Danıştay Kararı 10. Daire 2019/634 E. 2023/667 K. 20.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/634 E.  ,  2023/667 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/634
Karar No : 2023/667

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- … 3- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yard. V. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN KONUSU : Davacılar tarafından; 15/02/2015 tarihinde yakınları …’nun, taziye ziyareti için bulunduğu Diyarbakır ili, Bismil ilçesi, … köyünde çıkan olaylarda güvenlik güçlerince yapılan müdahale esnasında biber gazına ait gaz fişeğinin başına isabet etmesi sebebiyle hayatını kaybettiğinden bahisle, olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek, uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık müteveffanın eşi … için 10.000,00 TL (miktar artırımı ile 173.055,63 TL) maddi, 150.000,00 TL manevi, çocukları … için 10.000,00 TL (miktar artırımı ile 31.866,07 TL) maddi, 100.000,00 TL manevi, … için 10.000,00 TL (miktar artırımı ile 31.866,07 TL) maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda davacılar murisinin de %50 oranında kusurlu olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacılardan … için 86.527,81 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 15.933,03 TL olmak üzere toplam 118.393,88 TL destekten yoksun kalma tazminatının davacıların her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL’lik kısmının davalı idareye başvuru tarihi olan 18/01/2016 tarihinden, davacılardan … için 76.527,81 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 5.933,03 TL olmak üzere toplam 88.393,88 TL’lik kısmının ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 10/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine, davacılardan … için 50.000,00 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; tarafların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından; olayın meydana gelmesinde murislerinin kusurunun bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından; olayın meydana gelmesinde idarelerinin sorumluluğunun bulunmadığı, manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir. Davalı idare tarafından, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Temyiz istemine konu kararın, İdare Mahkemesi kararının davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısımlarına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddine dair kısmının incelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, İdare Mahkemesi kararının davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısımlarına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddine dair kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın anılan kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu kararın, hükmedilen maddi tazminatın miktar artırımı suretiyle artırılan kısmına miktar artırımı dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 10/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi yönünden incelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun’un 5. maddesi ile de 2577 sayılı Kanun’a Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat tutarının miktar artırımı suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu; aksi bir durumun hakkaniyete aykırı olacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, temyizen incelenen Bölge İdare Mahkemesi kararında, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan “…davacıların her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL’lik kısmının davalı idareye başvuru tarihi olan 18/01/2016 tarihinden, davacılardan … için 76.527,81 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 5.933,03 TL olmak üzere toplam 88.393,88 TL’lik kısmının ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 10/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine,” ibaresinin… davacılardan … için 86.527,81 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 15.933,03 TL olmak üzere toplam 118.393,88 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak davalı idarece davacılara ödenmesine” şeklinde düzeltilmesi gerektiğinden, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan “… tarafların istinaf başvurularının reddine…” ibaresinin, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca; “… tarafların istinaf başvurularının reddine, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasın da yer alan “…davacıların her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL’lik kısmının davalı idareye başvuru tarihi olan 18/01/2016 tarihinden, davacılardan … için 76.527,81 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 5.933,03 TL olmak üzere toplam 88.393,88 TL’lik kısmının ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 10/11/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine,”… ibaresinin, davacılardan … için 86.527,81 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 15.933,03 TL olmak üzere toplam 118.393,88 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak davalı idarece davacılara ödenmesine” şeklinde düzeltilmesine … ” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin esas yönünden REDDİNE, davacıların temyiz isteminin yasal faizin başlangıç tarihi yönünden KABULÜNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 20/02/2023 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, hükmedilen maddi tazminatın faiz başlangıç tarihi yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) – KARŞI OY :
Davacılar lehine hükmedilen maddi tazminatın miktar artırımı suretiyle artırılan kısmına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihinin miktar artırımı dilekçesinin idareye tebliğ edildiği tarih olarak belirlenmesi hukuka aykırıdır. Ancak bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren, hukuka aykırılık teşkil ettiğinden; Bölge İdare Mahkemesi kararının, bu hususta yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.