Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6396 E. 2020/4689 K. 10.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6396 E.  ,  2020/4689 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6396
Karar No : 2020/4689

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı (Mülga Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu)

VEKİLİ : Huk. Müş. Av. …

Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 14/05/2008 tarihinde geçirdiği trafik kazası sebebiyle Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan ameliyat sonrası hatalı müdaheleler sonucu sol bacağında 18 cm kısalık oluştuğu ve bu olay nedeniyle davalı idarelerin hizmet kusuru işlediğinden bahisle maddi ve manevi tazminat istemiyle davalı Sağlık Bakanlığı’na yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile 100.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL maddi tazminatın 02/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek banka reeskont faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; ilgililer hakkında başlatılan ceza soruşturması kapsamında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın istemi üzerine olaya ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulunca hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda özetle, davacının 14/05/2008 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonu götürüldüğü Bursa Şevket Yılmaz Hastanesindeki olay tarihli ve beyin cerrahisi yoğun bakımda çekilen grafilerinin incelemesinde, sol kalça dahil femur grafisi, pelvis grafisi, sol tuberositas tibiadan iskelet traksiyonu uygulamasından sonra çekilen sol femur kalça dahil 16/05/2008 tarihli grafisinde her iki taraf ischıon pubis kolu kırığı, sol femur kelebek parçalı şaft kırığının görüldüğü, sol kollum femoriste kırık hattının görülmediği, ameliyat olduğu 02/06/2008 tarihinden sonra çekilen 03/06/2008 tarihli grafide sol diz ve sol kalçayı da gösteren sol femura ait iki adet kontrol grafilerinde de, sol femur kırığının iki vidalı K.çivisi ve iki adet kablo teli olan ameliyat materyalı ile kırığın tesbitli olduğu, kırığın anatomik pozisyonda, yerinde redükte olduğu, grafi alanı içinde olan sol femur kollumte kırık hattının tesbit edilmediği, (sol femur boyun bölgesinde) 21/08/2008 tarihli grafide sol kollum femoriste kırık görüldüğü, ameliyatlı femur şaft kırığının ayrıştığı, ameliyat materyalin hafif yer değiştirdiğinin görüldüğü, bu hali ile sonradan bir travmaya maruz kalabileceğinin düşünüldüğü, sol femur kırık alanında görülen enfeksiyon ve sonra psödoartroz oluşmasının bu tür ameliyatlarda ön görülemeyen komplikasyonlardan olduğu, Op.Dr…. tarafından yapılan ameliyatın ve tedavi işlemlerinin tıp kurallarına uygun olduğu yönünde görüş bildirildiği, trafik kazası sonucu yaralanarak davalı idareye bağlı hastaneye kaldırılan davacı hakkında uygulanan tedavinin tıp kurallarına uygun olduğu anılan raporla sabit olduğundan, davacının maddi ve manevi tazminat talepleri yerinde görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, tıbbi operasyon kapsamına dahil edilmeyecek birtakım bakım, gözetim ve yan müdahalelerin hiç veya gereği gibi yapılmaması nedeniyle oluşan zararlarda idarenin sorumluluğundan söz edebilmek için ağır hizmet kusurunun aranmasına gerek olmadığı, kendisinin hastaneye kaldırıldığında bilincinin kapalı olduğu, yoğun bakımdaki tedavi sonunda durumu cerrahi ameliyata uygun duruma geldiğinde 02/06/2008 tarihinde ameliyat yapıldığı, üzerinden bir yıldan fazla süre geçtiği halde bacaktaki enfeksiyonun giderilemediği, enfeksiyon sebebiyle bacağın 18 cm kısaldığı, tedavisinin hala devam ettiği, femur şaftı ile birlikte femur boyun kırığı bulunduğu halde femur boyun kırığının gözden kaçırıldığı, bu hususun Adli Tıp Raporunda değerlendirilmediği, femur boyun kırığı ile buna bağlı enfeksiyonun 14/07/2008 tarihinde tespit edildiği, tedavinin eksik olduğu, gereği gibi yapılmadığı, tedavi gerçekleşmeden taburcu edildiği, kullanılan vida ve çivi boyutlarının kemiğe uygun olup olmadığı hakkında değerlendirme yapılmadığı, ilk ameliyatta gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, somut olayda tazmin koşullarının oluşmadığı, davalı idareye izafe edilebilecek hizmet kusuru ve herhangi bir haksız fiilin bulunmadığı, meydana gelen sonuç ile yapılan tıbbi işlemler arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığında ilgililer hakkında yürütülen soruşturma neticesinde kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının gerekli tıbbi muayene ve tetkiklerinin yapıldığı, komplikasyon olduğu tıbben sabit olan bir sebepten dolayı gerçekleşebilecek istenmeyen neticenin meydana gelmesinde idareye atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı’nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya sadece Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.