Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6439 E. 2020/4765 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6439 E.  ,  2020/4765 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6439
Karar No : 2020/4765

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : Kendi adlarına asaleten … adına velayeten … ve …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının davacılar tarafından esastan, davalı idare tarafından vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, …’in … tarihinde Akhisar Devlet Hastanesinde yaptığı doğum sırasında …’in kolunda doku ve sinir harabiyeti oluşmasında, davalı idarenin ve sağlık personelinin kusurunun bulunduğu iddiasıyla uğranılan zararların tazmini amacıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile … için 230.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi, … için 100.000,00 TL manevi, … için 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararıyla; hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan … tarih ve … sayılı bilirkişi raporunda özetle, “22/05/2010 tarihinde Akhisar Devlet Hastanesi’ne başvuran ağrılı gebenin 4.5 saat süren travay takibinin ardından normal spontan yolla 3500 gr ağırlığında bir erkek bebek doğurduğu, doğan bebeğin ertesi gün poliklinikte yapılan muayenesinde sağ brakial pleksus paralizisi tespit edildiğinin bildirildiği, gebede doğum öncesi, doğumun normal koşullar dışında gerçekleşebileceğine dair herhangi bir tıbbi bulguya rastlanmadığı, mevcut tıbbi belgelerde bebeğin fiziksel gelişiminin normal olduğu, söz konusu bulguların normal yoldan doğum yaptırılma sınırları içinde değerlendirildiği, sezaryen endikasyonunun bulunmadığı, doğum eyleminde uzama ya da aksaklık bildirilmediği, söz konusu bulgularla kişiye normal doğum yaptırılmasının doğru bir yaklaşım olduğu, bebekte saptanan brakial pleksus lezyonunun normal doğum eylemi sırasında tüm özenin gösterildiği durumlarda dahi bebeğin vaginal yoldan çıkartılması sırasındaki manevralara bağlı olarak görülebildiği, öngörülmeyen ve önlenemeyen bir komplikasyon olarak nitelendirildiği, ebelerin normal doğum yaptırma yetki ve yeterlilikleri bulunduğu, normal doğum eylemi sırasında bebekte pleksus brakiallis lezyonu oluşması yönünden ilgili hekim ve sağlık görevlilerine atfı kabil bir kusur tespit edilmediği” şeklinde görüş belirtildiği ve raporun, itirazlar yerinde görülmediğinden karara esas alınabilecek nitelikte olduğu, davacının iddiaları, idarenin savunması, Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu Raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, doğum eylemi sırasında bebekte pleksus brakiallis lezyonu oluşmasında davalı idareye yöneltilebilecek herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı, sağlık hizmetinin niteliği karşısında olayda idarenin kusursuz sorumluluğunun koşullarının bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, doğumdaki ihmal ve tıbbi hatalar nedeniyle …’in kolunda doku ve sinir harabiyeti oluştuğu, hükme esas alınan raporu oluşturan kurulda sadece bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanının bulunduğu, … veya … Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli öğretim üyelerinden oluşturulacak bir kuruldan ya da Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınması yönündeki itirazların Mahkemece değerlendirilmediği, doğumda görevli iki ebenin disiplin cezası aldığı; davalı idare tarafından ise, reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, zararın komplikasyon nedeniyle meydana geldiğinin rapor uyarınca sabit olduğu ve doğumda görevli ebelere verilen disiplin cezalarının meydana gelen zararla ilgisinin olmadığı belirtilerek davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuş; davacılar tarafından ise savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Tarafların temyiz istemlerinin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Adli Tıp Kurumundan, küçüğün doğumunda tıbbi açıdan bir kusur olup olmadığı yönünde tespit yapılmasının istenilmesi üzerine, 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 08/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “…22/05/2010 tarihinde Akhisar Devlet Hastanesi’ne başvuran ağrılı gebenin 