Danıştay Kararı 10. Daire 2019/48 E. 2023/229 K. 06.02.2023 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/48 E.  ,  2023/229 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/48
Karar No : 2023/229

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının davalı idare tarafından kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVANIN_KONUSU : Davacı …’ın 15/07/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi esnasında Boğaziçi Köprüsünde açılan ateş sonucu ömür boyu başkasının bakım ve yardımına muhtaç olacak şekilde yaralandığından bahisle iş gücü kaybı ve bakıcı giderleri karşılığı olarak şimdilik davacı … için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi, eşi … için ise 30.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 131.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olayda, davacının 2330 sayılı Kanun uyarınca nakdi tazminat ödemesi yapılacak kişilerden olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, 2330 sayılı Kanun uyarınca ödenecek nakdi tazminatın ve bağlanacak emekli aylığının uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olduğu ve yargı mercilerince hükmedilecek tazminatın hesabında bu hususun gözönünde tutulacağının öngörüldüğü, davacının darbe teşebbüsünde yaralanması nedeniyle maluliyet oranı ve emekli ikramiyesi almaya hak kazanamamış kişilerden olduğu dikkate alınarak 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında belirlenen kriterlere uygun olarak hesaplanan tazminatın davacıya ödendiği ve davacıların zararının karşılanmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare … İdare Dava Dairesince; davacılardan … için maddi tazminat istemine yönelik davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasında kaldırma nedenleri bulunmadığından bu kısım yönünden davacı başvurusunun reddine, manevi tazminat istemleri yönünden ise, davacı … ‘ın, terör eylemi sonucunda yaralanması ve başkasının bakımına ihtiyaç duyması, bu olay nedeniyle derin acı ve ızdırap çekeceği, diğer davacı …’ın da eşinin bu durumuna, yardıma muhtaç haline üzüleceği, acı çekeceği göz önünde bulundurulduğunda, idarenin kusurlu ve kusursuz sorumluluk halinin bulunup bulunmadığı dikkate alınmaksızın meydana gelen manevi zararın, sosyal risk ilkesine göre tazmini gerektiği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacılar başvurularının kabulüne, istinafa konu kararın bu kısmının kaldırılmasına, manevi tazminat isteminin kabulüne, davacı … için 100.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 130,000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 14/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacıların maddi ve manevi zararları karşılandığından manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının temyize konu kısmının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu; 5. maddesinde, Devletin temel amaç ve görevlerinin, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak olduğu; 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin son fıkrasında, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan (maddi ve manevi) zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un “Vazife malulü aylığı bağlanması ve diğer haklar” başlıklı 7. maddesinde, “(1) 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle hayatını kaybeden veya malul olan sivillere 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında bağlanacak aylıklarının hesabında aynı fıkranın (h) bendi hükümleri esas alınır ve kendileri ile hak sahipleri, söz konusu (h) bendi kapsamında bulunanlara ilgili mevzuatında sağlanan diğer haklardan aynı şekilde yararlandırılır. Ancak, dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarı, malulün ya da ölenin kendisine bağlanacak aylıktan az olamaz. Ayrıca, bunlar hakkında 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun nakdi tazminat hükümleri uygulanır. Bunların aylık başlangıç tarihine kadar olan genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı sebebiyle tahakkuk eden prim ve prime ilişkin her türlü borçları Sosyal Güvenlik Kurumunca terkin edilir. (2) Birinci fıkra kapsamına giren ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında emeklilik ikramiyesine müstahak olanların emeklilik ikramiyeleri, en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) 115 katından az olmamak üzere, 3713 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükümleri esas alınarak ödenir. Birinci fıkra kapsamına girmekle birlikte emeklilik ikramiyesine müstahak olmayan sivillerden yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak ve başkasının yardım ve desteğine muhtaç olacak derecede malul olanların kendileri ile ölenlerin kanuni mirasçılarına en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) 170 katı, diğer malullere ise en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) 115 katı tutarında ek tazminat, nakdi tazminata ilişkin esas ve usuller çerçevesinde ilgili kurumlar tarafından ödenir. (3) Birinci fıkra kapsamına giren eylemler sebebiyle hayatını kaybeden, malul olan veya yaralanan kamu görevlileri ve siviller ile bunların hak sahipleri veya kanuni mirasçılarına, bu madde veya ilgili mevzuatı uyarınca ödenen gelir, aylık, emekli ikramiyesi, nakdi tazminat ve ek tazminatlar haczedilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 37. maddesinin 1. fıkrasında, “15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.”; 2. fıkrasında, “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır.” kuralı bulunmaktadır.
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Gazilik Unvanı Verilenler” başlıklı 14. maddesinde, “15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle malul olan kamu görevlileri ve siviller ile bu eylemlerin devamı niteliğindeki eylemlerin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan kamu görevlileri ve sivillere, yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik unvanı verilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu olayın ve yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 15/07/2016 tarihinde Fethullahçı terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi karşısında ülkesini savunmak amacıyla Boğaziçi Köprüsünde (İstanbul 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde) açılan ateş sonucunda yaralanan davacının ve eşinin uğradığı zararların, tıpkı kamu görevlisinin uğradığı zararların giderilmesinde olduğu gibi kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmin edilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davacıların manevi tazminat istemlerinin kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince tazmini gerekmekte iken sosyal risk ilkesine göre tazmini gerektiği gerekçesiyle manevi tazminat istemlerinin kabulü yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu manevi tazminat istemlerinin kabulüne ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 06/02/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.