Danıştay Kararı 10. Daire 2019/7053 E. 2020/7148 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/7053 E.  ,  2020/7148 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/7053
Karar No : 2020/7148

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : …Bakanlığı / …
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …
Hukuk Müşaviri Av. ..

DAVANIN_KONUSU : Davacı tarafından, kadro dışı geçici statüde çalıştığı tıp merkezinin Özel … Cerrahi Hastanesi adıyla özel hastaneye dönüşmesi üzerine kadro dışı geçici statüdeki çalışmasının anılan özel hastane bünyesinde devamının sağlanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin ve bu işlemin dayanağı olan 27/03/2002 tarih ve 24708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinin, 25/08/2016 tarihli ve 29812 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 7. maddesi ile değişik, ek 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin 1 numaralı alt bendinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu bireysel işlem ile çalışma hakkının engellendiği, davaya konu düzenleme ile planlama adı altında sadece azami kadro tahsisi yoluna gidilmesinin Anayasaya ve 1219 sayılı Kanun’a aykırılık teşkil ettiği, 3359 sayılı Kanun’un davalı idareye hekimlerin çalışmasını engelleyici planlama yetkisini vermediği, Yönetmeliğin yasaya aykırı olduğu, idarenin Yönetmelik ile bu konuda düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığı, mevzuatta tıp merkezinden hastaneye dönüşen işyerlerinde mevcut personelin çalışma hakkını ortadan kaldırmaya yönelik bir hükmün bulunmadığı, çalışma hakkının sona ereceğine ilişkin daha önceden yapılmış bir bildirimin de olmadığı, kadro dışı geçici statüde çalışan hekimlerin kadro dışı geçici çalıştığı hastaneden ayrılıncaya kadar mevcut statüde çalışmaya devam edeceğine ilişkin genelgenin var olduğu, buna rağmen kendisinin çalışmasına son verildiği, 1219 sayılı Kanun ile hekimlerin çalışma özgürlüğü korunmuşken Yönetmelik ile planlama adı altında kadro sınırlaması getirilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu durumun kişilik haklarına ağır müdahale niteliğinde olduğu iddia edilmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davaya konu bireysel işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E…. sayılı dosyasında dava açıldığı, bireysel işlem yönünden derdestlik sebebiyle davanın bu kısmının reddi gerektiği, özel sağlık kuruluşunda çalışmaya ilişkin ana kuralın, Yönetmeliğin 19. maddesi uyarınca tabiplerin sağlık kuruluşu kadrosunda çalışması olarak belirlendiği, bu ana kural ve Bakanlığın sağlık insan gücü planlamaları gereğince hastanelerin ancak sahip oldukları uzmanlık kadroları çerçevesinde hekim istihdam edebildikleri, Yönetmeliğin ek 4. maddesi ile getirilen planlama ile sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir, etkin ve verimli olması, kaynak sıkıntısına karşın mevcut olan atıl kapasitenin de giderilmesini hedefleyen düzenlemeler yapıldığı, dolayısıyla mevcut tabiplerin hizmet açısından en verimli şekilde istihdamı, atıl kapasite oluşturulmaması için dava konusu hükümde olduğu gibi planlamanın gereklerinden olarak planlamaya paralel nitelikte düzenlemeler yapılmasının, tabiplerin çalışma haklarına sınırlama getirme değil, bilakis mevcut imkânların en verimli şekilde kullanılması açısından gereklilik olduğu, planlamanın sağlıklı yapılabilmesini teminen veri toplanabilmesi, insan kaynağının hareketliliğinin izlenebilmesi için kuruluş kadrolarının tabip istihdam şekillerinin düzenlemesi ve özel sağlık kuruluşlarının kamu sağlık kuruluşlarındaki zaten yetersiz olan tabip kaynağından olabildiğince az faydalanarak, kendi sektörü içerisindeki tabip kaynağını en verimli şekilde kullanmasına imkan verilmesi ve bu yapılırken de hizmet verimliliği ve kalitesinden taviz verilmeksizin çalışma hakkı tanınmasının, hizmet gereklerine ve hukuka aykırı bir yönünün bulunmadığı, 1219 sayılı Kanun’un 12. maddesinde tabiplerin “her bir bent kapsamına giren” kuruluşlarda “ne şekilde çalışacağı” konusunda Bakanlığa açık düzenleme yetkisi ve görevi verildiği, Bakanlıkça da dava konusu hüküm ile “Kanun’un 12. maddesine uygun olmak kaydıyla” ifadesi açıkça kullanılarak özel sağlık kuruluşunda çalışan tabiplerin çalışma usullerinin, özel hastanede kadrolu çalışma şeklinde düzenlendiği, başkaca herhangi bir kriter öngörülmediği, yine Kanun’un 12. