Danıştay Kararı 10. Daire 2019/5840 E. 2022/6596 K. 28.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/5840 E.  ,  2022/6596 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5840
Karar No : 2022/6596

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Valiliği

İSTEMİN_KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN KONUSU: Davacı tarafından, sahibi olduğu, Siirt ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, … Caddesinde bulunan “…” isimli akaryakıt istasyonunda 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde meydana gelen olaylar nedeniyle uğradığı zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Siirt Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ:
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olay sebebiyle davacının uğradığı zararların, davalı idare tarafından 47.000,00 TL ödeme yapılarak karşılandığı, davacı tarafından 03/03/2015 tarihinde imzalanan sulhname ile zararının tamamının karşılandığının, başkaca zarar ve talebinin olmadığının sulhen kabul edildiği, 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvurunun, zararın daha önce karşılanmış olduğu belirtilerek reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; bakılan davada, davacı ile idare arasında imzalanan sulhnamenin 5233 sayılı Kanun kapsamında Zarar Tespit Komisyonu kararı üzerine düzenlenmiş bir sulhname olmayıp, terör eylemleri nedeniyle zarara uğrayan kişilerin hemen tespit edilebilecek nitelikteki zararlarının derhal ödenmesi suretiyle hayatın normale dönmesini hızlandırmak, ivedi ihtiyaçları karşılamak ve terör nedeniyle mağdur olanların zaman içinde zararlarının artmasını önlemek amacıyla Başbakanlık bütçesinden valilik ve kaymakamlıklara aktarılan ödenek çerçevesinde, hasar tespit komisyonları aracılığıyla yapılan tespit ve ödemelere yönelik olarak düzenlenmiş bir sulhname olduğu, dolayısıyla yapılan ödemelerin 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılmış bir ödeme olmaması nedeniyle, anılan ödemeler kapsamında kişilerle imzalanan sulhnamenin de 5233 sayılı Kanun kapsamında dava açma yolunu kapatan bir işlem olmadığı gibi olay nedeniyle kişilerin başkaca alacakları kalmadığı anlamını içermeyeceği, yapılan ödemenin ancak 5233 sayılı Kanun kapsamında indirim sebebi olabileceği, bu nedenle İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde görülmemekle birlikte olayın niteliği gereği terör olayı olduğunun olay tarihi itibarıyla davacı tarafından bilindiği, yine hasar tespit komisyonu tarafından olay tarihinden 4 gün sonra mahallinde keşif yapılarak zarar tespitinin yapıldığı, bu tespit kapsamında hesaplanan zararın ödenmesine hasar tespit komisyonu tarafından karar verilmesi üzerine 03/03/2015 tarihinde davacı ile sulhname imzalandığı, davacının anılan sulhnamenin imzalanması için Siirt il merkezine geldiği, davacının zararın meydana geldiğini en geç hasar tespit komisyonu keşif tarihi itibarıyla öğrendiği de kabul edilmek suretiyle, 11/10/2014 tarihinden itibaren 60 gün içinde ve en son 10/12/2014 tarihine kadar davalı idareye veya Kanun’un 6. maddesinde sayılan yerlere başvurularak 5233 sayılı Kanun kapsamında oluşan zararın giderilmesinin istenilmesi gerekmekte iken, bu tarihten çok sonra 01/09/2015 tarihli dilekçe ile yapılan başvurunun davalı idarece reddine ilişkin dava konusu işlemde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabetsizlik görülmediği belirtilerek davacının istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, imzalanan sulhnamenin 5233 sayılı Kanun kapsamında bir sulhname olmadığı, 01/09/2015 tarihinden önce de başvurusunun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 28/12/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.