Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6490 E. 2020/4958 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6490 E.  ,  2020/4958 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6490
Karar No : 2020/4958

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı (… Kurumu)
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idare ve davalı idare yanında müdahil tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … tarihinde Ağrı Devlet Hastanesinde yapılan ameliyat esnasında karnında sargı bezinin unutulması ve belden fazladan 2 tane eklem alınmasında idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla 20.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 70.000,00 TL tazminatın 15/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun … tarih ve … sayılı bilirkişi raporunda, … tarihinde Gülhane Askeri Tıp Akademisinde davacının lomber bölgesinden çıkarılan cerrahi spancın, 2010 yılında Ağrı Devlet Hastanesinde yapılan bel fıtığı ameliyatında unutulduğunun tespit edildiği, cerrahi operasyonlardan sonra genel olarak ameliyat bölgesini kapatmadan önce kullanılan malzemelerin sayımının öncelikle ameliyat hemşiresi tarafından yapılıp kayda alınması, ameliyat bitiminde ameliyatı yapan hekim ve ameliyat hemşiresi tarafından tutanağın imzalanması gerektiği, dolayısıyla davacının operasyon bölgesinde cerrahi spanç unutulması olayında cerrahi spanç sayımını düzgün yapmayan ameliyat hemşirelerinin uygulamasının tıp kurallarına uygun olmadığı ve ameliyat yapmaya yetkili cerrahin ise ameliyat sahasının kapatmadan önce yeterli kontrolü yapmaması nedeniyle hatalı olduğu, ortaya çıkan hizmet kusurundan dolayı davalı idarenin sorumluluğu olduğu gerekçesiyle 50.000,00 TL’lik manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, somut ve kabul edilebilir nitelikte bir bilgi ve belgeyle kanıtlanmış nitelikte bulunmayan maddi tazminat isteminin ve fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu olayda tazmin şartlarının gerçeklemediği, meydana gelen olayla idarelerinin arasında illiyet bağının bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğu, manevi tazminata başvuru tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceği, davalı yanında müdahil tarafından sargı bezinin hangi ameliyatta unutulduğunun tespit edilemeyeceği bu nedenle olayda illiyet bağının olmadığı, zaman aşımı nedeniyle davanın reddi gerektiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir nitelikte olmadığı, davada adli yargının görevli olduğu, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığının hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, … tarihinde Ağrı Devlet Hastanesinde yapılan ameliyat esnasında hizmet kusuru sonucu karnında sargı bezinin unutulduğu ve belinden fazladan 2 tane eklem alındığı iddiasıyla uğramış olduğu zararlara karşılık olarak 20.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 70.000,00 TL tazminatın 15/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re’sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada, davacı tarafından, bel fıtığı ameliyatında batında gazlı bez unutulmasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla davalı idare aleyhine açılan tam yargı davasında yapılacak yargılama sonucunda idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmesi halinde davalı idarenin dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere rücu edebileceği dikkate alındığında bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Bu itibarla; yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakla birlikte, İdare Mahkemesince dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişilerin tamamının tespit edilmeden sadece davalı idare yanında müdahil olan …’ye davanın ihbar edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu olayda kusuru olduğu tespitine yer verilen diğer sorumlulara davanın ihbar edilmediği görülmektedir.
Hal böyle iken; Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişilerin tamamının tespit edilerek davanın res’en ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idare ve davalı idare yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi