Danıştay Kararı 10. Daire 2019/5424 E. 2019/3418 K. 30.04.2019 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/5424 E.  ,  2019/3418 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE

Esas No : 2019/5424
Karar No : 2019/3418

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACI) :
VEKİLİ :

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … adresinde “…Polikliniği” adı altında özel sağlık kuruluşu işleten davacı tarafından, sağlık kuruluşunun; tüm ortakları hekim olan veya hekim olmak kaydı ile tek ortaklı bir tüzel kişiliğe devri istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin İl Sağlık Müdürlüğü’nün 17/11/2017 tarih ve E.5597 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararıyla; uyuşmazlığın çözümünün dava konusu işlemin gerekçesini oluşturan “Bu hak işletenlerin değişmesi ile sona erer. Şahıs şirketlerinde herhangi bir ortağın değişmesi, sermaye şirketlerinde ise mevcut ortaklara yapılan devirler hariç olmak üzere hisse devri, bu fıkra kapsamında işleten değişikliği kabul edilir.” ibaresinden ne anlaşılması gerektiğine bağlı olduğu; anılan mevzuat hükmünün incelenmesinden; 01/02/2010 tarihine kadar başvuruda bulunmak suretiyle güzellik merkezlerinin polikliniğe dönüşme haklarının bulunduğu, başvuruda bulunmak sureti ile bu hakkın kullanılabileceği, belirtilen tarihe kadar henüz başvuruda bulunmadan işleten değişikliği yapılması durumunda anılan hakkın sona ereceği, polikliniğe dönüşme hakkının elde edilmesinden sonra ise hisse devri yolu ile işleten değişikliği yapılabileceği, başka bir deyişle hak kaybının; 01/02/2010 tarihine kadar polikliniğe dönüşmek için henüz başvurmadan işleten değişikliği yapılması durumunda ortaya çıkacağı, polikliniğe dönüşüldükten ve bu şekilde bahsi geçen hak kullanıldıktan sonra hak kaybından bahsedilemeyeceği; bakılan davada, davacıya ait sağlık kuruluşunun Yönetmelik maddesinde bahsi geçen hakkı kullanarak polikliniğe dönüştüğü, bu anlamda artık hisse devri yaparak işleten değişikliğine gitmesinde söz konusu Yönetmeliğin geçici 4. maddesi yönünden bir sakınca bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve … sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, davalının temyiz isteminin istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 1. fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; 6. fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değiştirilen “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
j) 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun uygulanmasından ve 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan davalar.
k) 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
l) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un “Temyiz dilekçesi” başlıklı 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kesin bir karar hakkında olması hâlinde, kararı veren merciin temyiz isteminin reddine karar vereceği; ilgili merciin bu kararına karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; aynı maddenin 7. fıkrasında ise, temyizin kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşılması durumunda, altıncı fıkrada sözü edilen kararın dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesince kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu işlemin, “… Polikliniği” adı altında özel sağlık kuruluşu işleten davacının, polikliniğini tüm ortakları hekim olan veya hekim olmak kaydı ile tek ortaklı bir tüzel kişiliğe devri istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bölge idare mahkemelerinin hangi davalar hakkında verdikleri kararların temyiz edilebileceği 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidi olarak sayılmış olup, davacının polikliniğinin bir tüzel kişiliğe devrine dair isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın bu kapsamda değerlendirilemeyeceği; Bölge İdare Mahkemesi’nce istinaf başvurusu üzerine verilen kararın kesin olduğu açıktır.
Bu itibarla, istinaf incelemesi üzerine kesin olarak verilen kararlar aleyhine temyiz isteminde bulunulması hukuken mümkün olmadığından, … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve … sayılı kararına yönelik temyiz isteminin incelenemeyeceği anlaşılmaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin incelenmeksizin reddine,
2. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
3. Kararın bir örneğinin taraflara ve … Bölge İdare Mahkemesi 6. İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesin olarak 30/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.