Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6570 E. 2020/5273 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6570 E.  ,  2020/5273 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6570
Karar No : 2020/5273

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
VEKİLLERİ: Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı (Mülga … Kurumu)
VEKİLLERİ: …

İSTEMLERİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, davacılar tarafından esastan, davalı idare tarafından vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, çocuklarının sakat olarak dünyaya gelmesi ve bir süre sonra vefat etmesinde, hastanede yapılan takiplerin gereği gibi yapılıp değerlendirilmemesi ve doktor hatası sebebiyle idarenin kusurlu bulunduğu iddia edilerek 25.000,00’er TL maddi, 75.000,00’er manevi olmak üzere toplam 200.000,00 TL tazminatın doğum tarihi olan 15/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; olaya ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunca hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda, kişinin hastanede kadın doğum kliniğinde gebeliğinin 7. haftasında, 16-17. haftasında, 20. gebelik haftasında, 25-26. haftasında, 27. gebelik haftasında, 32. hafta, 35. ve gebeliğinin 36. haftasında muayene edildiğinin anlaşıldığı, bu tarihlerdeki takiplerinde gerekli tetkiklerinin yapılmış olduğu, doğan bebekte tespit edilen anomalilerin intrauterin gebelik takiplerinde tespit edilemeyebileceği dikkate alındığında idareye atfı kabil kusurun bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, Mahkemenin 29/12/2014 tarihli ara kararıyla, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından, davacılar tarafından, dava konusu olayda, bebeğin suyunun kalmaması sebebiyle 33. haftadan sonra gelişim gösteremediği, bu hususun hastane servisince tespit edilemediği iddia edildiğinden, davacıların bebekleri …’ta doğumdan sonra gözlemlenen sakatlıkların ve ölümün, annenin bebeği besleyen sıvısının azalmış olması durumundan kaynaklanıp kaynaklanmayacağı sorularak, bu hususa ilişkin ek rapor istenilmesi üzerine aynı İhtisas Kurulunca hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda, bebekte tespit edilen anomalilerinin genetik hastalıklara bağlı olarak oluştuğu, amniyon mayisinin (suyunun) azalmasına bağlı olmadığı yönünde görüş bildirildiği, dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgeler ile anılan raporlarda yer alan tespitler dikkate alındığında, davalı idarelere ait hastanelerde yapılan muayene, takip ve tedavilerin tıp kurallarına uygun olduğu, idarenin hizmet kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı, tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI: Davacılar tarafından, Adli Tıp Raporunun gerçeği yansıtmadığı, … muayene edilmeden rapor düzenlendiği, hastanedeki takiplerin gereği yapılıp değerlendirilmemesi ve doktor hatası sebebiyle çocuklarının sakat doğduğu, 33. haftadan sonra gelişim göstermediği, suyu kalmadığı halde normal takiplere devam edildiği, bu hususun raporda açıklanmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe girdikten sonra alınan kararda, davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin mevzuata aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI: Davacılar tarafından, kanun hükmü uyarınca vekalet ücretinin maktu olarak belirlendiği, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından, davacılardan …’un gebeliğinde rutin izlemlerinin yapıldığı, herhangi bir anormallik tespit edilmediği, bebeğin vefatında davalı idarenin hizmet kusurunun olmadığı, vefat olayının bebekteki anomaliden kaynaklandığı, gerekli tüm müdahalelere rağmen istenilmeyen sonucun önüne geçilemediği, dosya kapsamındaki Adli Tıp Raporunun da bu yönde olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı’nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya sadece Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacılar ve davalı idarenin temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.