Danıştay Kararı 10. Daire 2019/5384 E. 2020/5107 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/5384 E.  ,  2020/5107 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5384
Karar No : 2020/5107

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalında profesör unvanıyla öğretim üyesi olarak görev yaptığından bahisle adına muayenehanesine uygunluk belgesi düzenlenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; kamuda görev yapan hekimlerin aynı zamanda özel muayenehade çalışmalarına sınırlama getiren düzenlemelerin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği; ancak bu durumun, sınırlama getiren yasaların yürürlüğe girdiği tarihte muayenehanesi bulunan hekimler açısından hukuk güvenliği prensibine uygun olarak, muayenehane faaliyetlerinin devamına olanak sağladığı; yasal düzenleme yapılmadan kamuda çalışan tüm hekimlere bu yolun açılmadığı; davacının 2011 yılında muyenehanesinin olduğundan bahisle 2016 yılında muayenehanesine uygunluk belgesi verilmesi talebinde bulunduğu, 2011 yılındaki muayenehanesi ruhsatsız olduğu için süresiz faaliyet durdurma ve idari para cezası onayı alındığı, dolayısıyla ruhsatsız muayenehaneye dayanılarak bir kazanılmış hak ileri sürülemeyeceği; buna göre muayenehane uygunluk belgesi verilmesine ilişkin yapılan başvururunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacının 2011 yılı itibarıyla mesleğini fiilen serbest olarak da yürüttüğü, bu doğrultuda 2547 sayılı Kanun’da ve Genelgede belirtilen 18/01/2014 tarihi itibarıyla mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta olanlar statüsüne girdiği, hukuk güvenliği ilkesi gereği adına muayenehane uygunluk belgesi düzenlenmesi gerekirken talebinin reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararın kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, üniversitede görevli öğretim üyelerinin bu görevlerinin yanı sıra mesai saatleri dışında serbest meslek icrasında bulunabilmelerine imkan veren bir yasal düzenleme bulunmadığı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ancak sınırlama getiren yasanın yürürlüğe girdiği tarihte muayenehanesi bulunan hekimlerin muayenehane faaliyetlerinin devamına olanak sağladığı, yasal düzenleme yapılmadan kamuda çalışan tüm hekimlere bu yolun açılmadığı, davacının muayenehanesinin ruhsatsız olduğu, ruhsatsız muayenehane sebebiyle hukuki güvenliğinin ihlal edilmesinin söz konusu olamayacağı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Anayasa Mahkemesinin dava konusu işlemin de dayanağı olan 07/11/2014 tarih ve E:2014/61, K:2014/166 sayılı kararında; 2547 sayılı Kanun’un 36. maddesinde yer verilen ve öğretim elemanlarının tam zamanlı çalışmasını düzenleyen kurallar Anayasaya uygun bulunduktan sonra bu kuralların öngördüğü sisteme geçişi düzenleyen geçici 64. madde iptal edilmiştir. Söz konusu madde, geçici bir madde olup gelecekte ortaya çıkacak hukuki durumları değil, madde metninde ifade edilen “bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki” durumları ve bunlara bağlanan hukuki sonuçları düzenlediğine göre değerlendirme de geçici maddenin kapsamı ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yapılmalıdır.
2547 sayılı Kanun’un Anayasa Mahkemesince iptal edilen geçici 64. maddesi, yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla muayenehanesi bulunan veya özel sağlık kuruluşlarında çalışan öğretim üyelerine ilişkin olduğundan, 6514 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 18/01/2014 tarihi itibarıyla meri mevzuata/usulüne uygun olarak muayenehane işletmekte olan öğretim üyeleri, geçici 64. maddenin Anayasa Mahkemesince yürürlüğünün durdurulması ve akabinde iptali üzerine bu faaliyetlerine devam edebileceklerdir.
Ancak, anılan maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla muayenehanesi bulunmayan ya da özel bir sağlık kuruluşunda çalışmayan öğretim üyesi tabipler, geçici 64. maddenin kapsamında olmadıklarından, bu alanda yapılan yeni düzenlemelere yani 6514 sayılı Kanunla değişik 2547 sayılı Kanun’un 36. maddesi hükmüne tabi olacaklardır. Buna göre de, bunların 6514 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 18/01/2014 tarihten sonra serbest meslek icralarına hukuki olanak bulunmamaktadır.
