Danıştay Kararı 10. Daire 2019/4693 E. 2020/3676 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/4693 E.  ,  2020/3676 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4693
Karar No : 2020/3676

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Konserve Şekerleme Gıda San.
Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, sosyal güvenlik denetmen yardımcısı tarafından yapılan denetim sonucu hazırlanan 17/01/2014 tarih ve 2014/IS/013 sayılı rapor uyarınca, 8 işçinin işe giriş bildirgesi ile 4 işçinin işten ayrılış bildirgesinin ve 2014/01-02. aylarına ait aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kuruma verilmediğinden bahisle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 102. maddesi uyarınca … TL idari para cezası ile tecziyesine ilişkin … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü …Sosyal Güvenlik Merkezinin 29/05/2014 tarih ve 1343705 sayılı işlemine karşı yapılan itirazın reddine dair 31/07/2014 tarih ve 45 karar nolu idari para cezası itiraz komisyonu kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, davacının işyerine ait kayıt ve belgelerin sosyal güvenlik denetmenliğince incelemeye tabi tutulduğu, yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 17/01/2014 tarih ve 4758 sayılı raporda …, …, …, …, …, …, … adına işe giriş bildirgelerinin talep edilmesi, verilmemesi halinde re’sen düzenlenerek 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin 1/a bendinin 2 no’lu alt bendi uyarınca işlem tesis edilmesi, (herbir sigortalı için asgari ücretin iki katı tutarı) …, …, …, …, …, …, … adına aylık prim hizmet belgelerinin verilip verilmediğinin kontrol edilmesi, verilmedi ise 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin 1/c bendinin 4 no’lu alt bendi uyarınca işlem yapılması (belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası) kimliği tespit edilemeyen bir kişi hakkında işe giriş bildiriminin yasal süresinde yapılmaması nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin 1/a bendinin 2 no’lu alt bendi uyarınca işlem yapılmasının talep edildiği, davalı idare tarafından da denetim raporuna istinaden işlem tesis edildiği iddia edilmiş ise de; hesaplanan para cezasının dava konusu tespitlere ilişkin ceza maddeleri üzerinden hesaplanmadığı, tesis edilen dava konusu para cezasının da somut bilgi ve belgelere dayanmadığı, ayrıca yine dava konusu işlemle uygulanan sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirimin süresinde Kuruma verilmediği gerekçesiyle kesilen cezanın da; sigortasız çalıştırıldığı iddia edilen bir işçinin işten ayrılışı için resmi bildirim yapılmasının zaten söz konusu olamayacağından (5510 sayılı Yasanın 102. maddesinin (j) fıkrasında yer alan 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin uygulanması ancak resmi olarak Kuruma bildirilen, sigortalı çalışan işçinin işten ayrılması halinde çıkış bildiriminin yapılmaması koşuluyla mümkün olduğundan) kimliği tespit edilemeyen ve sigortalılığı Kuruma bildirilmeyenlerin işten çıkış bildirgesinin Kuruma verilmediğinden bahisle para cezası uygulanamayacağı da açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, karar ve vekalet harcının davalı idareden alınarak davacıya verilmesinin kanuna aykırı olduğu, sigortasız çalışan işçinin işten ayrılışı için resmi bildirim yapılamayacağı gerekçesinin yerinde olmadığı, idari para cezasının ilgili maddede belirtilen ceza oranından fazla hesaplanması söz konusu ise işlemin iptali yerine hesaplamanın yapılarak kısmen kabul kısmen ret kararı verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 07/03/2019 tarih ve 2019/24 sayılı kararıyla Danıştay Onbeşinci Dairesinin kapatılması üzerine Danıştay Onuncu Dairesine gönderilen dava dosyasında, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait iş yerinde kayıtdışı çalışan kişilerin olduğu yolundaki ihbar üzerine Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcısı tarafından yapılan denetim sonucu hazırlanan 17/01/2014 tarih ve 2014/IS/013 sayılı durum tespit raporuyla, 8 işçinin işe giriş bildirgesi ile 4 işçinin işten ayrılış bildirgesinin ve 2014/01-02. aylarına ait ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin süresi içinde Kuruma verilmediğinin tespit edildiğinden bahisle davacının … TL idari para cezası ile cezalandırıldığı, bu işleme yapılan itirazın reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 8. maddesinde; “İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür.” hükmü, 9. maddesinin 3. fıkrasında; “birinci fıkranın (a), (c) ve (d) bentlerine göre sigortalılığı sona erenlerin durumları işverenleri tarafından, (b) bendinde belirtilen şekillerde sona erenlerin durumlarının ise kendileri ve sözü edilen bentte belirtilen faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından, en geç on gün içinde Kuruma bildirilir.” hükmü, işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 86. maddesinde; “İşveren bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tabi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalıların; a) Ad ve soyadlarını, T.C. kimlik numaralarını, b) 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını, c) Prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındakiler için en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar, diğer sigortalılar için ise ait olduğu ayı takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.” hükmü, 102. maddesinin 1. fıkrasının “a/2” bendinde; “8 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen bildirgenin verilmediğinin, mahkeme kararından veya Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden ya da diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü, “a/3” bendinde; “işyeri esas alınmak suretiyle bildirgenin verilmediğine ilişkin; mahkemenin karar tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının tespit tarihinden, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim elemanlarının rapor tarihinden, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerin Kuruma intikal tarihinden itibaren bir yıl içinde bu bendin (2) numaralı alt bendinde sayılan durumlardan biriyle tekrar bildirge verilmediğinin anlaşılması halinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında bu defa her bir sigortalı için asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü, “c” bendinde; “86 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için;…. 4) Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü, “j” bendinde ise; “9’uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalılığı sona erenlere ilişkin bildirim ile 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama veya sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, bir takvim ayında işlenen bu fiillerden dolayı tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücretin onda biri tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanun’un 59. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür.”, hükmüne 7. fıkrasında da; “Kamu idarelerinin denetim elemanları, kendi mevzuatı gereğince işyerlerinde yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler sırasında, çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını da tespit ederek, sigortasız çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır. Bu kurumlar ayrıca kendi mevzuatları gereğince yaptıkları inceleme ve tespitler sırasında bu Kanuna göre sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının eksik bildirmesi sonucunu doğuran tespitlerini de en geç bir ay içinde Kuruma bildirirler. Kurum, bu bildirimleri esas almak üzere gerekli yasal işlemi yapar. İlgililerin itiraz hakları saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mahkeme kararının, dava konusu işlemin işe giriş bildirgeleri ile aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresinde verilmediği gerekçesiyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmı yönünden yapılan inceleme:
5510 sayılı Kanun uyarınca ceza verilebilmesi için öncelikle cezaya esas alınan fiil ve olayların somut, kesin ve hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde davalı idarece tespiti gerekli ve zorunludur. Bu tespitler kimi zaman çalışanların şikayet ve itirazlarına, kimi zaman işverene ait kayıt ve defterlere, bazı zamanlarda ise diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerine bakılarak yapılabilecek ve aksi sabit oluncaya kadar bu tespitlere itibar edilecektir.
5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin 1. fıkrasının a/3 bendi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanarak ceza verilebilmesi, idari para cezasına konu fiilin işlenmesi üzerine ilk fiil karşılığında ilgiliye idari para cezası işlemi tesis edilmesinden sonra aynı fiilin bir yıl içinde tekrar işlenerek yeni bir işlem tesis edilmesi halinde mümkündür.
Uyuşmazlıkta, iş yerinde 08/01/2014 tarihinde yapılan fiili denetim esnasında çalıştığı tespit edilen ve işe giriş tarihleri ayrı ayrı yazılarak hem çalışanlar hem de işveren vekili tarafından imzalanan durum tespit raporuyla 7 işçiye ait sigortalı işe giriş bildirgelerinin verilmediği hususu sabit olmakla birlikte, iş yerinden ayrılarak kimliği tespit edilemeyen 1 işçinin iş yerinde çalıştığına dair hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi, belge ya da ifade bulunmamaktadır.
Bu durumda; tekerrür hükümleri uygulanarak ceza verilmesinin gerekçesinin davalı idare tarafından ortaya konulamaması nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmadığı, kimliği tespit edilemeyen 1 işçinin iş yerinde çalıştığına dair herhangi bir somut tespitin olmadığı görüldüğünden dava konusu işlemin işe giriş bildirgeleri nedeniyle verilen para cezasına ilişkin kısmının yukarıda aktarılan gerekçe ile iptali gerekirken, farklı bir gerekçeyle iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu işlemin 2014/01 ve 02. aylarına ait aylık prim ve hizmet belgesinin yasal süresi içerisinde Kuruma verilmediğine ilişkin kısmı yönünden, işe giriş bildirgeleri için uygulanan cezanın tutar yönüyle iptal edilmiş olması ve idari para cezasının asgari ücretin 3 katı tutarında hesaplanmasının dayanağının bulunmaması nedeniyle tesis edilen idari para cezası işleminde hukuka uyarlık, bu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının, dava konusu işlemin işten ayrılış bildirgelerinin yasal süresinde verilmediği gerekçesiyle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmı yönünden yapılan inceleme:
Uyuşmazlıkta, davacının iş yerinde çalıştığı tutanakla tespit edilen 3 işçinin ve kimliği tespit edilemeyen 1 işçinin işten ayrılış bildirgelerinin süresinde verilmediği gerekçesiyle idari para cezası işlemi tesis edilmiştir.
Olayda, kimliği belirlenemeyen kişi hakkında idari para cezası uygulanamayacağı gibi iş yerinde çalıştığı tutanakla tespit edilen 3 işçinin işlem tarihinde işten ayrıldığına dair hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi, belge ya da ifade bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacı hakkında fiilin, somut bilgi ve belge ile tereddüte yer vermeyecek şekilde ispatlanarak sübuta erdirilmesi üzerine ceza yaptırımı uygulanabileceğinden dava konusu işlemin 4 işçinin işten ayrıldığı gerekçesiyle 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendi gereğince asgari ücretin onda biri tutarında verilen idari para cezasına ilişkin kısmı yönünden dava konusu işlemin yukarıda aktarılan gerekçe ile iptali gerekirken, farklı bir gerekçeyle iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, davalı idare vekilince “idari para cezasının ilgili maddede belirtilen ceza oranından fazla hesaplanması söz konusu ise işlemin iptali yerine hesaplamanın yapılarak kısmen kabul kısmen ret kararı verilmesi gerektiği” ileri sürülmekte ise de, idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu ve idari mahkemelerin yerindelik denetimi yapmamaları nedeniyle davalı idare tarafından yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda yeniden işlem tesis edilebileceği de açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıdaki gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.