinin sağlık uygulama ve araştırma merkezi-üniversite hastanesi niteliği kazandığı, halen bu statüde eğitim, öğretim ve hizmet sunumu gerçekleştirdiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde 18/06/2016 tarihinde yapılan değişiklik ile üniversite hastanelerinin U1, U2, U3 ve U4 şeklinde dört gruba ayrıldığı, anılan değişiklik ile hastanelerinin U4 sınıfında hizmet verir hale getirildiği, ancak vakıf üniversiteleri ile devlet üniversitelerinin aynı statüye sahip olduğu, bu nedenle Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen ve üniversite hastane tiplerini belirleyen U kodu şeklindeki tanımlamaların kaldırılması ve bu hastanelerin devlet üniversiteleri sağlık uygulama araştırma merkezleri/hastaneleri ile düzenleme öncesi gibi aynı statüde kabul edilmesi talebinde bulunulduğu, davalı idare tarafından ise, dava konusu işlem ile de söz konusu talebe ilişkin olarak 26/11/2016 tarih ve 29900 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile devlet üniversitesi hastanelerine bir çok SUT kodunda ek olarak verilen ilave oranların tüm U sınıfı sağlık hizmeti sunucularına verilmesi yönünde düzenleme yapıldığının bildirildiği görülmektedir.
Davacının başvuru tarihi olan 15/12/2016 tarihinden önce, 26/11/2016 tarih ve 29900 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 5. maddesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin “2.2.2.B-Tanıya dayalı işlem üzerinden ödeme yöntemi” başlıklı maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “U1” ibarelerinin “U” şeklinde; 7. maddesi ile aynı Tebliğ’in “2.4.4.F-2-Fizik tedavi ve rehabilitasyon işlemlerinin faturalandırılması” başlıklı maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “U1 ve U3” ibaresinin “U” şeklinde değiştirildiği, buna göre anılan değişiklik ile Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasında geri ödeme katsayısı farklılıklarına ilişkin U kodu ayrımının yer aldığı hükümlerde ve bir çok SUT kodunda ek olarak verilen ilave oranların tüm “U” sınıfı sağlık hizmeti sunucularına verilmesi yönünde değişiklik yapıldığı, böylece esasen davacının talebiyle aynı yönde değişikliğe gidildiği görüldüğünden, başvuru tarihi itibarıyla değiştirilmesi veya kaldırılması talep edilen düzenleyici işlem maddelerinin uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin anılan kısmı bakımından, başvurunun yapıldığı ve davanın açıldığı tarih itibarıyla yargısal denetim yapılarak hüküm kurulacak bir düzenleme bulunmadığından, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu işlemin, Sağlık Uygulama Tebliği’nin “2.4.1.A” maddesinde yer alan “vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere” ibaresinin madde metninden çıkartılması suretiyle devlet ve vakıf üniversite hastanelerinin aynı statüye alınması talebinin reddine ilişkin kısmı yönünden:
Davacı tarafından 15/12/2016 tarihinde davalı idareye yapılan başvuru ile Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin “Kurum ile sözleşmeli resmi sağlık hizmeti sunucularında yapılacak diş tedavileri” başlıklı 2.4.1.A maddesinde yer alan “vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere” ibaresinin madde metninden çıkartılması suretiyle devlet ve vakıf üniversite hastanelerinin aynı statüye alınması talebinde bulunulmuş ise de; 09/09/2017 tarih ve 30175 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 3. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile, 24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 2.4.1.A numaralı maddesinin birinci fıkrasının dördüncü cümlesinde yer alan “işlemler” ibaresi ile “ve vakıf üniversiteleri” ibaresinin yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu düzenlemenin yürürlükten kaldırılmış olması karşısında, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine hukuki olanak bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dava konusu işlemin, Sağlık Uygulama Tebliği’nin “3.2.1.A” maddesinin değiştirilmesi ve Kamu İhale Kanunu’na tâbi olsun veya olmasın bu maddede yer alan düzenlemenin bütün vakıf üniversite hastaneleri bakımından geçerli kılınmasına ilişkin talebin reddine ilişkin kısmı yönünden:
24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin -dava konusu başvurunun yapıldığı tarihte yürürlükte olan haliyle- “Tıbbi malzeme ödeme esasları” başlıklı 3.2. maddesinde yatarak tedavilerde tıbbi malzeme bedellerinin ödenmesi esasları ile ayakta tedavilerde tıbbi malzeme bedellerinin ödenmesi esasları ayrı başlıklar halinde düzenlenmiş, yatarak tedavilerde tıbbi malzeme bedellerinin ödenme esasları ise, resmi sağlık kurum ve kuruluşları bakımından, 3.2.1.A maddesi altında “Kamu İhale Kanununa tabi olan resmi sağlık kurum ve kuruluşları” ve 3.2.1.B maddesi altında ise “Kamu İhale Kanununa tabi olmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşları” şeklinde ayrı ayrı belirlenmiştir.