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında, tabiplerin “çalışma şekli”ne dair bir düzenleme getirilmediği, dolayısıyla, çalışma şekillerinin kadrolu veya kadro dışı geçici çalışma mı olacağının Yönetmelik ile belirlenmesinin Kanun’a aykırılığından bahsedilemeyeceği, esasen, kadro dışı geçici çalışmanın, Yönetmeliğin ek 5. maddesinde istisnaen verilmiş bir izin olduğu, ancak gelinen noktada planlama kapsamında yapılan değerlendirmelerde kadro dışı geçici çalışmanın kamu sağlık kurumları tarafından sunulan sağlık hizmetlerindeki kalite ve verimliliği olumsuz etkilediğinin görüldüğü, Bakanlığa Anayasa ve kanunlarla verilen planlama görevinin bir gereği olarak istisnai haller (emekli hekimler, yabancı hekimler, yurtdışından gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hekimler gibi) hariç hastanelerde kadro dışı geçici çalışmanın kaldırıldığı, Yönetmelikteki temel düzenleme personelin özel hastane kadrosunda çalışması olduğundan ve yine tabiplerin çalışma şekline yönelik Yönetmelikle getirilen düzenlemeler hakkında bu zamana kadar verilen yargı kararları çerçevesinde esasen istisnaen belirlenen kadro dışı çalışma şeklinin hem kural haline gelmeye başlaması hem de mevcut düzenleme hakkında verilen iptal kararı sonrasında suistimale başlanılması sebepleriyle, dava konusu düzenlemenin getirildiği, davacı tarafından anılan hastanenin önceden çalışmakta olduğu tıp merkezinin devamı niteliğinde olduğu iddia edilmekte ise de, tıp merkezlerinin Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik kapsamında hizmet vermekte olduğu, özel hastanelerin ise Özel Hastaneler Yönetmeliğine tabi olduğu, dolayısıyla her iki sağlık kuruluşunun da farklı kurallara tabi olduğu, birinin diğerinin devamı niteliğinde olmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemler hukuka uygun olduğundan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; Sağlık Bakanlığının … tarihli, … sayılı bireysel işlemi ile 25/08/2016 tarihli, 29812 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesiyle değiştirilen Özel Hastaneler Yönetmeliğinin Ek-5. maddesinin (e) bendinin 1 numaralı alt bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 5304 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişik 12. maddesinde: “Sanatını icra etmek üzere bir mahalde kayıtlı olan herhangi bir tabibin bizzat dükkan ve mağaza açmak suretiyle her türlü ticaret yapması memnudur.
(Değişik bölüm: 02/01/2014-6514 S.K./21. md) Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar; 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesi, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun ek 27 nci maddesi, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 36 ncı maddesi ile 17/11/1983 tarihli ve 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununun 32 nci maddesi saklı kalmak kaydıyla, aşağıdaki sağlık kurum ve kuruluşlarında mesleklerini icra edebilir:
a) Kamu kurum ve kuruluşları.
b) Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan vakıf üniversiteleri.
c) Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan vakıf üniversiteleri, serbest meslek icrası.
(Değişik fıkra: 21/01/2010-5947 S.K./7.mad) Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, Sağlık Bakanlığınca yapılan istihdam planlamaları çerçevesinde ve (Ek ibare: 26/7/2018 -7146 S.K./3. md) ikinci fıkranın her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilir. Bu maddenin uygulanması bakımından Sosyal Güvenlik Kurumunca branş bazında sözleşme yapılan özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversiteleri yalnızca sözleşme yaptıkları branşlarda (b) bendi kapsamında kabul edilir.” kurala bağlanmıştır.
