Danıştay Kararı 10. Daire 2019/640 E. 2023/537 K. 14.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/640 E.  ,  2023/537 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/640
Karar No : 2023/537

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin iptal edilmesine ilişkin Manisa Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin kendisine yönelik kısmının iptaline ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Mahkemelerinin 26/10/2017 ve 19/01/2018 tarihli ara kararları ile davalı idareden ve Manisa İl Emniyet Müdürlüğü’nden dava konusu işleme dayanak teşkil eden ve davacının FETÖ/PDY terör örgütüne üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatlı olduğunu gösteren araştırma ve tespit tutanağı ile tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenilmesine karar verildiği, davalı idare tarafından işleme dayanak somut bilgi-belge gönderilemediği, Mahkemelerinin 15/03/2018 tarihli ara kararı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan davacının hangi işveren gerçek veya tüzelkişiye bağlı olarak ve ne kadar süre ile sigortalı çalıştığına ve bu iş yerlerinin FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir olağanüstü hal kapsamında kapatılan kuruluşlardan olup olmadığına dair bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin gönderilmesinin istenilmesine karar verildiği, cevaben gönderilen belgelerin değerlendirilmesi sonucu; davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı olan KHK ile kapatılan şirkette toplam 72 gün SGK kaydının olmasının çalışma süresi de göz önüne alındığında terör örgütleriyle veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla bağlantısı olduğunu ortaya koyamadığı, bu yönde başkaca somut bir tespitin olmadığı ve davacı hakkında adli soruşturmanın bulunmadığı dikkate alındığında, mevcut durum itibariyle davacı hakkında herhangi bir olumsuz tespit olmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, dava konusu işlemin hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptandığından davacının özel güvenlik çalışma izni ve özel güvenlik kimlik kartının iptal edilmesi nedeniyle elde edemediği ücretinden aynı dönemdeki varsa sosyal güvenlik kurumuna tabi çalışmaları nedeniyle elde ettiği ücretinin düşülmesi suretiyle bulunacak gerçek zararın davalı idare tarafından tazmininin gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının dava konusu işlem nedeniyle elde edemediği ücretinden aynı dönemdeki varsa sosyal güvenlik kurumuna tabi çalışmaları nedeniyle elde ettiği ücretinin düşülmesi suretiyle bulunacak gerçek zararın dava tarihi olan 25/10/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesince; kararın tazminat istemine yönelik kısmı yönünden ücret kayıplarının hesaplanacağı dönemin başlangıcının dava konusu işlem nedeniyle davacının iş sözleşmesinin feshedildiği 07/11/2016 tarihi, en son ücret kaybı yönünden ise, bir anlamda davacının ücret kayıpları ile davalı idarenin hukuka aykırı işlemi arasındaki nedenselliğin sona erdiği iptal kararı gereği davacı adına düzenlenecek özel güvenlik çalışma izni ile özel güvenlik kimlik kartının davacıya tebliğ edildiği tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davalı idarenin istinaf başvurusunun açıklamalı olarak reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin hukuka ve 5188 sayılı Kanun’a uygun olarak tesis ediliği, İdare Mahkemesi kararının azlık oyunda belirtilen gerekçe ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile kararın yoksun kalınan parasal hakların ödenmesine yönelik kısmının bozulması, dava konusu işlemin iptaline yönelik kısmının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün 22/07/2016 tarihli ve 107175 sayılı Genel Yazısıyla; özel güvenlik şirketi, özel güvenlik eğitim kurumu ve alarm izleme merkezleri ile buralarda kurucu, yönetici, temsilci veya özel güvenlik görevlisi sıfatıyla çalışanların FETÖ/PDY terör örgütü ile aidiyeti, iltisakı veya irtibatı bulunup bulunmadığının İstihbarat, KOM ve Terörle Mücadele Şube Müdürlükleri aracılığıyla araştırılarak terör örgütüne destek verdikleri tespit edilenler hakkında, özel güvenlik görevlilerinin kimlik kartlarının iptali de dahil olmak üzere, gerekli yasal işlemlerin yapılması hususunda 81 İl Valiliğine ve Jandarma Genel Komutanlığına talimat verilmiş; İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün söz konusu talimatına istinaden yapılan yazışmalar neticesinde FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı ve irtibatlı olduğu tespit edilen davacı da dahil olmak üzere listede adı geçen özel güvenlik görevlilerine ait özel güvenlik kimlik kartları ve çalışma izinleri Manisa Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun … tarihli ve … sayılı kararı ile iptal edilmiş, anılan kararın davacıya tebliği üzerine