Davacı tarafından, Sağlık Uygulama Tebliği’nin “3.2.1.A” maddesinin değiştirilmesi ve Kamu İhale Kanunu’na tâbi olsun veya olmasın bu maddede yer alan düzenlemenin bütün vakıf üniversite hastaneleri bakımından geçerli kılınması talebinde bulunulmuştur.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşların kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği hükme bağlanmıştır.
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 12. maddesinin dördüncü fıkrasında ise, özel bütçe, bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenen ve bu Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde yer alan her bir kamu idaresinin bütçesi olarak tanımlanmış, ek (II) sayılı cetvelde ise yükseköğretim kurulu, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerine yer verilmiştir.
Buna göre, vakıf yüksek öğretim kurumlarının 4734 sayılı Kanun kapsamında mal veya hizmet alımları ile yapım işleri yönünden Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadığı, 5018 sayılı Kanun’da da özel bütçeli idareler arasında devlet yüksek öğretim kurumlarının sayıldığı görülmektedir.
Bu durumda, vakıf üniversite hastanelerinin Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadığı, bu anlamda aralarında hukuki bir eşitlikten söz edilemeyeceği dikkate alındığında, ihaleyle almış olduğu tıbbi malzeme bedellerinin Kuruma fatura edilmesinde ve tıbbi malzeme bedellerinin Kurumca ödenmesi noktasında vakıf üniversite hastaneleri ile devlet üniversite hastanelerinin 4734 sayılı Kanun’a tabi olup olmaması yönünden ayrıma tabi tutulmasında, bir başka ifadeyle bu malzemeler yönünden her iki hastanenin fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin … tarih ve … sayılı işleminin; Sağlık Uygulama Tebliği ile getirilen ve üniversite hastane tiplerini belirleyen U kodu şeklindeki tanımlamaların kaldırılması ve vakıf üniversiteleri ile işbirliği bulunan özel hastanelerin Devlet üniversiteleri sağlık uygulama araştırma merkezleri/hastaneleri ile aynı statüde kabul edilmesi talebinin reddine ilişkin kısmı ile Sağlık Uygulama Tebliği’nin “3.2.1.A” maddesinin değiştirilmesi ve Kamu İhale Kanunu’na tâbi olsun veya olmasın bu maddede yer alan düzenlemenin bütün vakıf üniversite hastaneleri bakımından geçerli kılınmasına ilişkin talebin reddine ilişkin kısmı yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin … tarih ve … sayılı işleminin, Sağlık Uygulama Tebliği’nin “2.4.1.A” maddesinde yer alan “vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere” ibaresinin madde metninden çıkartılması suretiyle devlet ve vakıf üniversite hastanelerinin aynı statüye alınması talebinin reddine ilişkin kısmı yönünden konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3. Sonucu itibarıyla dava kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen ret ile sonuçlandığından, davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre yarısı olan … TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısı olan … TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz gün) içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.