Özel Hastaneler Yönetmeliğine 11/03/2009 tarihli, 27166 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle eklenen “Özel hastanenin kalite ve verimliliğini artırmak amacıyla izin verilebilecek hususlar” başlıklı Ek-5. maddesinin e) bendinin dava konusu edilen 1) numaralı alt bendinde: “(Değişik: RG-25/8/2016-29812) Özel hastanelerde çalışan tabip ve diş tabipleri, 1219 sayılı Kanunun 12 nci maddesine uygun olmak kaydıyla bulunduğu ilde planlama kapsamındaki birden daha fazla özel sağlık kuruluşunda çalışabilir. Diğer sağlık çalışanları ise planlama kapsamındaki en fazla bir özel sağlık kuruluşunda daha çalışabilir.” kuralı bulunmaktadır.
Özel hastaneler, Özel Hastaneler Yönetmeliğinde asgari olarak öngörülen bina, hizmet ve personel standartlarını haiz olmak kaydıyla, yirmi dört saat süreyle sürekli ve düzenli olarak, bir veya birden fazla uzmanlık dalında hastalara ayakta ve yatırarak muayene, teşhis ve tedavi hizmeti veren yerler özel hastanelerin temel özelliklerinden birini oluşturmakta olup, ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşları ise; yapılandırılmaları, ruhsatlandırma işlemleri, faaliyetleri ve faaliyetlerine son verilmesi, denetimleri ve diğer hususlar ile ilgili usul ve esaslar ise Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikle düzenlenmiş tıp merkezlerin de içerisinde yer aldığı sağlık hizmeti sunulan kuruluşlardır.
Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların Sağlık Bakanlığınca yapılan istihdam planlamaları çerçevesinde ve 1219 sayılı Kanunun 12. maddesinin 2. fıkrasının her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilmesine ilişkin yasal imkânın, özel hastanelerin temel özellikleri ve özel hastanelerin kalite ve verimliliklerini artırmak amacıyla ilde planlama kapsamında kullanılması yolunda yapılan dava konusu düzenlemede hukuka aykırı bir yön görülmemiş olup, önceki düzenleme olan 21/03/2014 tarihli, 28948 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik değişikliğinin iptali yolundaki Danıştay Onbeşinci Dairesinin 17/02/2016 tarihli, E:2014/3859, K:2016/951 sayılı kararın gerekçesine uygun şekilde düzenlendiği, dava dilekçesinde tıp merkezinin tabii olduğu mevzuat esas alınarak ileri sürülen hususların ise hukuki dayanağının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Uyuşmazlığın bireysel işleme ilişkin kısmına gelince;
Dava dosyası ile UYAP kayıtlarının birlikte incelenmesinden, dava konusu bireysel işlemin iptali istemiyle davacı tarafından … İdare Mahkemesinin … esasına kayden açılan davada verilen … tarihli, … sayılı kararda; dava dosyası ile Mahkemenin … tarihli ara kararına verilen cevapların incelenmesinden, Özel … Hastanesinin (Özel …Hastanesi) bir adet kulak burun boğaz kadrosunun bulunduğu, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte hastanede kadrolu olarak Dr. …’nın çalıştığı ve kadronun dolu olduğu, Dr. …’nın 18.07.2017 tarihinde görevinden ayrılması üzerine kadroda 20.07.2017- 06.09.2017 tarihleri arasında Dr. …’nin çalıştığı, Dr. …’nin ayrılışına müteakiben 07.09.2017 tarihinde hastanenin boş kadrosunda davacının çalışmaya başladığı, davacı tarafından verilen ve 09.10.2017 tarihinde Mahkeme kayıtlarına alınan savunmaya cevap dilekçesinde de davacı tarafından taleplerinin karşılandığının ve davanın konusuz kaldığının iddia edildiği, ayrıca 07.09.2017 tarihinde davacıya personel çalışma belgesinin düzenlendiği görüldüğünden, işbu davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, görülen davanın da bu yönü itibariyle konusu kalmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın düzenleyici işlem yönünden reddi, bireysel işlem yönünden ise davanın konusunun kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, duruşma için önceden taraflara bildirilen 29/12/2020 tarihinde davacıyı temsilen Av. …’in, davalı … Bakanlığını temsilen Hukuk Müşaviri Av…’un geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı olan ve Özel … Tıp Merkezinde kadro dışı geçici statüde çalışmakta olan davacının, anılan tıp merkezinin Özel … Cerrahi Hastanesi adıyla özel hastaneye dönüşmesi sebebiyle tıp merkezindeki kadro dışı geçici çalışması sona ermiştir.