kararın kedisine ilişkin kısmının iptaline ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları ödemekle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi kararının, İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine dair kısmının incelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine dair kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer taraftan; bakılan uyuşmazlıkta, dava konusu işlemin dayanağını oluşturan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen ve davalı idarece kullanılan davacıya ait kişisel veri niteliğindeki bilgilere, güvenlik soruşturması yapmakla görevli birimler tarafından ulaşılabileceğine ve anılan birimlerin bu kapsamdaki bilgileri alabileceğine dair kanuni düzenleme olan 4045 sayılı Kanun’a göre yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması neticesi ulaşılmış olup; 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1. maddesinin 2. fıkrasının; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinde yer alan “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak.” kuralının ve işlem tarihinden sonra 02/01/2017 tarihinde 5188 sayılı Kanun’un 10. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (h) bendinin iptalleri istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması üzerine Anayasa Mahkemesinin sırasıyla 24/07/2019 tarih ve E:2018/73, K:2019/65 sayılı; 19/02/2020 tarih ve E:2018/163, K:2020/13 sayılı ve 21/04/2022 tarih ve E:2021/42, K:2022/45 sayılı kararlarıyla anılan Kanuna göre yapılan güvenlik soruşturmaları hukuka aykırı bulunarak iptali talep edilen söz konusu yasal düzenlemeler iptal edilmiş ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu ile 4045 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının, İdare Mahkemesi kararının işlem nedeniyle yoksun kalınan maddi zararın davacıya ödenmesine ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun açıklamalı reddine dair kısmının incelenmesi:
Davacı tarafından, dava konusu işlem nedeniyle çalışamadığı sürelere ilişkin yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiş, İdare Mahkemesince davacının işlem nedeniyle elde edemediği ücretinden aynı dönemdeki varsa sosyal güvenlik kurumuna tabi çalışmaları nedeniyle elde ettiği ücretinin düşülmesi suretiyle bulunacak gerçek zararın dava tarihi olan 25/10/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiş, Bölge İdare Mahkemesince de ücret kayıplarının hesaplanacağı dönemin başlangıcının dava konusu işlem nedeniyle davacının iş sözleşmesinin feshedildiği 07/11/2016 tarihi, en son ücret kaybı yönünden ise, bir anlamda davacının ücret kayıpları ile davalı idarenin hukuka aykırı işlemi arasındaki nedenselliğin sona erdiği iptal kararı gereği davacı adına düzenlenecek özel güvenlik çalışma izni ile özel güvenlik kimlik kartının davacıya tebliğ edildiği tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği açıklamasıyla davalı idarenin istinaf başvurusu reddedilmiştir.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince işlem nedeniyle elde edemediği ücretlerinin davacıya ödenmesine, Bölge İdare Mahkemesince de ücret kayıplarının hesaplanacağı dönemin başlangıcının dava konusu işlem nedeniyle davacının iş sözleşmesinin feshedildiği 07/11/2016 tarihi, en son ücret kaybı yönünden ise, iptal kararı gereği davacı adına düzenlenecek özel güvenlik çalışma izni ile özel güvenlik kimlik kartının davacıya tebliğ edildiği tarih esas alınarak hesaplanmasına karar verilmiş ise de; davacının bir iş sözleşmesi kapsamında çalışıp çalışmadığı, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olup olmadığı ve dava konusu işlem nedeniyle sona erip ermediği, bu süre içerisinde aynı iş yerinde çalışıp çalışmadığı, çalışma izninin iptal edildiği tarihte iş sözleşmesinin sona ermesine ne kadar süre kaldığı ve davacının talep ettiği sosyal haklarının neler olduğu hususları araştırılarak, işlem nedeniyle davacının iş sözleşmesinin süresinden önce sona erip ermediği tespit edilmek ve davacının yoksun kaldığı maddi kaybının olup olmadığı açık ve net şekilde belirlenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, temyize konu kararın … İdare Mahkemesi kararının işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların davacıya ödenmesine ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun açıklamalı reddine dair kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının, İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine dair kısmının yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suretiyle ONANMASINA, işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların davacıya ödenmesine ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun açıklamalı reddine dair kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 14/02/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.