Danıştay Kararı 10. Daire 2019/5867 E. 2022/6593 K. 28.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/5867 E.  ,  2022/6593 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5867
Karar No : 2022/6593

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) :
1- Kendi Adına Asaleten, …’e Velayeten …
2- …’e Velayeten …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. …

İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN_KONUSU : Davacılar tarafından, yakınları …’in 25/09/2015 tarihinde, Şırnak ili, Beytüşşebap ilçesi, … köyü, … Mezrasında bulunan evlerinin önünde meydana gelen patlama sonucu vefat etmesi sebebiyle uğranıldığı iddia edilen manevi zararlara karşılık müteveffanın annesi … için 100.000,00 TL, kardeşleri …, …, …, …, …, …, … ve …’in her biri için ayrı ayrı 32.000,00 TL ve kardeşi … için 32.335,00 TL manevi olmak üzere toplam 388,335,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; terör olayı nedeniyle meydana gelen ve sosyal risk ilkesi kapsamında bulunup 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanmayan davacıların manevi tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlıkta, idare hukukunun tazminata ilişkin ilke ve kuralları çerçevesinde sosyal risk ilkesine göre değerlendirilme yapılması gerektiği, dava konusu terör olayının meydana geliş şekli, davacıların ailevi ve sosyo ekonomik durumu dikkate alındığında, evinde ikamet ettiği sırada yaşamını yitiren yakınlarını kaybetmeleri nedeniyle kalıcı şekilde acı, elem ve ızdırap çektikleri kanaatine varıldığından, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacılardan … için 30.000,00 TL, murisin kardeşleri olan davacılar …, …, …, …, …, …, …, …ve …için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 210.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğundan taraflarca yapılan istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, hükmedilen manevi tazminat miktarının makul olmadığı, olayın öznel koşulları değerlendirilmeden karar verildiği, nispi karar harcının taraflarına yükletilmesinin yersiz olduğu ileri sürülmektedir. Davalı idare tarafından, 5233 sayılı Kanun’da manevi tazminat bulunmadığı, Mahkeme kararının gerekçeli olmadığı, manevi tazminat miktarının fahiş olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir. Davalı idare tarafından, temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Temyiz istemine konu kararın, manevi tazminatın esasına yönelik istinaf istemlerinin reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın manevi tazminatın esasına yönelik kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Temyiz istemine konu kararın, bakiye nisbi karar harcının davacılara tamamlattırılmasına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin kısmının incelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde, yargı işlemlerinden Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tâbi bulunduğu; 15. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı Tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 16. maddesinde, değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı Tarifede yazılı değerlerin esas olduğu; 21. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı Tarifede yazılı nispetler üzerinden alınması gerektiği; 28. maddesinde ise, (1) sayılı Tarifede yazılı nispi karar harcının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un, yargı harçlarının gösterildiği (1) sayılı Tarifesinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden, binde 68,31 oranında nispi karar harcı alınacağı belirtilmiştir.
Bu doğrultuda; konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç, keşif ve bilirkişi ücreti ile posta giderinin, haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, hükmedilen miktar yönünden haksız çıkmış olan davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davalı idarece ödenmesi gereken bakiye nispi karar harcının davacıya tamamlattırılması yönünde karar veren İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurularını reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan, “davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarı üzerinden nispi olarak hesaplanan 14.345,10 TL karar harcının davalı idareden (harcın tamamlanması halinde) alınarak davacılara verilmesine” şeklindeki ibarenin çıkarılmasına, “Davacıların adli yardım müessesinden yararlanmaları nedeniyle davanın açılması aşamasında alınmayan başvuru harcı, resmi posta gideri (29,20-TL+54,00-TL= 83,20-TL) ile hükmedilen tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 14.345,10 TL nispi karar harcının toplamı olan 14.428,30 TL’nin davacılardan tahsili Mardin Vergi Dairesine müzekkere yazılmasına” kısmının “Davacıların adli yardım müessesinden yararlanmaları nedeniyle davanın açılması aşamasında alınmayan başvuru harcı, resmi posta gideri (29,20-TL+54,00-TL= 83,20-TL)’nin davacılardan tahsili için Mardin Vergi Dairesine müzekkere yazılmasına, hükmedilen tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 14.345,10 TL nispi karar harcının davalı idareden tahsili için Mardin Vergi Dairesine müzekkere yazılmasına” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin REDDİNE,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28/12/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, nispi karar harcına ilişkin kısım yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :

İdare Mahkemesi kararında, nispi karar harcının davacılara tamamlattırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Ancak bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyoruz.