Danıştay Kararı 10. Daire 2019/5544 E. 2022/6570 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/5544 E.  ,  2022/6570 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5544
Karar No : 2022/6570

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) :
1- …
2- …
3- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN
(DAVALI YANINDA MÜDAHİLLER) : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. …

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca ve davalı idare yanında müdahiller … ve … tarafından aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN KONUSU : Davacılar tarafından, merdivenden düşme üzerine Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi acil servisine ambulans ile getirilen yakınları …’in gerekli tıbbi müdahale yapılmadan hastaneden gönderilmesi nedeniyle hayatını kaybettiği iddiasıyla, davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığını ileri sürdükleri zararlarına karşılık toplam 300.000,00 TL maddi ve 550.000,00 TL manevi tazminatın olay tarih olan 17/01/2014 tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacıların, davalı idarenin ve davalı idare yanında müdahillerin istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, maddi tazminata yönelik bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacak nitelikte ve aleyhlerine olacak şekilde hesap hataları içerdiği, müterafik kusurdan bahisle tazminat tutarından %50 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu; davalı idare ve davalı idare yanında müdahiller … ile … tarafından, Adli Tıp Kurumunun raporları uyarınca hizmet kusuru bulunmadığından maddi ve manevi tazminat ödenmesi koşullarının oluşmadığı ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, davalı idare ve davalı idare yanında müdahiller Ayşe Yolver ile Kenan Budak’ın temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuş; davalı idare ve davalı idare yanında müdahiller tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
A) Temyiz İstemine Konu Kararın, Davanın Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

B) Temyiz İstemine Konu Kararın, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Hükmedilen Vekalet Ücretine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 3. fıkrasında, “Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.” hükmü; “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir…” hükmü; “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında, “Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; … b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” hükümleri yer almaktadır.
02/01/2017 tarih ve 29936 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlıklı 13. maddesinde; “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 inci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” düzenlemesi,
Aynı Tarifenin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde ise “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Dava, davacılar tarafından, davalı idarenin hizmet kusuru nedeniyle yakınlarının hayatını kaybettiği iddiasıyla uğradıklarını ileri sürdükleri zararlarına karşılık toplam 300.000,00 TL maddi ve 550.000,00 TL manevi tazminatın olay tarih olan 17/01/2014 tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile kabul edilen maddi tazminat için belirlenen 8.882,55 TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacılara verilmesine, reddedilen maddi tazminat için belirlenen 19.295,88 TL vekalet ücretinin davacılar tarafından davalı idareye verilmesine; kabul edilen manevi tazminat için belirlenen 10.750,00 TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacılara verilmesine, reddedilen manevi tazminat için belirlenen 10.750,00 TL vekalet ücretinin davacılar tarafından davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda davanın tümden ret veya kısmen kabul kısmen retle sonuçlandığı durumlarda kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda karar tarihinde yürürlükte olan Tarifenin 10. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminata ilişkin vekalet ücretinin Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca; İdare Mahkemesince, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen kararda, reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden daha fazla bir meblağa vekâlet ücreti olarak hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, maddi tazminat istemi yönünden davanın kabul edilen kısmının reddedilen kısmından tutar olarak daha az olması nedeniyle; davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin, davacılar lehine hükmedilen vekalet ücreti kadar olması gerekmektedir.
Bu itibarla; davalı idare lehine, Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 8.882,55 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan “…istinaf başvurularının reddine…” ibaresinin “…istinaf başvurularının reddine, 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan ‘19.295,88 TL’ ibaresinin ‘8.882,55 TL’ şeklinde düzeltilmesine…” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin vekalet ücreti yönünden KABULÜNE; davacıların, davalı idarenin ve davalı idare yanında müdahillerin temyiz istemlerinin esas yönünden REDDİNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına karşı taraflar ve davalı idare yanında müdahillerce yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilerek ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 27/12/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) – KARŞI OY :
Kısmen reddedilen maddi tazminat miktarına ilişkin olarak, davalı idare lehine hükmedilecek nispi vekalet ücretinin davacılar lehine hükmedilecek vekalet ücretini geçmemesi gerekirken davalı idare lehine davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretini geçecek şekilde nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren, “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının, bu hususta yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyoruz.