Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6502 E. 2020/2938 K. 14.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6502 E.  ,  2020/2938 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6502
Karar No : 2020/2938

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki muayeneleri sonucunda hatalı teşhis konularak yanlış tedavi uygulandığı ve bunun neticesinde kolunun kesildiği iddia edilerek … TL maddi, … TL manevi olmak üzere toplam … TL tazminatın ödenmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… kararıyla; davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle davacının rahatsızlığına uzun bir süre teşhis konulmasında gecikildiği, davacının hatalı teşhis sonucu sağ kolunun kesilmiş olduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile de tespit edildiği gerekçesiyle … TL manevi tazminatın ödenmesine, maddi tazminat talebiyle fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının kol amputasyonu ile sonuçlanan hastalığının Sağlık Bakanlığında görevli sağlık personelinin kusurundan kaynaklanmadığı, davacıda zaten mevcut olan kötü huylu habis tümörün bir neticesi olarak bu ameliyatın yapıldığı, davacıdan alınan ilk biyopsi materyalinde de habis tümör teşhisi konulmuş olsa idi, yine davacının aynı operasyonu geçireceğinin kuvvetle muhtemel olduğu, davacı bakımından “zarar” olarak tavsif edilen neticenin, Bakanlığın personelinin kusurundan kaynaklanmadığı, manevi tazminat talebinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacının, 07/10/2008 tarihinde sağ kolundaki ağrılar nedeniyle … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavisine başlanılması üzerine kolda kist olduğu tespit edilmiş, yapılan incelemelerde kistin iyi huylu olduğu belirtilmesine rağmen … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesince yapılan tetkikler sonucunda sağ kolundaki kistin kötü huylu olduğunun belirlenmiş, kötü huylu olan kistin yayılmasını engellemek için kangren olan kol 04/08/2010 tarihinde … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesince kesilmiş ve kesilen kolda yapılan tetkikler sonucunda kistin kötü huylu olduğu tespit edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle bakılan dava açılmıştır
İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re’sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 65. maddesinin birinci fıkrasında, bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişinin, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında, asli müdahale davası ile asıl yargılamanın birlikte yürütüleceği ve karara bağlanacağı; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada, davacı tarafından, yanlış teşhis ve tedavi nedeniyle kolunun kesildiği iddiasıyla davalı idare aleyhine açılan tam yargı davasında yapılacak yargılama sonucunda idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmesi halinde davalı idarenin dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere rücu edebileceği dikkate alındığında bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Bu itibarla; yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin tespit edilerek davanın res’en ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi yolunda verilen temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.