Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6469 E. 2020/4646 K. 09.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6469 E.  ,  2020/4646 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6469
Karar No : 2020/4646

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı (… Kurumu)

VEKİLLERİ :1. Hukuk Müşaviri Av. …
Hukuk Müşaviri Av. …

TEMYİZ EDEN MÜDAHİL
(DAVALI YANINDA) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …

VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idare ve müdahil tarafından aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 19/03/2013 tarihinde vefat eden 1965 doğumlu …’ın kardeşleri olan davacılar tarafından, …’ın 04/03/2013 tarihinde baş ağrısı, baş dönmesi ve uyuşma hissi oluşması nedeniyle Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğü, 8 saat kadar yapılan tedaviler sonrası aynı gün saat 18:00’de takip için polikliniğe başvurulması önerilerek taburcu edildiği, hastanın bu tarihte yatırılarak takibinin yapılmaması nedeniyle hatalı davranıldığı, hastanın hayatını kaybetmesinde idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla her davacı için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; hükme esas alınabilir nitelikte bulunan Adli Tıp Kurumu raporunda hastanın 04/03/2013 tarihinde yatırılarak takibini yapmayan nöroloji uzmanının uygulamasının tıbben uygun olmadığı cihetle kusurlu olduğu hususunun belirtildiği, bu itibarla, sağlık hizmeti sunmakla görevli davalı idarenin, hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle davacıların her biri için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayda hizmet kusurunun bulunmadığı, müdahil tarafından ise dava konusu olayda sorumluluğunun bulunmadığı, hastanın kesin ölüm nedeninin ortaya konulamadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, eksik bilirkişi incelemesine dayalı olarak hüküm kurulduğu, hükmedilen faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiği ileri sürülerek Mahkeme kararının aleyhlerine olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığının hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinde;

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinde;

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Kısmen reddedilen manevi tazminat nedeniyle davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin olarak;
31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve temyize konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” kuralı yer almaktadır.
Bakılmakta olan dava 60.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmış, temyize konu kararda, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvurma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, hükmedilen manevi tazminat tutarı üzerinden 2.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacılara ödenmesine, reddedilen manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, maktu olarak belirlenen 750,00 TL vekalet ücretinin davacılar tarafından davalı idareye ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olması nedeniyle yukarıda yer verilen Tarifenin 10. maddesinin 1. ve 2. fıkrasındaki kurallar uyarınca, idare lehine, davacılar lehine hükmedilen vekalet ücreti tutarını aşmayacak şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, Tarifenin, manevi tazminat isteminin tamamının reddi halinde hükmedilecek vekalet ücretini düzenleyen 10. maddesinin 3. fıkrası esas alınarak maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; reddedilen manevi tazminat istemi yönünden idare lehine, temyize konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi olarak belirlenen 2.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan “Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine” ibaresinin, “Reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin, reddedilen manevi tazminat yönünden idare lehine hükmedilen maktu vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin kabulüne, diğer temyiz isteminin reddine, davalı idare yanında müdahilin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, hüküm fıkrasında yer alan “Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine” ibaresinin, “Reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2020 tarihinde temyize konu Mahkeme kararının davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden oy birliğiyle, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :
Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, manevi tazminat isteminin reddedilen kısmı yönünden kabul edilen kısmı için davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmeyecek şekilde davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında olmayan, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına bu yönden katılmıyorum.