Özel … Cerrahi Hastanenin mesul müdürlüğü tarafından 10/04/2017 tarihli dilekçe ile Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğüne müracaat edilerek, davacının tıp merkezinde kazanılmış geçici kadro hakkının özel hastanede devam etmesi konusunda Sağlık Bakanlığından görüş sorulması istenilmiş; Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile; “Özel … Tıp Merkezinden hastaneye dönüşen Özel … Cerrahi Hastanesinin kazanılmış geçici kadro hakkının olmadığı ve hekim başlayışlarının Özel Hastaneler Yönetmeliğinin ilgili maddelerine ve 1219 sayılı Kanun’un 12. maddesine uygunluk sağlanarak yapılması gerektiği” hususu başvuru sahibine iletilmek üzere Ankara Valiliğine bildirilmiştir.
Ardından davacı tarafından, 09/05/2017 tarihinde davalı idareye müracaat edilerek, kadro dışı geçici statüde çalışmasına Özel … Cerrahi Hastanesi bünyesinde devamının sağlanması isteminde bulunulmuştur.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile; “25/08/2016 tarih ve 29812 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan değişiklikte Özel Hastaneler Yönetmeliğinin ek 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin 1 numaralı alt bendinde ve (i) bendinde yer alan kadro dışı geçici çalışma uygulamasının sonlandırıldığı, sadece boş kadrosu bulunan özel sağlık kuruluşlarının başka bir özel sağlık kuruluşundan hekim alıp çalıştırabileceği, özel hastane bünyesinde hekim başlayışlarının anılan Yönetmelik ve 1219 sayılı Kanun’un 12. maddesine uygunluk sağlanarak yapılması gerektiği, davacının anılan hastane bünyesinde tekrar kadro dışı geçici pozisyonda çalışabilmesi için ilgili branşta boş kadronun bulunması ve çalışma talebinin gerektiği” gerekçesiyle davacının istemi reddedilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından, 15/06/2017 tarihinde Danıştay kayıtlarına giren dilekçe ile, anılan işlemin ve bu işlemin dayanağı olan 27/03/2002 tarih ve 24708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinin, 25/08/2016 tarihli ve 29812 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 7. maddesi ile değişik, ek 5. Maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin 1 numaralı alt bendinin iptali istemiyle görülen dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat:
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun; 3. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, sağlık kurum ve kuruluşlarının yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak plânlanacağı, koordine edileceği, mali yönden destekleneceği ve geliştirileceği; (c) bendinde, bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılmasının esas olduğu, sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinin bu esas içerisinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca düzenleneceği, (g) bendinde; Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının, sağlık ve yardımcı sağlık personelinin yurt düzeyinde dengeli dağılımını sağlamak üzere istihdam planlaması yapacağı belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 9. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde ise; bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel, kıstaslarının belirlenmesinin, sağlık kurum ve kuruluşlarının sınıflandırılmasının ve sınıflarının değiştirilmesinin, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarının, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasının, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususların Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 12. maddesinde -dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle-; “Sanatını icra etmek üzere bir mahalde kayıtlı olan herhangi bir tabibin bizzat dükkan ve mağaza açmak suretiyle her türlü ticaret yapması memnudur.
(Değişik ikinci fıkra: 21/1/2010-5947/7 md.; Değişik: 2/1/2014-6514/21 md.) Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar; 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesi, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun ek 27 nci maddesi, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 36 ncı maddesi ile 17/11/1983 tarihli ve 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununun 32 nci maddesi saklı kalmak kaydıyla, aşağıdaki sağlık kurum ve kuruluşlarında mesleklerini icra edebilir:
a) Kamu kurum ve kuruluşları.
b) Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan vakıf üniversiteleri.
c) Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan vakıf üniversiteleri, serbest meslek icrası.
(Değişik üçüncü fıkra: 21/1/2010-5947/7 md.) Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, ikinci fıkranın her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilir. Bu maddenin uygulanması bakımından Sosyal Güvenlik Kurumunca branş bazında sözleşme yapılan özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversiteleri yalnızca sözleşme yaptıkları branşlarda (b) bendi kapsamında kabul edilir. Mesleğini serbest olarak icra edenler, hizmet bedeli hasta tarafından karşılanmak ve Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmemek kaydıyla, (b) bendi kapsamında sayılan sağlık kuruluşlarında da hastalarının teşhis ve tedavisini yapabilir. (Değişik dördüncü cümle: 2/1/2014-6514/21 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve yöneticilik görevi bulunmayan tabipler ile aile hekimleri, kurum ve kuruluşlarındaki çalışma saatleri dışında ve kurumlarının izniyle aylık otuz saati geçmemek üzere iş yeri hekimliği yapabilir. Döner sermayeli sağlık kuruluşları ise kurumsal olarak işyeri hekimliği hizmeti verebilir. (Ek cümle: 2/1/2014-6514/21 md.) Tabipler, iş yeri hekimliği eğitimi alma ve iş yeri hekimliği belgesine sahip olma şartı aranmaksızın 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli iş yerlerinin iş yeri hekimliği görevini yapabilirler. Bu maddenin uygulamasına ve işyeri hekimliğine ilişkin esaslar Sağlık Bakanlığınca belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan mevzuat hükümlerine dayanılarak 27/03/2002 tarihli ve 24708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin “Diğer personel” başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrasında “Tabip ve tabip dışı personel özel hastane kadrosunda sözleşmeyle ve Ek-12’deki Personel Çalışma Belgesi düzenlenerek çalışır.” yönünde düzenlemeye yer verilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin “Sağlık kurum ve kuruluşlarının planlanması” başlıklı ek 4. maddesinin birinci fıkrası “Bakanlıkça aşağıdaki amaçlar doğrultusunda, faaliyetine ihtiyaç duyulan sağlık kurum ve kuruluşları ile bunlara ait sağlık insan gücü, tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri ile teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımı alanlarında kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde planlama yapılır:
a) Sağlık hizmetlerinin, demografik yapı ve epidemiyolojik özellikler de göz önünde bulundurulmak suretiyle kaliteli, hakkaniyete uygun ve verimli şekilde sunulması,
b) Sağlık kurum ve kuruluşlarının hizmet kapasiteleri, sağlık insan gücü ile çağdaş tıbbi bilgi ve teknolojinin ülke düzeyinde dengeli dağılımının sağlanması,
c) Koruyucu sağlık ve acil sağlık hizmetleri gibi işbirliği halinde hizmet sunumunun gerekli olduğu alanlarda uygun kapasitenin oluşturulması,
ç) Kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaması.” şeklindedir.
Dava konusu düzenleyici işlemin incelenmesi:
Özel Hastaneler Yönetmeliğinin ek 5. maddesinde özel hastanelerde kalite ve verimliliği artırmak amacıyla izin verilebilecek hususlar düzenlenmiştir.
Ek 5. maddenin 21/03/2014 tarihli Yönetmelik ile değişik birinci fıkrasının (e) bendinin (1) numaralı alt bendinde, “Özel hastanelerde kadrolu olarak çalışan tabip ve diş tabipleri, 1219 sayılı Kanunun 12 nci maddesine uygun olmak kaydıyla bulunduğu ilde planlama kapsamındaki diğer özel sağlık kuruluşlarında kadro dışı geçici olarak çalışabilir. Diğer sağlık çalışanları ise planlama kapsamındaki en fazla bir özel sağlık kuruluşunda görev alabilir. Tabiplerin kadrolu olarak çalıştığı kuruluştan ayrılmaları halinde, tabip planlamasının bozulmaması amacıyla azami üç ay daha kadro dışı geçici olarak çalışmaya devam edebilir. Bu sürenin sonunda planlama kapsamındaki herhangi bir özel sağlık kuruluşunda kadrolu olarak çalışmaya başlayamaması halinde düzenlenmiş olan personel çalışma belgesi iptal edilir.” hükmü yer almakta iken, bu düzenlemenin birinci ve üçüncü cümlesi Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 17/02/2016 tarihli ve E.2014/3859, K.2016/951 sayılı kararı ile, “dava konusu maddede, 1219 sayılı Yasada olmayan bir koşul getirilerek, bir sağlık kuruluşunda kadro dışı geçici çalışabilme, bir tıp merkezi veya özel hastanede kadrolu çalışma şartına bağlandığından, tabiplik mesleğinin, tabibe verdiği çalışma hakkının, 1219 sayılı Yasanın 12. maddesindeki sınırlamaları aşar nitelikte engellendiği” gerekçesine yer verilerek iptal edilmiştir.
Bu karar sonrası anılan alt bent 25/08/2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 7. maddesi ile “Özel hastanelerde çalışan tabip ve diş tabipleri, 1219 sayılı Kanunun 12 nci maddesine uygun olmak kaydıyla bulunduğu ilde planlama kapsamındaki birden daha fazla özel sağlık kuruluşunda çalışabilir. Diğer sağlık çalışanları ise planlama kapsamındaki en fazla bir özel sağlık kuruluşunda daha çalışabilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
1219 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 12. maddesinde tabiplerin her bir bent kapsamına giren kuruluşlarda ne şekilde çalışacağına ilişkin bir hüküm getirilmediği; Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 19. maddesine göre özel hastanede çalışmaya ilişkin ana kuralın, hastane kadrosunda çalışmak olarak belirlendiği; Yönetmeliğin “Özel hastanenin kalite ve verimliliğini artırmak amacıyla izin verilebilecek hususlar” başlıklı ek 5. maddesinde istisnai olarak, kadro dışı geçici çalışmaya izin verilebilecek durumların düzenlendiği, ek 5. maddenin birinci fıkrasının (e) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer verilen kadro dışı geçici çalışma izninin de bu hüküm kapsamında istisnaen verilmiş bir izin olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin savunmasında, “Bakanlık tarafından sağlık hizmetlerinin dengeli sunulabilmesinin amaçlandığı, bunun için planlama yapıldığı, uzman hekimlerin kamu ve özel sektör arasında dengeli dağılımını sağlamak için de, özel hastanelere sahip oldukları uzmanlık kadrolarına göre hekim istihdam edebilme şartının getirildiği; kadro dışı geçici çalışmanın, Yönetmeliğin ek 5. maddesinde ‘Kalite ve verimliliği artırmak amacıyla Bakanlıkça, Ek 4. maddedeki planlamadan istisna olarak ruhsatlı hastanelere aşağıdaki hususlarda izin verilebilir.’ hükmü kapsamında istisnaen verilmiş bir izin olduğu, ancak gelinen noktada planlama kapsamında yapılan değerlendirmelerde kadro dışı geçici çalışmanın kamu sağlık kurumları tarafından sunulan sağlık hizmetlerindeki kalite ve verimliliği olumsuz etkilediğinin görüldüğü, esasen istisnaen belirlenen kadro dışı çalışma şeklinin kural haline geldiği, suistimale başlanıldığı” gerekçeleriyle, Bakanlığa Anayasa ve kanunlarla verilen planlama görevinin bir gereği olarak istisnai haller (emekli hekimler, yabancı hekimler, yurtdışından gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hekimler gibi) hariç hastanelerde kadro dışı geçici çalışmanın kaldırıldığı belirtilmiştir.
