Danıştay Kararı 10. Daire 2019/6386 E. 2020/3093 K. 21.09.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/6386 E.  ,  2020/3093 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6386
Karar No : 2020/3093

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR): … (kendi adına asaleten, … ve … adına velayeten)
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların yakını …’ın 23/10/2010 tarihinde Ağrı Devlet Hastanesinde geçirmiş olduğu kalp krizi nedeniyle vefat etmesi nedeniyle davalı idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zarara karşılık, davacı eş … için 150.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, davacı çocuklar … ve …’ın her biri için 100.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 350.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davalı idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, … Adli Tıp İhtisas Kurulunun … tarih ve … sayılı bilirkişi raporunda özetle; “kardiyoloji uzmanı Dr. …’un 2 defa arandığı ve hasta hakkında bilgi verildiği ancak hastayı muayene etmek için hastaneye gelmediği belirtildiğinden, kendisine haber verilmiş olması halinde kendi uzmanlığı ile ilgili vakaya müdahale etmek için hastaneye gelerek hastayı muayene etmemesi nedeniyle icapçı kardiyoloji uzmanı Dr. …’un kusurlu olduğu; ayrıca, hastayı taburcu eden hekimin kim olduğu hususunda çelişkili ifadeler bulunmakla birlikte, kardiyoloji konsültasyonu yaptırmadan taburcu eden hekimin de kusurlu olduğu” hususlarının belirtildiği, raporun taraflara tebliğ edildiği ve hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu, maddi tazminat miktarının belirlenmesi amacıyla da 25/06/2014 tarihinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği ve yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine 01/12/2014 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda; “yapılan inceleme ve hesaplama sonucu davacıların davalıdan talep edebileceği maddi (Destekten Yoksun Kalma) tazminat miktarının gerçek zararla bağlı kalınarak eş … için 145.650,36 TL, çocuklardan … için 41.178,29 TL ve … için 26.451,53 TL olduğu” yönünde görüş belirtildiği ve yapılan itirazın anılan raporu kusurlandıracak mahiyette görülmediği, maddi zararın toplam 213.280,18 TL, manevi zararın ise davacı eş için 40.000,00 TL, davacı çocukların her biri için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL olduğu gerekçesiyle, 350.000,00 TL’lik maddi tazminat isteminin 213.280,18 TL’lik kısmının, 200.000,00 TL’lik manevi tazminat isteminin ise 100.000,00 TL’lik kısmının kabulüne, idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat ile faiz istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, personelin kusurunun bulunmadığı ve yaşanılan olay ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların yakını …’ın 22/10/2010 tarihinde saat 23.30 sularında … Tıp Merkezi’ne göğüs ağrısı, nefes almada zorluk, terleme şikayeti ile getirildiği, muayenesinde Angina Pectoris teşhisi ile çekilen 2. EKG’sinde ST depresyonu görüldüğü, Aspirin 100, Clexan 0.4 subkutan yapıldığı, damar yolu açıldığı, 500 cc izotonik, Tanı:100/60 mmHg, nb:88/dk, Mİ düşünülerek Ağrı Devlet Hastanesi’ne sevk edildiği; Ağrı Devlet Hastanesine ait tıbbi belgelerde, gece saat 00.00 sularında baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk ve diyare(2-3 gün) şikayetleri ile acil servise getirildiği, fizik muayenede genel durum orta, şuur açık, koopere, oryante olduğu, sistem muayenelerinde patolojik bulgu saptanmadığı, tansiyon 180/60 mmHg olduğu, müşahedeye alınarak 100 cc Medifleks içinde Perlinganit ve 2 ampül Lasix infüzyonu yapıldığı, 1000 cc izotonik başlandığı, daha sonra 500 cc Dextroz order edildiği, EKG’de patolojik bulgu saptanmadığı, tansiyon 120/80 mmHg nb:85/dk olunca hastanın kendi isteği ile saat 01.15’te taburcu edildiğinin kayıtlı olduğu; saat 04.00 sularında fenalaşması üzerine tekrar … Tıp Merkezi’ne başvurulduğu ve ilk müdahalenin ardından görevli doktorun gözetiminde Ağrı Devlet Hastanesine sevkinin sağlandığı; Ağrı Devlet Hastanesine ait tıbbi belgelerde, aynı gece saat 05.20 gibi kardiyopulmoner arrest olarak bilinci kapalı geldiği, gerekli olan tıbbi müdahale order edildiği, CPR ve kardiyoversiyon yapıldığı, yoğun bakıma alındığı, 06.30’da öldüğünün kayıtlı olduğu görülmektedir.
Davacılar tarafından, yakınlarının ölümünün idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla davalı Sağlık Bakanlığına yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine, zararlarının tazmini için bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re’sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin 1. fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada, davacıların yakının ölmesi nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararların hizmet kusuru sonucunda meydana geldiğine ve davalı idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmiştir.
Bu durumda, dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere davalı idare tarafından rücu edebileceği dikkate alındığında, bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup; Mahkemece, dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek olan kişi veya kişilerin tespit edilmesi suretiyle davanın res’en ilgili veya ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden, bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.