4.5 saat süren travay takibinin ardından normal spontan yolla 3.500 gr ağırlığında bir erkek bebek doğurduğu, doğan bebeğin ertesi gün poliklinikte yapılan muayenesinde sağ brakial pleksus paralizisi tespit edildiğinin bildirildiği, gebede doğum öncesi, doğumun normal koşullar dışında gerçekleşebileceğine dair herhangi bir tıbbi bulguya rastlanmadığı, mevcut tıbbi belgelerde bebeğin fiziksel gelişiminin normal olduğu, söz konusu bulguların normal yoldan doğum yaptırılma sınırları içinde değerlendirildiği, sezaryen endikasyonunun bulunmadığı, doğum eyleminde uzama ya da aksaklık bildirilmediği, söz konusu bulgularla kişiye normal doğum yaptırılmasının doğru bir yaklaşım olduğu, bebekte saptanan brakial pleksus lezyonunun normal doğum eylemi sırasında tüm özenin gösterildiği durumlarda dahi bebeğin vaginal yoldan çıkartılması sırasındaki manevralara bağlı olarak görülebildiği, öngörülmeyen ve önlenemeyen bir komplikasyon olarak nitelendirildiği, ebelerin normal doğum yaptırma yetki ve yeterlilikleri bulunduğu, normal doğum eylemi sırasında bebekte pleksus brakiallis lezyonu oluşması yönünden ilgili hekim ve sağlık görevlilerine atfı kabil bir kusur tespit edilmediği” yönünde görüş belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, doğum esnasında yeni doğanın brakial pleksus lezyonu gelişmesine bağlı olarak kolunda kas ve doku zedelenmesi meydana geldiği; Adli Tıp raporunun incelenmesinden ise, olayda sezaryen endikasyonunun bulunmadığı ve normal doğum yaptırılmasının doğru bir yaklaşım olduğu, brakial pleksus lezyonunun öngörülemeyen bir komplikasyon olduğu, sağlık personellerine atfı kabil kusur bulunmadığı yönünde görüş belirtildiği görülmektedir.
Ayrıca, normal yolla doğum kararı alınmadan önce anne ile bütün riskler ve yararların tartışıldığına yönelik “Normal Doğum ve Sezaryen Hasta Bilgilendirme Formu”nun dosyada bulunduğu; anılan formun doğum servisine alındığı esnada … tarihinde ve saat 01:30’da davacı ve … tarafından imzalandığı, anılan formda “brakial pleksus lezyonu” dahil oluşabilecek komplikasyonların açıkça belirtildiği ve davacı tarafından normal doğumun tercih edildiği görülmektedir.
Bu durumda, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda davalı idareye kusur atfedilmediği ve anne tarafından da normal doğuma onay verildiği görüldüğünden ve davacıların tazminat istemlerinin belirtilen bu gerekçeyle reddedilmesi gerektiğinden; temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dosyanın incelenmesinden, …’in … tarihinde 2. doğumunu yapmak üzere saat 01:30 sularında Akhisar Devlet Hastanesi doğum servisine yatışının yapıldığı, aynı gün saat 06:00’da doğumun gerçekleştiği, doğumu … isimli bir ebenin yaptırdığı, hastaneye yatışın yapıldığı saatten doğumun gerçekleştiği saate kadar herhangi bir doktor kontrolünün yapılmadığı ve normal yoldan doğum yapılmasına da doğumu gerçekleştiren ebe tarafından karar verildiği, aynı gün saat 13:30’da ilk defa kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından anne …’in kontrol edildiği, saat 14:00’da da yeni doğanın pediatri uzmanı tarafından kontrol edildiği ve herhangi bir sorun görülmeyerek davacı ve çocuğunun taburcu edildiği, yeni doğanın sağ kolunda meydana gelen hareket eksikliğinin aile tarafından evde fark edilebildiği; ayrıca, doğumda kordon dolanması meydana geldiğinin doğumu gerçekleştiren ebe tarafından kendilerine söylendiğinin davacılar tarafından iddia edildiği görülmektedir.
Dosyada mevcut, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu raporunda ise, davacılar tarafından iddia edilen kordon dolanması hususu ile doğumun gerçekleştiği saate kadar gebenin doktor kontrolünden geçmemesi ve normal doğum kararının ebe tarafından verilmesi hususlarının tıbbi olarak değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Belirtilen nedenlerle, hükme esas alınamayacak nitelikte olan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş olduğu sonucuna varıldığından ve yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması suretiyle hazırlanacak olan Adli Tıp Kurumu Üst Kurulunca düzenlenecek bir bilirkişi raporu uyarınca karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla, Daire kararına katılmıyorum.