Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6474 E. 2020/4956 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6474 E.  ,  2020/4956 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6474
Karar No : 2020/4956

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİL
(DAVALI İDARE YANINDA) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idare ve davalı idare yanında müdahil tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 06/09/2011 tarihinde Hatay Kadın Doğum Hastanesinde yapılan sezaryen ameliyatında batında gazlı bez unutulmasında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile olayın failleri ile ilgili yürütülen hazırlık soruşturması kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporunun değerlendirilmesi sonucunda, davacının geçirdiği ameliyat sürecinde uygulanan sağlık hizmetinin kusurlu olduğu, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle 100.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 03/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, batında gazlı bez unutulmasının bir ameliyat komplikasyonu olduğu, dava konusu olayda ihmalin bulunmadığı, tazminat ödenmesi için gerekli şartların oluşmadığı, manevi tazminata faiz işletilemeyeceği, davalı idare yanında müdahil tarafından ise dava dilekçesine yapılan itirazlar karşılanmadan karar verildiği, hizmet kusurundan dolayı tek başına sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğu, davanın sigorta şirketine ihbar edilmesi gerektiği, bilirkişi raporunda çelişkili ifadeler bulunduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı 06/09/2011 tarihinde Hatay Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde sezaryen ile doğum yapmış, hastaneden taburcu olduktan sonra karın ağrısı şikayetlerinin devam etmesi nedeniyle Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine başvurması sonrasında 28/11/2012 tarihinde ‘sol overde kistik lezyon’ tanısı konulmuş, teşhisden emin olmak amacıyla başvurulan Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Hastanesinde sol alt kadranı dolduran mobil kitlenin tespit edilmesi üzerine 25/01/2013 tarihinde ameliyata alınmış, söz konusu ameliyat sonucunda kitlenin önceki ameliyatta kullanıldığı ve unutulduğu anlaşılan çürümüş kompres olduğunun tespit edilmesini müteakip davacı tarafından, manevi tazminat istemiyle 03/12/2013 tarihinde idareye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re’sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada, davacı tarafından, sezaryen ameliyatında batında gazlı bez unutulmasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla davalı idare aleyhine açılan tam yargı davasında yapılacak yargılama sonucunda idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmesi halinde davalı idarenin dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere rücu edebileceği dikkate alındığında bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Bu itibarla; yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakla birlikte, İdare Mahkemesince dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişilerin tamamının tespit edilmeden sadece davalı idare yanında müdahil olan …’ye davanın ihbar edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu olayda kusuru olduğu tespitine yer verilen diğer sorumlulara davanın ihbar edilmediği görülmektedir.
Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişilerin tamamının tespit edilerek davanın res’en ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ve davalı idare yanında müdahilin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulü yolunda verilen temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.