Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6573 E. 2020/5271 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6573 E.  ,  2020/5271 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6573
Karar No : 2020/5271

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Valiliği
VEKİLİ: Av. …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının davacı tarafından esastan, davalı idare tarafından vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 03/09/2012 tarihinde başvurduğu Aile Hekimince yanlış tedavi uygulanarak sürekli kullanmakta olduğu Coumadin isimli ilaç yerine başka ilaç reçete edilmesinden dolayı 22/09/2012 tarihinde felç geçirmek suretiyle ağır bir şekilde sakat kaldığından bahisle davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek söz konusu durumdan kaynaklanan zararlara karşılık 10.00,00 TL maddi, 150.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 160.000,00 TL tazminatın muacceliyet tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; olaya ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca düzenlenen … tarih ve … sayılı raporda özetle, dava konusu olayda, müşteki … ‘ın 03/09/2012 tarihinde … Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak görev yapan pratisyen hekim Dr. … tarafından yapılan muayenesinde hekimin kendisine Coumadin ilacını reçete etmesi gerekirken Beloc isimli ilacı verdiğini iddia ettiği, buna karşılık Dr. … ve ebe … tarafından 03/09/2012 tarihinde kalp çarpıntısı şikayeti ile geldiğinde hastaya raporlu olarak aldığı ve sürekli olarak kullandığı ilaçların elinde olup olmadığının sorulduğu, hastanın sürekli kullandığı ilaçların halihazırda mevcut olduğunu bildirdiği, kalp çarpıntısı için ilaç reçete edildiği, 17/09/2012 tarihinde ise hastanın sürekli kullandığı raporlu ilaçların bittiğini belirttiği için raporlu ilaçlarının reçete edildiğinin ifade edildiği, kalp kapak hastası olup kapak değişimi yapılmış kişinin 22/09/2012 tarihinde geçirmiş olduğu serebrovasküler hastalığa (sağ temporopariyetal enfarkt) bağlı felcin, Coumadin ilacının bırakılmasından veya yetersiz kullanılmasından kaynaklanabileceği gibi bazen ilacın düzenli kullanılması halinde bile görülebildiğinin tıbben bilindiği, ilacın etkili kan seviyelerine ulaşmasının 48-72 saati bulabildiği, kişinin belirli aralıklarla kan tetkikleri yaptırarak PTZ ve INR değerlerini takip ettirmesi ve dozu ayarlanarak ilacı düzenli kullanılması gerektiği, dosyada mevcut tıbbi belgelere göre müştekinin felç geçirmeden yaklaşık 3,5 ay kadar önce (12/06/2012 tarihinde) kan değerlerine bakılarak ilacın doz ayarlaması yapılmış olduğunun anlaşıldığı, felç geçirdiği tarihe kadar yeniden kan değerlerine bakılarak doz ayarlaması yapıldığına dair bir tıbbi belgenin dosyada bulunmadığı, 22/09/2012 tarihinde sol tarafta kuvvet kaybı, şuur kaybı şikayeti ile başvurduğu hastaneye ait tıbbi belgelerde ‘Coumadin ve Isoptin ilaçlarını sürekli kullandığı, 2-3 gündür coumadin kullanmamış olduğu’ kaydının bulunduğu, … Aile Sağlığı Merkezinde Aile Hekimi olarak görev yapan pratisyen hekim Dr. … tarafından düzenlenen 03/09/2012 tarihli reçetede önerilen ilaçlar ile konulan tanıların uyumlu olduğu, Coumadin adlı ilacın ise … Hastanesinin … tarih ve … sayılı İlaç Kullanım Raporu uyarınca kullanılması gerektiğinden ancak istek halinde reçete edilebileceği, 17/09/2012 tarihli reçetede ise ilaç kullanım raporunda belirtilen ilaçlardan ikisi olan Isoptin SR 240 mg ve Coumadin 5 mg adlı ilaçların rapora uygun şekilde reçete edilmiş olduğu cihetle, Dr. …’a atfı kabil kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, sağlık hizmetlerinin, hizmetten yararlananın kişisel özelliklerine ve hizmetin yürütülmesine bağlı olarak önceden öngörülemeyen belli bir tehlikeyi içerdiği, idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için ağır hizmet kusurunun bulunması gerektiği, bu hususta Danıştay’ın istikrar kazanmış içtihatları bulunduğu, Adli Tıp Raporunda belirtildiği üzere davacıya yapılan müdahalenin tıp kurallarına uygun olduğu, Aile Hekimince düzenlenen 03/09/2012 tarihli reçetede önerilen ilaçlar ile konulan tanıların uyumlu olduğu ve doktorun atfı kabil bir kusurunun olmadığı, sonuç olarak davacıya yapılan tıbbi müdahale için idarenin hizmet kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı, davacının tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI: Davacı tarafından, kalp kapakçığı ameliyatı geçirdiği, kalp yetmezliği, disritmiler ve hipertansiyon hastalıklarının olduğu, kanı sulandırıcı nitelikteki coumadin isimli ilacı sürekli reçete ile kullandığı, aile hekiminin, davacının mevcut rahatsızlıklarından haberdar olmasına rağmen yanlış ilaçları reçete ettiği, kullanımı zorunlu ilaçlarını takiple yükümlü olduğu, ilacının ilaç takip sistemine göre eylül ayının başında biteceği belli olmasına rağmen bitip bitmediğini sorgulamadığı, aynı nitelikte farklı isim altında piyasada birden fazla ilaç olduğu inancıyla hekimin verdiği ilaçların kullanıldığı, bu hususlar göz ardı edilerek tanık ifadeleri üzerinden hazırlanan raporun objektif nitelikte olmadığı, uzman bir hukuk bilirkişisinden de hukuki görüş alınması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, vekalet ücretine eksik hükmedildiği, reddedilen maddi tazminat istemi için nispi vekalet ücretinin davalı idareye ödenmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI: Taraflarca, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı ve davalı idarenin temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.