Bunun yanı sıra, üniversite öğretim üyelerinin muayenehane açmak sûretiyle serbest meslek icra etmesi için 2547 sayılı Kanun’un aradığı şartların yerine getirilmesi gerekli olmakla birlikle, yeterli değildir. Çünkü, 1219 sayılı Kanun gereği muayenehane açmak suretiyle sanatını icra etmek isteyen her tabip, il sağlık müdürülüklerine bildirimde bulunmak suretiyle kayıt yaptırmaya, bu Kanun’un uygulamasını gösteren Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin getirdiği kurallar gereği istenilen belgeler ile il sağlık müdürlüklerine başvurmaya ve nihayet anılan Yönetmelikte 03/08/2010 tarihinde yapılan değişiklikten itibaren de muayenehane uygunluk belgesi almaya mecburdur.
Dolayısıyla, üniversite öğretim üyelerinin muayenehane açmak suretiyle serbest meslek icra edebilmeleri kapsamında Anayasa Mahkemesi kararında yer verilen haklı beklentinin varlığından söz edilebilmesi için geçici 64. maddenin yürürlüğe girdiği 18/01/2014 tarihi itibarıyla yürütülen serbest meslek faaliyetlerinin mer’i mevzuata/usulüne uygun olarak yürütülmesi gerekir. Mevzuatta aranan koşulları sağlamaksızın serbest meslek icra eden öğretim üyelerinin, mevzuata uygun olmayan bu faaliyetlerine devam edecekleri yönündeki beklentilerinin hukuki bir temeli bulunmadığından haklı beklenti kavramı içinde değerlendirilememesi gerekir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan belgeler (vergi kaydı, çalıştığı üniversiteden ek ödeme almadığına dair yazı) davacının fiilen bir muayenehane işlettiğini göstermekle birlikte, usulüne uygun olarak açılmış bir muayenehanenin varlığını ortaya koymamaktadır. Davacı işletmekte olduğu muayenehaneye yönelik olarak 18/01/2014 tarihi itibariyle mevzuatına uygun olarak alınmış bir muayenehane uygunluk belgesi ibraz etmemektedir.
Bu durumda; tıp fakültesinde öğretim üyesi olan ve 6514 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 18/01/2014 tarihi itibarıyla usulüne uygun olarak açılmış bir muayenehanesi de bulunmayan davacının, 2547 sayılı Kanun’un -6514 sayılı Kanunla değişik- 36. maddesi gereği muayenehane işletmesi hukuken mümkün bulunmadığından adına muayenehane uygunluk belgesi düzenlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararı kaldırılarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, tetkik hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
18/01/2014 tarih ve 28886 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6514 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreçte serbest meslek icra etme hakkı olan öğretim üyelerinden, serbest meslek icra etmekte olanlar ile serbest meslek icra etmeyenler mesai saatleri sonrası serbest olarak çalışabilmeleri bakımından hukuksal olarak eşit statüdedirler. Bu nedenle, anılan süreçte serbest meslek icra eden öğretim üyeleri gibi serbest meslek icra etmeyen öğretim üyelerinin de, Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtildiği şekilde “önceki sistemin uygulanacağı ve mesai sonrası serbest olarak çalışabilme statülerinin devam edeceği yönünde” haklı bir beklentileri bulunduğunun ve haklı beklentileri korunarak 6514 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra da serbest meslek icra edebileceklerinin hukuk devleti ilkesinin bir uzantısı olan hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkeleri gereği kabulü gerekir.
Buna göre, 6514 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreçte öğretim üyesi kadrosunda yükseköğretim kurumunda görev yaptığı ve bu süreçte muayenehane açma hakkı olduğu dosya içeriğinden anlaşılan davacının, hukuki güvenlik, hukuki belirlilik ve eşitlik ilkeleri gereği 6514 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra da serbest meslek icrasında bulunabileceği sonucuna varıldığından, davacının başvurusunun muayenehane uygunluk şartları bakımından değerlendirilmesi gerekirken isteminin reddi yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin …İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suretiyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 19/11/2020 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.