Bu durumda, sağlık kuruluşlarının ve sağlık insan gücünün ülke genelinde dengeli dağılımının sağlanması amacıyla davalı idarece planlama yapılmasının yasal gereklilik olduğu; planlama ile sağlık hizmetlerinin kaliteli, hakkaniyete uygun ve verimli şekilde sunulması, sağlık kurum ve kuruluşlarının hizmet kapasiteleri, sağlık insan gücü ile çağdaş tıbbi bilgi ve teknolojinin ülke düzeyinde dengeli dağılımının sağlanması, kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmamasının amaçlandığı, bu amaçları gerçekleştirilebilmek için yapılan planlamanın en önemli araçlarından birinin ise özel sağlık kuruluşlarının kadrolarının belirlenmesi olduğu, dava konusu Yönetmelik hükmü ile de bu amacın gerçekleştirmesinin hedeflendiği anlaşılmakla, anılan düzenlemede hukuka ve dayanağı mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu bireysel işlemin incelenmesi;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde ise, “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” hükmüne yer verilmek suretiyle “kesin hüküm” olmaması hali doğrudan dava açma şartları arasında sayılmış, Kanun’un 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmış; 303. maddesinin birinci fıkrasında ise; “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davacı tarafından Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle 15/06/2017 tarihinde Danıştay kayıtlarına giren dilekçe ile iş bu davanın açıldığı, öte yandan aynı davacı tarafından, aynı sebeplerle, aynı bireysel işleme ve aynı tarafa karşı … tarihinde …İdare Mahkemesinin E…. sayılı dosyasında da dava açıldığı, bu davada verilen … tarih ve E…., K:… sayılı kararda; “Özel … Hastanesinin bir adet kulak burun boğaz kadrosunun bulunduğu, 07/09/2017 tarihinde hastanenin boş kadrosunda davacının çalışmaya başladığı, davacı tarafından verilen ve 09/10/2017 tarihinde Mahkeme kayıtlarına alınan savunmaya cevap dilekçesinde de davacı tarafından taleplerinin karşılandığının ve davanın konusuz kaldığının iddia edildiği, ayrıca 07/09/2017 tarihinde davacıya personel çalışma belgesinin düzenlendiğinin görüldüğü, buna göre davanın konusuz kaldığı sonucuna ulaşıldığı; diğer taraftan, davacının daha önce kadro dışı geçici pozisyonda çalıştığı Özel … Tıp Merkezinin Özel Arte Cerrahi Hastanesine dönüştüğü, Özel …Tıp Merkezinin Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik kapsamında hizmet verdiği, anılan tıp merkezi özel hastaneye dönüştükten sonra ise Özel Hastaneler Yönetmeliği kapsamında hizmet verdiği, her iki sağlık kuruluşunun farklı kurallara tabi olduğu, birinin diğerinin devamı olmadığı, bu nedenle davacının Özel … Cerrahi Hastanesi bünyesinde tekraren kadro dışı geçici pozisyonda çalışabilmesi için Özel Hastaneler Yönetmeliğinin ek 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin 1 numaralı alt bendi hükmü gereğince anılan sağlık kuruluşunun ilgili branşta boş kadrosunun bulunmasının ve çalışma talebinin gerektiği, davacıya da Özel … Hastanesinin kulak burun boğaz kadrosunun boşalması neticesinde 07/09/2017 tarihinde personel çalışma belgesinin düzenlendiği, dolayısıyla davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre davalı idarenin haksızlığından söz edilemeyeceği” gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönünde karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün işbu davada da dava konusu edilen … tarih ve … sayılı işlemi hakkında daha önce verilmiş kesin hüküm bulunduğundan, bireysel işlem yönünden davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi yönünden DAVANIN KESİN HÜKÜM NEDENİYLE İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. 27/03/2002 tarih ve 24708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinin, 25/08/2016 tarihli ve 29812 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 7. maddesi ile değişik, ek 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin 1 numaralı alt bendi yönünden DAVANIN REDDİNE,
3. Aşağıda ayrıntısı gösterilen … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde, Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.